DİKKAT  VE  İLGİ  ÇEKME

Bugün yaşadığım deneyimlerde gördüğüm bazı  insan hallerinden elimden geldiğince  bahsetmek istiyorum. Bu zamana kadar  karşılaştığım yüzlerce hastanın psikolojik tutum ve davranışlarından birçoğunu zaman...

DİKKAT  VE  İLGİ  ÇEKME

Bugün yaşadığım deneyimlerde gördüğüm bazı  insan hallerinden elimden geldiğince  bahsetmek istiyorum. Bu zamana kadar  karşılaştığım yüzlerce hastanın psikolojik tutum ve davranışlarından birçoğunu zaman zaman anlatmak istiyorum size. Bu sebepten bugünkü konumuz DİKKAT VE İLGİ  ÇEKME.

Herkes hayatında bir dönem ya da her dönem dikkat çekme çabalarına sahip olmuştur. Kadın, erkek, çocuk, ergen, genç, yaşlı fark etmez. Dikkat çekme, ilgi görme çabası her zaman karşımıza çıkan bir tutumdur.

Hele ki kişi akut ya da kronik bir hastalık dönemindeyse, gösterilen ilgiden memnun kaldığı için daha da abartır dikkat çekmeyi. Suratını ekşitir, ah vah der, sürekli ağrım var hastayım diye söylenir, her şeye mızıldanır, küser, çok alıngandır,  acı çektiğini göstermek ister. Ağrıyan yerlerini her bir konuşmada tek tek anlatır. O anda drama yaratmak, kişinin özgürlük alanı gibi bir şey olur. Bu arada bilinçaltı hemen devreye girer. Geçmişinde yaşadığı tüm sıkıntılı zamanların hesabını sormak ister. Yani geçmişte yaşadıkları, şimdiki hastalık zamanının bahanesi olmuştur.

Zamanla bu durum geçebilir. Bazen de durumun abartısı gittikçe yükselir ve sınır  tanımaz. Bu artık yeme içme gibi doğal bir refleks haline gelmiştir. Dikkat çekme, günlük yaptığı alışkanlıklar arasına katılır. Bu durum hastalık süreci yaşayan herkes için geçerli değildir. Ağrı eşiği yüksek olanlar, hasta durumuyla dikkat çekmek istemeyenler de vardır.

Çocukken isteklerimizi yaptırmak, oyuncak

şeker ya da dondurma aldırmak, oyun oynayabilmek için genelde ağlarız. Daha basit şeyler için dikkat çekme çabası  gösteririz. Okula gitmemek adına "" karnım ağrıyor, hastayım "" cümlesi genelde sabittir. En masum dikkat çekme zamanlarıdır.

Hatırlarsanız ortaokulda yaptıklarımı anlatmıştım size. Her cuma İstiklal Marşı okunmadan önce zırıl zırıl ağlardım. Etraftakiler bana "" iyi misin ? Neyin var ? Ne oldu ? ""  diye sorsunlar amacındaydım. Eğer ders çalışamadıysam, sınavdan korkuyorsam ""şekerim yükseldi "" diye  ağlardım. Ama dedim ya, çocukken daha saf dikkat çekme çalışmaları oluyor.

Ergenlikte tüm davranışlarımız dikkat çekmek üzerinedir. Hiçbirini ayrıştırmaya gerek yok yani.

Hastalık döneminde dikkat çekme isteği artabilir. Kişinin yaşadığı hayat koşulları yani içinde bulunduğu ortam dikkat çekmekle ilgili farklı görüntüler verir. Örneğin eşinden ilgi görmeyen birisi bu hastalık döneminde ilgi görmeye başladıysa bu durumu kullanmak ister. Ama bunu çok bilinçli yapmaz. Nazlanması  doğal gelişir. Çocuklarından ilgi göremiyorsa ve yine bu dönem ilgi gördüyse bu durumu devam ettirir. Tabii kişi bu dikkat çekme olayını,  dozunda ve tadında bırakabilirse, sıkıntılı bir durum yaratmaz. Olay uzadıkça çevreye rahatsızlık vermeye başlar. Böyle durumlarda yararlı olabileceğini düşündüğüm ve deneyimlediğim önerilerim var.

Eğer hasta kişinin hayatını normalleştirebilirsek

Sevgi ve şefkat gösterirsek

Abartılı tepkiler vermezsek

Onun abartılı hallerini görmezden gelebilirsek

Her şeyin zamanla düzeleceğini güzellikle anlatabilirsek

İstedikleri şeyi ayarında verirsek

bu durumu kısa bir sürede sonlandırabiliriz. En azından yoğunluğu azalır. O da hayatın normal aktığını görünce zaten dikkat çekme çabasına gerek duymaz. Stratejik bir dönemdir. Kişi kaç yaşında olursa olsun dikkat çekme olayı her daim yaşanacaktır.

Sizin de hayatınızda böyle davranan  yakınlarınız olmuştur mutlaka. Hastalık karşısında telaşa kapıldığınız, mızıldanmalara nasıl karşılık vereceğinizi bilemediğiniz, üzülmesin diye her dediğini yaptınız ve hatta durumu abarttığınız zamanlar kesinlikle yaşandı.

Bakın bakalım siz de zamanında böyle hareketler yapmış mıydınız ? Ya da hala yapıyor musunuz ? Valla yalan söylemeye gerek yok zamanında ben de yaptım bunları ahahaa !!!  İnsan bazen kendi yaptıklarının farkında olmaz hep karşısındakini görür.

SEVGİYLE KALIN

Bu haber toplam 1901 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.