Ramazan insanlığın ne durumda olduğunu, anlamını ve amacını keşfetme mevsimidir. İnsanlığa onbir ayda gelen büyük bir armağan ve hediyedir. Aynı zamanda Allah’ın varlığını ve birliğini yani tevhit inancını, hakikatini Allah’ın şerefli varlık olarak yarattığı insana iletmektedir. Ramazanda insanın insana anladığı bir aydır.

İslam insanın insan üzerinde tahakküm kurmasını değil, bilakis birbirini her türlü yardımlaşmanın, paylaşmanın imkanlarını ihtiyaç sahiplerini ulaştırmayı amaçlamaktadır. Ramazan insanın insana hükmetmesini değil, kardeş ve yoldaş olduğunu anlatan bir aydır. Ramazan insanı olumlu yönde değiştirmelidir. Burada değişmesi gereken yiyecekler, içecekleler, nesneler değil birbirleri arasındaki ilişkileri anlaması ve bilmesidir. Bu ayda kendisine yapılacak olan her türlü saldırı ve sözler ve eylemler karşısında ben oruçluyum diye söyleyebilmesi, bu hali karşısındaki bireyi duruşuyla göstermesidir.

Ramazan ayı insanı erdemli, olgunlaşmayı ve hoşgörülü olarak değişmeyi sağlamasıdır. İnsanın Ramazan ayında Allah’tan af dilemeyi, insanlara ve Allah’ın yarattıklarını merhametli olmayı öğrenmesi ve bu güzelliği insanlar arasında uygulaması gerekliliğini anlaması. Allah insanı rahmetine, inayetine ve merhametine çağırmaktadır. Bu günler ve bu ay insanlar için bir fırsattır ve aynı zamanda değerlendirilmesi gereken imkandır. Bu konuda peygamber efendimiz (s a v )şöyle buyurmaktadır “Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vururlar. Cehennem kapıları kapanır ve hiçbiri açılmaz. Cennet kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir melek şöyle seslenir Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel. Ey şer isteyen günahlarından vazgeç Allah’ın bu ayda azat ettiği nice kimseler vardır. Ve bu Ramazan boyunca hergece böyledir.”

Kişi Ramazanda cennet kapılarını kendisine açmakla sorumludur. Cennet kapıları insanın ahlaklı, Allah’ın emirlerini ve Rasülüllah’ın sünnetini yerine getirmesiyle mümkündür. Ramazan başkalarının peşine düşmemeyi, kendi eksiklerini düşünerek tamamlamayı gerekliliğini bizlere hatırlatmaktadır. Bu ay nefislerimizle sürekli mücadele etmemiz sayesinde kontrolümüz altına almalıyız. Nefsini hakim olamayanlar bilmelidir ki sonunda nefsinin kölesi olurlar. Eğer bu gün İslam’ın emrettiği şekilde yaşayabilsek bu kadar sorunlar olmaz.

Ramazan ve oruç ruh ve bedeni bütün kirlerden arındırarak, insanı adete yeniden keşfetmektedir. Birey ahlaklı, erdemli düşünce, duygu ve güzel sözle donandıkça yaşadığı hayat boyunca hür ve onuruna yakışır bir hayatla buluşur. Bizim bu saydıklarımız bize Ramazanlaşmayı anlatmaktadır. Eğer bu gün baba oğuldan, kardeşler kendi aralarında, eşler birbirinden dert yanıyor devamlı surette şikayette ve serzenişte hatta ve hatta birbirlerini vurup kırıyorlarsa, öldürüyor, çalıp çırpıyorlarsa işte bunun sebebi Ramazanlaşamadığımızdan, Müslümanlığı unuttuğumuzdan olsa gerek

Gökten yağmurun yağdığı zaman toz ve kirden temizlediği, insanlığın yaşam rahmeti olduğu gibi, bu ayda iftarıyla, sahuruyla, orucuyla, teravihiyle ve daha ibadetleriyle insanlığı olgunlaştıran, yoksulları düşündüren, erdemli olarak insanı adete melekleştiren ibadetlerle bu güzellikleri yaşamaya bizlere vesile kılmaktadır.

Ramazan ayı dolu dolu yaşama ve aynı zamanda yaşatma ayı olarak bu aydaki ibadetler olarak tuttuğumuz oruç yoksulların sıkıntılarını anlamak, fıtır sadakası da paylaşmak, bölüşmek olarak onlarında bu ayın sonunda durumu iyi olanlar gibi mutlu olmalarını sağlamaktır. Bu Ramazan ayında yoksullar aranır, sorulur, dertleri varsa derman, yaraları varsa yaraları sarılır işte bu ayın güzellikleri ve aynı zamanda necip bir millet olmamızdandır