SENİ ANLIYORUM CÜMLESİ

Size önceden yazdığım bazı paragrafları hatırlamanız için aralarda tekrar yazıyorum.Yeri geldiğinde hemen hatırlayıp, etrafınızdakilere de anlatablmeniz için hafızanızda yer etmesi önemli.Şeker belirtilerini anımsayalım...

SENİ ANLIYORUM CÜMLESİ

Size önceden yazdığım bazı paragrafları hatırlamanız için aralarda tekrar yazıyorum.

Yeri geldiğinde hemen hatırlayıp, etrafınızdakilere de anlatablmeniz için hafızanızda yer etmesi önemli.

Şeker belirtilerini anımsayalım :

Çok su içiyorsanız, çok idrar çıkışı varsa, ağızda kuruluk, ayaklarda yanma hissediyorsanız doktorunuza gidin.

Psikolojik travmayı hatırlayalım :

Kişiyi bedenen ve ruhen  etkileyen, stres verici yaşantılar sonucu ortaya çıkan, duygusal ve düşünsel zedelenmelerdi. Kendi kendimize travma yaratamayız. Dış etkenler gereklidir. Bana göre çocukluk, ergenlik travmaları çok etkili hayatımızda ( test ettim çokça ).

Psikolojik Danışman Merve Dayan’dan bilgi alalım:

**  Çocuğun hasta olduğunu ilk öğrenenler, çoğunlukla anne babadır. Anne, baba ya da yanındakiler ilk evrede şok ve şaşkınlık durumu  yaşarlar. Bu evreden çıkabilmek için en çok İNKAR  yöntemini kullanırlar. Bir süre hastalığın olmadığını ya da yanlış tanı konduğunu düşünürler. Bu dönemden sonra, önce KIZGINLIK, sonra ÜZÜNTÜ   evresi başlar. Hatta bazı ebeveynler depresyona girebilir. Son dönem de artık KABULLENİŞTİR. Bazı aileler İNKAR evresinde takılı kalarak tedavi sürecine geçilmesini geciktirebilirler. Çocuktan  hastalığı gizlemek çözüm değildir. Çocuklar  anne babanın konuşmalarına kulak misafiri olarak ya da yüz ifadelerine bakarak neler olduğunu anlamaya çalışırlar. Çocukla açık konuşmamak, ondaki KAYGI durumunu arttırabilir. Hasta olan çocuk ya da gençler düzenli olarak bilgilendirilmeli, duygu ve düşüncelerini paylaşabilecekleri ortam hazırlanmalıdır. Bu şekilde hem çocuk ve genç hem de ebeveynler, TANI VE TEDAVİYE DAHA KOLAY UYUM SAĞLARLAR.** Teşekkürler Merve’cim

Bu durumlarla  uğraşan aileyi; soru yağmuruna tutmadan, daha çok sakinleştirici, çözüme odaklı ve olumlu cümleler kullanarak yardımcı olabiliriz. Kafa karışıklığına ve dramaya hiç ihtiyaçları yok.

İçinde bulunduğumuz durumu KABUL EDİP  ÇÖZÜM YOLUNA YÖNELİRSEK  ilk  zorluk kolaylıkla atlatılmış olur.

Çocuklar dünyanın en iyi, en doğal, en doğru hisseden, saf gözlemcisi. Anlayacaklarından emin olun.

“” YETER Kİ  SİZLER; AÇIK, DOĞRU, ÇÖZÜME ODAKLI, KORKMADAN VE GÜVEN İÇİNDE KONUŞUN. ‘’’”

Toplum olarak, bazı yerlerde neler konuşup nelere dikkat etmeliyiz konusu çok hassastır. Bazı hareket ve sözcükler, karşı tarafın hayatını alt üst edebilir. Zor şartlar altına sokabilir.

Hele hele çocuksa ya da genç bireyse, inanın  hayatın en başında başlar bu olumsuz kelimelerin dayanılmaz etkisi... Ve yaşamın en önemli zamanlarında ortaya çıkar.

Bazen sadece konuşmak adına cümleleri boşa sarf etmek ne acıdır. Acımsızdır böyle zamanlarda insanoğlu.

Bi de üstüne SENİ  ANLIYORUM  gibi laflar eder.

HİÇ KİMSE AYNI DENEYİMLERİ YAŞAMADAN KARŞISINDAKİNİ ANLAYAMAZ, HİSSEDEMEZ. BENZER DENEYİMLERDE BULUŞUP PAYLAŞIMDA BULUNABİLİRİZ ANCA.

Başka bir  “”SENİ ANLIYORUM, YANINDAYIM “”  olayı daha var. Ben,  insanların kendini daha iyi hissetmek, birilerine yardım edince özgüvenlerini ve egolarını yükseltmek için sıkıntıyı paylaşır  göründüklerini fark ettim. Gizliden  kendi depresyonlarından kurtulmak, daha iyi hissetmek adına yapılan, samimiyetsiz

söylemler.

Tabi bu davranışlar herkes için geçerli değil. Caanıı gönülden paylaşan güzel insanları çevrim içi .bırakalım demiii. Onlar iyi ki varlar ve çok kıymetliler...

SEN  YARINA  ACCICIK (  azıcık )  UMUT  SAKLA.

AYYY  O  UMUT GOCAMAN  OLSUN. GÜLÜMSE.....

Bu haber toplam 218 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.