ÇATALKAYA’DAN 17 AĞUSTOS AÇIKLAMASI: “AKP İKTİDARI DEPREMİN MALİ YÜKÜNÜ HALKIN ÜZERİNE YIKMIŞTIR”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı.

ÇATALKAYA’DAN 17 AĞUSTOS AÇIKLAMASI:  “AKP İKTİDARI DEPREMİN MALİ YÜKÜNÜ HALKIN ÜZERİNE YIKMIŞTIR”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı. Afet farkındalığı oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Çatalkaya, “AKP iktidarı tarafından 6 Şubat depreminin ardından çıkarılan kanun ile fakir halkın cebine el uzatılmış, böylece depremin bütün mali yükü zaten ekonomik sıkıntıların pençesinde kıvranan halkın üzerine yıkılmıştır” dedi.

SİNEM KARAKAYA

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği depremin yıldönümü dolayısıyla TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği tarafından açıklama yapıldı.

Açıklamayı yapan İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, “Afet risklerine karşı etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız” dedi.

Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemizde doğa kaynaklı afetlerle mücadele için milat olduğu varsayılan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Bu süreç içerisinde doğa kaynaklı afetler karşısındaki toplumsal, sosyal, ekonomik, kurumsal ve teknik altyapımızda iyileşme bir yana kırılganlıkların katlanarak arttığını 6 Şubat 2023‘de Kahramanmaraş depremleri açıkça gösterdi. Resmi açıklamalara göre 51.000’ni aşkın vatandaşımızın yaşamını yitirmesi, 100.000’ni aşkın vatandaşımızın yaralanması,310.000 bina ile çok sayıda baraj, köprü, yol, demiryolu, liman, enerji tesisleri ile altyapının uğradığı ağır hasar, getirildiği savunulan çözümlerin afet risklerini azaltmadığını, sadece ‘yara sarma’ amacına hizmet ettiğini bir kez daha bizlere göstermiştir.

“17 Ağustos 1999 tarihinde, saat 03:02`de Gölcük’te meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki deprem, Kocaeli, Sakarya, Düzce, İstanbul, Yalova ve Bolu illerimizde resmi rakamlara göre 18.373 kişinin yaşamını yitirmesine, yaklaşık 50.000 kişinin yaralanmasına, 375.000 konut ve işyerinin yıkılması veya hasar görmesine neden olmuştur. Bu büyük felaketin üzerinden 24 yıl geçmiş olmasına rağmen yeterli tedbirlerin alınmaması nedeniyle sadece depremler değil çok sayıdadoğa kaynaklı afet,ağır maddi ve manevi hasarlar vermeye devam ediyor.”

“AKP İKTİDARI ÜLKEMİZİ AFETLERE HAZIR HALE GETİRMEK YERİNE RANTSAL DÖNÜŞÜMÜ ARTTIRMIŞTIR”

“AKP iktidarı 20 yılı aşkın süredir ülkemizi doğa kaynaklı afetlere hazır hale getirip, risklerini azaltmak yerine “imar afları, kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşümü esas alan uygulamalar, fay zonlarının üstü, sıvılaşma, heyelan, kaya düşmesi, çığ ve taşkın tehlikesi yüksek jeolojik sakıncalı alanları imara açmak gibi uygulamalarla, afet risklerini daha da arttırmıştır. 1959 yılında çıkarılan 7259 sayılı Afetler Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun gibi temel yasalarda afet risklerin azaltılması konusunda tek bir değişiklik yapılmazken, 1999 Marmaradepreminden sonra çıkarılan ve tek seferlik olduğu ifade edilen deprem vergileri kalıcı hale getirilmiş, toplanan kaynaklar afet zararlarını azaltacak tedbirlerin alınması yerine, bütçe açıklarının kapatılması veya yandaş firmalarınrant odaklı otoyol köprü, havalimanı gibi yap-işlet-devret projelerinin finansmanında kullanılmıştır. Toplanan bu vergiler AKP iktidarı tarafından yetersiz görülmüş olacak ki 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden sonra çıkarılan “7456 sayılı6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile fakir halkın cebine el uzatılmış, böylece depremin bütün mali yükü zaten ekonomik sıkıntıların pençesinde kıvranan halkın üzerine yıkılmıştır.”

“AFET FARKINDALIĞI YÜKSEK BİR TOPLUMU YARATMAK ZORUNDAYIZ!”

“1999 Marmara depremlerinde yaşanan yıkımların bütün sorumluluğu tek bir müteahhite yıkılmış, 6 Şubat 2023 depremlerinde ise etüt ve projeleri ilgili kurumlar tarafından denetlenerek yapı ruhsatı ve iskân izni verilmiş 310.000 binanın yıkılması veya ağır hasar alması ve bunun sonucunda 51.000’i aşkın vatandaşımızın yaşamını yitirmiş olmasına rağmen, sorumlu tek bir yönetici hakkında soruşturma açılmamıştır. Başlatılan soruşturmalar sonucunda tutuklanan 325 kişiden bazıları ise hızla serbest bırakılmıştır. Yani depremde yaşanan ölümlerin ve yıkımların bedelini kentlerimizi, jeolojik tehlikeleri görmezden gelen, arsa ve imar rantını esas alarak yönetenlere değil, ülkesinin kurumlarına güvenerek konut veya işyeri satın alan, bina yapım süreçlerinde hiçbir sorumluluğu bulunmayan yurttaşlarımızın ödemesi uygun görülmüştür. Doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi ve ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için doğa ve teknoloji kaynaklı afet risklerine karşı etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız.”

“ZARAR AZALTMAYI ÖNCELEYEN POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLMELİ”

“Sonuç olarak 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden geçen 24 yıla rağmen doğa kaynaklı afetler karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapısı güçlü, olası afetler karşısında dirençli bir toplum olmaktan epeyce uzakta olduğumuz gerçeği görülmeli ve daha fazla zaman kaybetmeden yara sarma politikalarına yerine zarar azaltmayı önceleyen politikalar hayata geçilmelidir. Kalkınma, halk ve çevre sağlığının korunması, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve doğayla uyumlu bir yaşam için,afetini bekleyen ülke olmamak ve insan odaklı direçli kentler inşa etmek için görev başına!”

Bu haber toplam 1145 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.