TOPLUMDA SORUMLULUK VE GÖREVLERİMİZ

Allah insanları bütün mahlukat içerisinde en güzeli olarak yaratmış, bütün yarattıklarınıda insanlara hizmet etsin diye yaratmıştır. Hal böyle iken sayamayacağımız nimetlerle donatmış , bu durumda insanı başıboş olarak...

TOPLUMDA SORUMLULUK VE GÖREVLERİMİZ

Allah insanları bütün mahlukat içerisinde en güzeli olarak yaratmış, bütün yarattıklarınıda insanlara hizmet etsin diye yaratmıştır. Hal böyle iken sayamayacağımız nimetlerle donatmış , bu durumda insanı başıboş olarak değil , onlara bir takım görevler yüklemiştir

Burada birinci sorumluluğumuz bu kadar nimetler veren Allah’a , kendimize ve diğer varlılara karşı sorumlu olduğumuzu bize dinimiz anlatmaktadır.Topluma karşı sorumluluklarımızın başında , birbirimizi sevmek ve karşılıklı haklarımıza saygı göstermek gelmektedir. Dinimiz İslam , fert ve toplum haklarına yönelik bütün tecavüz çeşitlerini yasaklamıştır.

Bu çerçeveden bakarak , kişisel çıkarlar uğruna toplum menfeatlerini çiğnemek , görevi kötüye kullanmak, aldatmak, sövmek, dövmek, kalp kırmak, gıybet etmek, kişilerin şahsiyetlerine ve namuslaruna dil uzatmak daha sayamayacağımız niceleri kul ve kamu haklarına tecavüzdür. bunu yapanlar ahirette bunun hesabını vermek  iseçok zordur. Çünkü Müslümanı tarif edersek  uyumlu, uyum sağlanılan, ve kendisinden kötülük beklenilmeyen insandır. Çünkü inanan insan kendisine kötü davranıldığında bile din kardeşine karşı iyi davranan insandır. Bu konuda atalarımız  ne kadar güzel söylemiş “İyiliğe karşı iyilik her kişinin, kötülüğe karşı iyilik er kişinin harcıdır.”  Demiştir.

Allah’ın kullarına bahşetmiş olduğu bir nimet ve imkan , ihtiyaca göre en uygun bir şekilde kullanılmalı, dini ve ahlaki ölçülere göre gereken yerlere, gerektiği kadar harcanmalıdır. Bunların toplum zararına kullanılması , harcamada lüks ve israfa kaçılması yasaklanmıştır.Eldeki imkanları saçıp savurmak, gereksiz kullanmak  insanları ve toplumu sıkıntıya koyan durumlardır.

Bunun devamında çalışmak, üretmek ve kazanmak bireysel bir hak olduğu gibi,aynı zamanda kendimize ,ailemize  ve topluma karşı bir vazifedir. kendimizin ve bakmakla yükümlü olduğumuz aile fertlerinini ihtiyaçlarını karşılamak , yakınlarımıza ve topluma yük olmamak için çalışmak, dini ve sosyal görevlerimiz arasındadır.  Bu konuda Hz Peygamber efendimiz (s a v)  “Dağdan odun toplayıp satmanın, başkalarına el açmaktan daha iyi “ olduğunu söylemiştir.

Kendimiz ve ailemizin geçimi için çalışmak, bir vazife ve Allah’ın rızasını kazanmak bir ibadet olduğu gibi  , kabiliyetlerimizi toplumun gelişmesine ve refahına yararlı kılmakta toplumsal görevimizdir. Zira ülkenin gelişmesi ve mamur bir hale gelmesi, o ülke halkının çalışıp kazanmasına bağlıdır.Toplumun  gelişmesi için  çalışıp çabalamak  ta  görevimizdir.

Toplumsal görevlerimizden  bir diğeride kamu mallarını korumak, ,bunları haksız yere elde etmeye çalışmamaktır. Kamu hakları ve kişinin topluma karşı vazifeleri , öneminden dolayı ,ibadetler gibi, Allah hakkı olarak kabul edilmiştir.

Sorumluluk bilinciyle yaratılan insanın, Başta Allah olmak üzere , kendisin, ailesine , komşularına  ve topluma karşı sorumlulukları vardır. Topluma karşı sorumlulukların başında , Müslümanların birbirini sevmesi ve birbirilerin haklarına saygı göstermesi gelmektedir. İslami terbiye ile yetişmiş insan seven ve sevilen, merhamet eden, herkesle hoş geçinen ve kendisiyle hoş geçinilen, kendisiyle ,ailesiyle , içinde yaşadığı tolumla milletiyle ve bütün insanlıkla barışık olandır. Böyle bir Müslüman maddi ve manevi alanda yardımlaşır. Muhtaç olan kimselere elini uzatır. Kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerin ihtiyacını karşılamak, yakınlarına ve topluma yük olmamak için çalışır.

Bu haber toplam 190 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.