Muğla’ nın Merkezi’ nde, Merkezi’ n de ortasında, kütüphane, müze, belediye ve Konakaltı Kültür Merkezi ile çevrelenen, Muğlalı’ nın bu kadar eski tarihi yapısı ile Muğla’yı bu kadar nefis bir şekilde anlatan o bölgenin, tam ortasında ne var, hadi bir düşünün isterseniz!

Emirhan ARSLAN

"Bölgeyi, belediyenin parselinde, diye biliyorum.” diyen ve bölgeyi düzenli kullanmak durumunda olduğu halde ismini vermekten kaçınan bir Muğlalı, “Belediye Binası, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait bir binaydı eskiden ama 49 yıllığına belediyeye verildiği için artık onların malı gibi olmuş kabul ediliyor. Burası, kültür merkezi, belediye binası, müze ve kütüphane ile tam bir kültür ve sanat bütünlüğüne kavuşturulabilirdi! Otopark olarak kullanılmasından, bizler de çok rahatsızız, fakat elimizden de bir şey gelmiyor! Bu bölge için baştan bir taviz verilmiş.” anlatımını yaptı.

‘Muğla Tarihi’ kokan o bölgeden geçmekte olan Sıla Soydan, bu tarihi değerler arasında, görüntü kirliliği yaratan bir otoparkın var olmasını, “Yer seçimi yanlışlığı!” olarak niteledi.

Sıla Soydan, “Bu değerli bölgenin, böyle otopark şeklinde kullanılması, görünüş açısından da hiç hoş değil! Bu otopark araçlarının, özgün tarihi yapılar, kütüphane, müze, Konakaltı Kültür Merkezi ve belediye binasıyla iç içe olmaması gerekirdi. Bu şekliyle buraya gelen bir kişi, bir müze ya da kütüphane ile yan yana olduğunu bile anlayamaz, diye düşünüyorum. Burayı bilmeyen biri olsam, geçerken benim de fark etmem, mümkün değil! Çünkü dışarıdan bakınca sadece belediye binası ve otopark ön plana çıkıyor. Gelenlerin, rahatça oturup dinleneceği, seyredeceği ve izleyeceği güzelliklerin burada bulunması, burasının daha cazip ve etkileyici, herkesçe tercih edilen, bir özel mekân haline dönüşmesini sağlardı. Burayı, böyle otopark olarak kullanmak yerine, taşıtlardan uzak, sakin bir dinlenme, belki tarih dokulu ve fıskiyeli bir havuzla görsel park alanı haline dönüştürmek, daha sanatsal ve çevreci bir yaklaşım çizerdi. Etrafını doğal taşlarla süsleyip, insanların aynı zamanda ruhlarını da dinlendirebilecekleri, tercih edilen bir mekân hizmeti sunulabilirdi burada!” şeklinde, görüşler dile getirdi.

YEŞİLLENDİRİLMİŞ ALAN

“Bu tarihi mekânın ortasına, bu otopark yakışıyor mu?” diyen Melike Sinem Çayan, “Bu bölgeyi çok sık kullanıyorum. Çok önce aklıma gelen bir sorudur bu soru! Bu tarihi alanda, bu araç görüntüleri, hiç hoş değil! Otopark alanları, daha göz önünde olmayan bölgelere çekilmelidir, çekilebilir. Yeşillendirilmiş bir alan, buraya daha çok yakışır. Bence bahar ve yaz aylarında burada sergiler açılıp, bazı tarihi ve sanatsal ürünler sergilenebilir. Kadınların evlerinde ürettiği el emeği ürünlerini tanıtım, sergi ve satış stantları oluşturulabilir. İnsanların, güle oynaya keyifle zaman geçireceği, doğal bir ortam alanı yaratılabilir! Burası, mimari çevresiyle de çok güzel bir alan! Herkes severek gelir. Bunu yapmayanlar gibi ben de Muğla’ nın tanınmasını istemediğimi açıkça söylemeliyim. Muğla ne kadar tanınırsa bu güzel tabiatı da o kadar çabuk bozulacak, sessizliği kaybolacak!” diye farklı bir bakış açısı çizdi.

