GELİBOLUDAN BİR ASKER MEKTUBU
Bizim köy şehre at arabası ile iki saat sürüyor. Şehirde bizim köyden Salim dayının dükkanı var. Bizim köylüler pazarı gittikleri zaman hep orada toplanır. Bizim şehirde resmi bir işimiz olsa Salim dayının maliyede çalışan...
Bizim köy şehre at arabası ile iki saat sürüyor. Şehirde bizim köyden Salim dayının dükkanı var. Bizim köylüler pazarı gittikleri zaman hep orada toplanır. Bizim şehirde resmi bir işimiz olsa Salim dayının maliyede çalışan oğlu bize yol gösterir. Pazar işlerimizi bitirdik. Dükkan’da Kerim dayı gelmedi onu beklerken. Salim dayı şu mektupları alda bak. İçinde sizin köyden Yusuf dayının Yakup’un mektubu var mı geçen hafta babası gelip sormuştu. Hem o çocuk Gelibolu’ya gittiydi demi dedi. Ben mektupları bakarken, postacı tekrar bir demet mektup getirdi. Yeni gelen mektupların içinde Yakup’un mektubu da var. Hemen aldım sevinçle iç cebime koydum. Kadir Hilmi haydi arkadaş geç kalıyoruz. Kerim dayıda sırtında bir çuvalla geldi. Köyden beş araba geldik. İki ara bizden önce yola çıktı. Biz beş kişi yola koyulduk. Yolda giderken Emin dedi ki Yusuf dayı Yakup tan gitti giden hiç mektup gelmedi postaneye kadar git de bir bakıver sana zahmet demişti. Bende arkadaşlara mektup gelmiş ben aldım dedim. Hepimiz sevindi. Köyde Yakup u sevmeyen yoktur. Hilmi arkadaş kadirli köylüleri hem kız verdiler. Hem düğün için iki yaşında dana getirdiler. Bizim köy gibi, kadirlilerde Yakup u severler. Neyse yatsı namazına doğru köye vardık. Biz caminin yanından geçerken Yusuf dayı hoca ile caminin önünde sohbet ediyorlar. Bende atı yerine bağlayıp yemini suyunu verdim. Hemen abdest alıp camiye vardım. Hoca ezanı okudu. Namazı kıldıktan sonra Yakup’tan beklenen mektubu Yusuf dayıya verdim. Kadir oğlum teyzen ile Zeynep gelin tombulların Ayşe nine ağırlaşmış oraya hasta bakmaya gittiler. Eve gidelim sen oğlanın mektubunu güzelde okuyuver Ocakta koca kütük güzelde yanıyor. Mektubu açtım. Başladım okumaya; Ey benim canım gibi sevdiğim babam. Hayalimden çıkmayan kıymetli Anam. Önce ellerinizden öper sağlık haberlerinizi beklerim. Ayrıca hanem tarafına da selam ederim. Babacığım, anneciğim ve bir tanem. Ben köyden ayrılırken beni bir kam bastı. Ayrılıktan mı yoksa askerlik heyecanımı bilemedim. Trene bindirdiler. Her durakta askerlerle dolu. Gece bir yere geldik. Hava soğuk sonra başka arabalara bindirdiler. Sabah kocaman bir gemi imiş hep ona bindirdiler. Ortalık ağarmıştı burası Çanakkale dediler. Baba o anda müthiş bir ses duyduk. Harp başlamış bu ses top sesi dediler. Düşündüm bu acaba tüfekten büyük mü. Gemi ile Gelibolu denen ormanlık bir yere indirdiler. Hemen bize birer tüfek ile uçları sivri mermi imiş onları verdiler. Bize orada talim ettirdiler. Başımıza bir çavuş verdiler o bize tüfeğin kullanmasını harp sahasında ne yapacağımızı öğretti. Çavuş bakın arkadaşlar top tüfek seslerini duyuyorsunuz. Düşman ile bizim askerlerimiz savaş halinde, sizde takviye olarak yarın cephede olacaksınız. Babam anam bir tanem ilk savaşa girdiğini gün çok korktum, ertesi gün alıştım. Üçüncü gün Sivaslı Sabri diye bir arkadaşım vardı. Çavuşum yere yatar kalkmayın dedi Sabri ne oluyor diye bir baktı. Düşman askerinin attığı mermi başına isabet etti gözümün önünde şehit oldu. Baktım o düşman askeri bizim darıya basan domuz gibi geri geri sürünüyor. Bende o kıpırdamadan onu temizledim. Bu esnada atılan merminin haddi hesabı yok. O gün geç vakte kadar devam etti. Bugün savaşta bizim bölükten Sabri dahil yedi kişi şehit oldu. Akşam bize birer tayin olarak yumurtadan büyükçe bir ekmek ile içinde darısı yok bulguru yok çorba verdiler. Çavuşum yanıma geldi, seni Yüzbaşım istiyor dedi. Önce korktum. Çavuşumla gittik. Bizden biraz büyük bıyıklı biri. Gel bakalım Yakup dedi. Adımı bildiği için herhalde bizim oralı sandım. Yakup sen bugün çok büyük bir iş başardım. Senin vurduğun İngiliz Binbaşı idi. Çok tehlikeli ve askerimizi şehit etti. Onun için sana onbaşılığa terfi ettirdim dedi. Hani baba sen bana domuz aylarında taktik verirdin ya ben o kefereyi öyle vurmuştum. Baba ben şimdi savaşa alıştım. Sizleri de unutmadım. Telaştan mektup yazmaya fırsat yok. Gelirken anama kızdım erkek adama kınamı yanar demiştim gelenleri çoğu kınalı geliyor. Baba hiç belli olmaz Allah’ın takdiri şehit olursam yerim burası, Gazi olursam bu gavur giderse gelirim. Eğer şayet Allah verirde bir torunun olursa Erkek olursa dede, kız olursa baba annenin adını koyarsınız. Babam annem ellerinizden öperim. Ayrıca hanem tarafına da selam ederim. Karabaşa da iyi bakın onu özledim. Köyümün ta toprağına, Kadirli köyüne kayınbaba ve kaynanama ve kayıncım Süleyman’a selam ederim. Hoşça kalın Gelibolu’dan Oğlunuz Yakup.
Bu haber toplam 264 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.