Yüce Kitabımız Kur’an ı Kerim Allah kelamı olup son kitaptır. Kıyamete

kadar yeni bir kitap, yeni bir Din gelmeyecektir. Hz Muhammed (s a v ) de son

peygamberdir , bir daha peygamber gelmeyecektir. Kur’an ı kerimden önce

indirilmiş bütün kitaplar aslını muhafaza edeme miş , bundan dolayı yeni bir

dinin ve peygamberin gönderilmesine ihtiyaç duyulmuştur.

Yüce Kitabımız Kur’an ı kerime inanan ve iman eden milyonlarca kişiler

vardır. Bundan dolayı bütün inanan ve Müslümanların kutsalıdır. İnsanılığın

bir gereği hatta ben insanım diyen ve medeniyette öndeyim diyen insanlar

öncelikle kutsal olan, kitaba, mabede, Alah’ına, peygamberine, kutsal saydığı

neyi varsa yıkıp yakmaz eğer bunu yaparsa insanlıktan nasibini almamış

nasipsiz, medeniyetsiz, aciz , olduğunun bir göstergesidir.

İnsanlıktan nasibini almayan kişilerin milyonlarca kişinin inandığı,

kutsalı olan Kuran’ı Kerime yaksa onların bir kazancı değil aciz olduğu zayıf

olduğunu gösterir. Onlar kitabımızı yaksada, yakmasada Kutsal kitabımızın

koruyucusu Yüce Allah’tır. Rabbımız bu konuda şöyle buyurur (Hicr suresinin

15/9) ayetinde

“ Şüphesiz O zikri (Kur’an ı ) biz indirdik biz onun koruyucusu da elbette

biziz”

Buyurarak Kitabımız kıyamete kadar değişmeyecek hatta bir harfini bile

değiştirmeye kimsenin ama kimsenin muhakkak ki gücü yetmeyecektir. Bizim

korkumuz onların yakması değil kendi görevimizi yapmamızdan ileri gelir.

Böylelerinin akıbetlerini bir bakmak gerek Peygamberimizin karikatürünü

çizen kişinin sonunun ne olduğudur. Geçirdiği kazada cayır cayır yanarak hatta

iki korumasıda yandığı vakidir. Müslümanlar bunu telin etmekle bir yerde

görevlerini yapıyorlar. İçinde bulundukları durumun ne kadar kötü olduğunu

hatırlatmaktır.

Eğer ki bizde onların yaptıkları gibi mabetlerini yakıp yıksak bu

Müslümanlara, insan olan insanlara yakışmaz, bizler Allah’a havale

edilenlerden değil, Allah’a emanet edilenlerden olmamız gerektiğini biliriz,

kimsenin kutsalına dil uzatanlardan değil, kendi inancımızı yaşamayı görev

bilenlerden olmamız gerektiğini biliriz.

Yüce Kitabımız Kur’an ı Kerim okunması ile ibadet edilen, bu kitabın

benzerini getirmekten aciz kıldığı ilahi kelamdır. Bizim Kitabımız yıkıp

yakmakla, kırıp dökmekle değil insanların kalplerine sekinet ve huzur

bulmalarını sağlar. Bizim dünyadaki görevlerimizden olan imar etmek, bunu

kalpleri imar etmek, dünyayı imar etmek, kırık gönülleri imar daha nice

aklımıza gelmeyenleri imar etmek kısacası bizim görevimiz karşımızdaki

insanları yok saymak değil, sevgi saygı ve hoşgörüyü yeğleyen bir dindir.

Kutsallara yakıp, yıkan, şiddet yanlısı olan böyle kişilerdeki İslamofobi

korkusundan dolayı olsa gerek. Bundan bin dört yüz yıl önce insanları gaflet

uykusundan uyandırıp onları hakikatın yolunu gösteren Kur’an, bu gün kü

günümüzde de aynı fonksiyonu sürdürmektedir. Ayrıca Yüce Kitabımızın bir

uyarı olması ondan yüz çevirip gösterdiği hakikatlere kulak tıkayanların hesap

günü “bilmiyordum” veya “duymamıştım”gibi ortaya dökecekleri mazeretleri

geçersiz kılacaktır.

Hiç kimse kendi kutsallarına saldırılmasını, yakılmasını, yıkılmasını, küfür

edilmesine razı olmayacağı gibi, başkalarının kutsallarını saldırmamalı bu

yapılıyorsa inasanlıktan, medeniyetten, ahlaktan nasibini almayan olarak

addediyoruz. Allah bunları hidayet nasibeylesin, eğer bu olmuyorsa kahrı

perişan eylesin inşaallah