İRONİNİN KRALI "AVRUPA KENTİ MUĞLA "
Hazret gazete beyanında öyle buyurmuş."Muğla bir Avrupa kentidir."...Alıştık artık,Yapacak fazla bir şey yok.Bunların olmadıklarını olmuş, yapmadıklarını yapmış gibi göstermeleri o kadar sıradan o kadar olağan hale...
Hazret gazete beyanında öyle buyurmuş."Muğla bir Avrupa kentidir."
...
Alıştık artık,
Yapacak fazla bir şey yok.
Bunların olmadıklarını olmuş, yapmadıklarını yapmış gibi göstermeleri o kadar sıradan o kadar olağan hale geldi ki...
Diğer illerin seçmenlerinin kriterlerini bilmem ama Muğla duyu organları sıkıntılı insanları seviyor.
Zira tercihleri hep o yönde.
Başkanın burnu koku, ağzı tat almayacak, mümkünse sağır ve dahi ileri derece miyop olacak, burnunun ucunu bile göremeyecek. Birde mumu yatsıya kadar yanar veya yanmaz umursamadan yalan söyleyebilecek.
Başlıkta yazdığım "Muğla bir Avrupa kentidir" vecizesini çiçeği burnunda başkan bay Bahattin söylemiş.
Neye göre, kime göre bilen yok.
Ölçütü ne?
Milyonluk Üntaş dairelerinin önündeki caddeden (cadde denirse) daha doğrusu eski garajın oradan Muğlalı İş hanı' na doğru çıkarken sıcak havalarda burnumuzu, hatta ciğerlerimizi yakan Muğla ile özdeşleşmiş, bütünleşmiş foseptik kokusu mu,
Avuç içi kadar kentin cücelere göre yapılmış dar ve kıvrım kıvrım patikayı andıran yolları mı,
Musluklarından bol çamur ve kireç akan su şebekesi mi,
Kimileri Nuh Peygamber zamanından kalmış izlenimi veren itfaiye araçları mı,
Değişen sefer saatlerinden haberi olmayan ve yolcuyu saatlerce durakta bekleten şoförleri ve fahiş taşıma ücretli kent içi ulaşımı mı,
Tam ortasında sürücüyü doğa ile bütünleştirecekmiş gibi ağaçlar bulunan ve kimseyi kullanırken görmediğimiz, sözde bisiklet yolu olarak "hizmete" soktukları mavi boyalı alanları mı,
Kazmaya başlayalı iki ayı geçmiş olmasına ve 100 m uzunluğa sahip kanalizasyon ve benzeri çukurları hala tamamlayamamış olmaları mı,
Kimi okul tanıtım afişlerine kendi resmini de bastırarak tanınmış kişi olma, okulda öğretmene, öğrenciye ve veliye "Bakın ben başkan oldum.", veya " Belediye başkanınız benim..." gayretlerini mi,
Kurşunlu Camii nin hemen yanındaki bin m2 bile olmayan alanın düzenlenmesi işini bile iki ayrı firmaya ve dokuz ay süre ile vererek çalışma hızının kaplumbağalarla yarıştığını mı,
Bir türlü çözemedikleri otopark sorunlarını mı,
Kötekli' de öğrencilerin paralarının gasp edilmesine belediye olarak nasıl sessiz ve seyirci kaldıklarını mı ölçüt olarak aldı?
Başkan, Muğla'yı Avrupalı kente benzetirken eğer konut kira ve fiyatlarını baz almışsa...
Yerden göğe haklı.
Konut almayı veya kiralamayı düşünen vatandaşlar duydukları rakamlara inanamıyor. "Abartmışsın" demezseniz, çok daha gelişmiş sahil kentlerindeki aynı hatta çok daha kaliteli malzemelerle yapılmış konut fiyatları, konut kiraları minyatür kent Muğla' nın yarısı.
Belediyeler Muğla'da yeni konut alanları oluşturmak imara açmak yönünde kılını kıpırdatmıyor ve Muğla ne gözü ne de cebi doymak bilmeyen ev - dükkan sahipleri ile dolu. Emlak sahibi yamyamlar özellikle kente okumaya gelen öğrencileri, görev nedeni ile gelen insanları yolma, soyma, yok etme yarışına girmiş durumdalar.
Yaşamak için yaşatmak gerek anlayışından bihaber, kimden kaç parayı nasıl koparabileceklerinin hesabındalar. Muğla belediyelerinin, Muğla'nın en büyük problemi olan satılık ve kiralık emlakta fahiş fiyat sorunu karşısındaki sessizliği, diğer problemlere karşı da sergiledikleri "üç maymun" duyarsızlığı, vatandaşın sabrını her gün biraz daha zorluyor.
Başkanın Muğla için sarf ettiği cümleyi okuduğumuzda,
" Demek ki teşbihte de hata oluyormuş...",
" Demek ki kent dışından gelen dostlarımızın kentle ilgili yorumları başkanın - başkanların kulağına gitmemiş...",
" Bunca tersliği, eksiği, yapılması gerekirken yapılmamış veya hatalı yapılmış işleri bilmediklerine göre, başkanlar belediyeleri daireye gitmeden, sahaya inmeden evden yönetiyorlar." düşüncesine kapılıyoruz.
Daha doğrusu bu gerçeği bir kez daha hatırlıyoruz.
Haftada olmadı on beş günde bir diğer kentlere gitmesek,
En çok on beş gün önce gittiğimiz bir kentin on beş gün içinde nasıl da değiştiğini, dönüştüğünü görmesek,
Hep burada, bu çukurda bu minyatür kentte yaşayıp dışarı çıkmasak, bırakın Avrupa' yı bu ülkede başka kentleri görmesek...
Başkan Bahattin' in "Muğla Avrupa kentidir." derken aslında ironi yaptığını, halkla nasıl da dalga geçip alay ettiğini anlamayacağız.
Bugün için Muğla belediye başkanlarına "Niyetiniz nasibiniz olsun." demekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
Tabii bir daha ki seçimlere kadar...
Selam ve dua ile.
Bu haber toplam 180 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.