“Enflasyon farkının memura zam diye sunulması doğru değil”
Enflasyon rakamı 2020 yılı için yüzde 14.60 olarak belirlendi. Açıklanan enflasyon rakamlarının akabinde memur maaşlarına yapılacak zam oranının da belirlenmesinden sonra açıklama yapan Muğla Memur-Sen Başkanı Adem Köseoğlu...
Enflasyon rakamı 2020 yılı için yüzde 14.60 olarak belirlendi. Açıklanan enflasyon rakamlarının akabinde memur maaşlarına yapılacak zam oranının da belirlenmesinden sonra açıklama yapan Muğla Memur-Sen Başkanı Adem Köseoğlu 2020 yıllık enflasyonunun karşısında memurun alım gücü zayıfladığını ve enflasyon farkının memura zam diye sunulmasının doğru olmadığını dile getirdi.
Adem Köseoğlu zam teklifine verdikleri tepkinin 2020 yılının her iki döneminde de enflasyon farkı verilmesiyle ispatlanmış olduğunu belirtti. Köseoğlu, “Memur-Sen Konfederasyonumuzun 5’inci Dönem Toplu Sözleşme masasına sunduğu zam teklifleri ile İşvereninin önerdiği ve İşveren Hakeminin de kabul ettiği teklifler arasındaki farka tepkimizin doğruluğu; 2020 yılının her iki döneminde de enflasyon farkı verilmesiyle ispatlanmış oldu. Memur-Sen olarak masaya, refah payı hariç yüzde 8+ yüzde 7 ve yüzde 6+ yüzde 6 teklifimizi taşımıştık. Tekliflerimizin gerekçesini ifade etmiş, İşverene ve Hakem heyetine de enflasyon hedefi ve tahmini üzerinden önerdiğiniz oranlar, gerçekçi değil. Zira ne hedefiniz ne de tahmininiz hiç tutmadı’ uyarısında bulunmuştuk. Buda Kamu İşvereninin ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun 5’inci Dönem Toplu Sözleşmede kamu görevlilerine reva gördükleri zam oranların yetersizliği kanıtlanmış, duruşumuzun haklılığını ortaya koymuştur.” dedi.
“KAMU GÖREVLİLERİNİN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ”
Köseoğlu, açıklanan enflasyonun 14.60 olduğu ancak sahada gerçek enflasyonun bu olmadığını söyledi. Köseoğlu, “Gıda enflasyonu yüzde 19’u gördü. Vergilere bakıyoruz 9.21 arttı. Asgari ücret 21.56 oranında artırıldı. Bu rakamlar ışığında görüyoruz ki gerçek enflasyonun hesaplanması zor değil. Enflasyon rakamlarını, dolar kurundaki dalgalanmaları dikkate aldığımızda görüyoruz ki kamu görevlilerinin alım gücü düşmüştür. Hükümete düşen çeşitli sektörlere yapılan paket uygulaması gibi, kamu görevlilerine yönelik seyyanen zam uygulamasının bir an önce hayata geçirilmesidir. Genel Merkez ve İl Teşkilatları olarak gerek basın açıklamalarımız gerekse sosyal medya hesaplarımız üzerinden haklı tepkimizi ortaya koyarak memurun sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.
“GEÇMİŞ AY KAYIPLARI İÇİN ENFLASYON TAZMİNATI DA ÖDENMELİ”
Adem Köseoğlu “Toplu Sözleşmeye imza atmamamız emeği korumanın, ekonomiyi verileriyle anlamanın gereğiydi. Kamu İşvereni enflasyon tahminini/hedefini değil gerçeğini baz almalıydı. Memur-Sen’in “zam+refah payı” önerisi kabul edilseydi, enflasyon gündem olmaz bu tartışma yaşanmazdı. Enflasyon farkı gelecek kayıplarını gideriyor. Geçmiş ay kayıplarını gidermek için enflasyon tazminatı da ödenmesi gerekiyor. Enflasyon farkı ödenmeyi gerektiren enflasyon oranıyla gelir vergisi matrahlarındaki artış uyumlu görünmüyor. Matrahlarda ilave artış gerekiyor. Kamu görevlilerinin ilk altı ayda yüzde 1.75, ikinci altı ayda yüzde 4,18 düzeyinde enflasyon farkı almak durumunda kalması; Memur-Sen’in 8+7+refah payının gerçekçiliğini de imza atmamasının gerekçelerini de teyit ediyor” dedi.
Dönem Toplu Sözleşmenin zam oranları Memur-Sen’in değil İşverenin ve Hakeminin kararı olduğunu ifade eden Köseoğlu “Bunu, Memur-Sen’in başarısızlığı gibi göstermeye çalışanalar şunu anlasınlar ki 5’inci Dönem Toplu Sözleşmede Memur-Sen’in zam oranlarında imzası da rızası da olmamıştır.” diyerek sözlerini noktaladı.
Bu haber toplam 156 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.