İsminin tamamının açıklanmasını istemeyen R. A. “Böyle bir alanın, çok daha güzel bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta burası bir müzenin, bir kütüphanenin hemen önü! Özellikle sıcak yaz günlerinde, çam ağaçlarının altındaki bu gölgeli alan, müzemizi ve kütüphanemizi ziyaret eden kişilerin oturabileceği, bir dinlenme alanı olarak düzenlenebilir. Ziyaretçi sayısının da çok daha artmasını sağlar. Bunun dışında gerekli önlemler alınıp, tarihi, turistik ya da müze eserlerinin bir kısmı, bu alanda sergilenebilir. Böylelikle bu güzel meydan, daha da güzelleşir ve Muğla’ ya artı bir değer daha katmış olur.” diye düşüncelerini açıkladı.

BAŞTAN VERİLEN TAVİZLER

"Bu bölgeyi, belediyenin parselinde diye biliyorum.” diyen ve bölgeyi düzenli kullanmak durumunda olup, ismini vermek istemeyen bir Muğlalı da,  “Belediye Binası, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait bir binaydı eskiden ama 49 yıllığına belediyeye verildiği için artık onların malı olmuş gibi kabul ediliyor. Burada, kültür merkezi, belediye binası, müze ve kütüphane ile tam bir sanat ve kültür bütünlüğü kurulabilirdi! Şimdi sadece kültür merkezi, müze, kütüphane bakanlığa ait. Belediye Binası da verilmeseydi, tamamını Kültür ve Turizm Bakanlığı kullanabilirdi. Bu otopark durumundan bizler de çok rahatsızız, fakat elimizden de bir şey gelmiyor! Baştan bu yer için bir taviz verilmiş.” anlatımlarında bulundu.

“Bu alana giriş ve çıkışlar belediyenin kontrolünde! Müzedeki eserleri bu alanda sergilemek, sanatsal bir değer katıp, çok hoş bir mekân haline dönüşmesini sağlayabilirdi.” şeklinde anlatımlarını sürdüren bölge sakini ve yaşayanı, “Bu alan, bu şekilde kullanıldığı için sadece kütüphanenin önünde birkaç sanat eseri sergilenebiliyor. Bunun dışındaki eserler, müzeye hapsedilmiş bir durumda! Ama kimsenin buradaki müzeden bir haberi yok! Kimse müzenin farkında bile değil! Müze, bulunduğu yer itibari ile de bir müze vasfını tamamen karşılayabilecek kapasitede değil! Müze diyebileceğiniz yerler, turist çeken ve insanların kolaylıkla ulaşabileceği, görülebilecek genişlikteki alanlarda olmalı!” diye bilgi ve birimine ulaşmamızı sağladı.

TERSİNE GELİŞME

“Bizim Muğla Müzemiz ise tam aksine ulaşımının oldukça zor olduğu bir yerde gizlenmiş! Hele hele perşembe günleri buraya ulaşmak, tamamen imkânsız gibi bir şey! Bir tur otobüsü gelse nereye park edecek? Ya da otobüsün park ettiği alandan buraya kadar yine güzel sergiler, yürüyüş yolları bulunsa yürüyerek de olsa insanlar, buraya ulaşabilir. Şimdi, şaşkınlıktan neler yapılabileceğini de bilemiyoruz!” şeklinde bölge yapılanmasıyla ilgili eleştirilerde bulunan Muğlalı, “Bu kirli düzensizliği, plansız kentleşmenin bir sonucu olarak görüyorum. Binalar yapılmadan önce bir plan çizilmesi gerekirken, her şeyde olduğu gibi bu konu da bizde, tam tersine bir gelişme yaşanmış… Önce bina ve inşaatlar yapılıp, sonrasında kentsel düzenlenmeler oluşturulmaya çalışılmış.” diye, genel bir Muğla özeleştirisinde bulundu.