KENT YOKSULLUĞUNUN EĞİTİME YANSIMALARI AÇIKLANDI
ÜNİVERSİTE KENTE DOKUNDUTÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vural Hoşgörür’ün...
ÜNİVERSİTE KENTE DOKUNDU
TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vural Hoşgörür’ün yürütücülüğünde hazırlanan ”Yoksulluğun Yeni Yüzü, Kent Yoksulluğunun Eğitime Yansımalarına İlişkin Bir Eylem Araştırması” adlı projenin araştırma raporları açıklandı.
SİNEM KAPLAN
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi üyelerinden Prof. Dr. Vural Hoşgörür’ün yürütücülüğünde ‘Yoksulluğun Yeni Yüzü: Kent Yoksulluğunun Eğitime Yansımalarına İlişkin Bir Eylem Araştırması’ projesinin Şubat 2021 tarihinde tanıtımının ardından, Menteşe ilçesi merkez mahallelerinde saha çalışmalarına hemen başlanılmıştı. TÜBİTAK tarafından da desteklenen ve Muğla’da iki yıl boyunca bir yandan sosyo-ekonomik düzeyleri düşük öğrencilerin eğitimlerinde yaşadıkları olumsuzluklar araştırılırken diğer yandan çözüm önerileri ortaya çıkarılması planlanan projenin araştırma raporları da açıklandı.
MÜDAHALE PROGRAMI GELİŞTİRİLİP UYGULANACAK
Eğitim Fakültesinden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Hoşgörür’ün yürütücülüğünde, Prof. Dr. Kasım Yıldırım, Doç. Dr. Perihan Korkut Kocaman, Doç. Dr. Tuğba Hoşgörür, Dr. Öğretim Üyesi Mine Kizir, Edebiyat Fakültesinden, Dr. Öğretim Üyesi Sergender Sezer, Araştırma Görevlisi Mirace Karaca Evren, Araştırma Görevlisi Orhan Kahya, Yüksek Lisans Öğrencisi Eda Yeşil’in görev aldığı proje, Merkez Menteşe İlçesindeki kent yoksulluğunun eğitim ortamına yansımasını belirleyebilmek için toplanan verilerle özellikle kent yoksulu ailelerin ve öğrencilerin yaşadıkları sorunlar, farkındalıkları, eğitime bakışları, ekonomik, sosyal ve kültürel sermayeleri derinlemesine ortaya konulmaya çalışılacak.
Öte yandan ortaya çıkan profile göre bir müdahale programı geliştirilip uygulanacağı öğrenildi.
ÇARPICI BİLGİLERE ULAŞILDI
Proje yürütücüsü Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Hoşgörür, “Pandemi döneminde sokağa çıkma kısıtlanmasının olduğu zamanlarda bile proje ekibimiz Menteşe İlçesi Hacırüstem ve Balıbey mahallelerinde, mahalle sakinleri ile yaptıkları saha araştırmaları sonucunda kent yoksulluğu ile ilgili olarak çok çarpıcı bilgilere ulaştı” dedi.
KİRADA OTURAN AİLELERİN ÇOĞUNUN EŞYALARI EKSİK
Hoşgörür, “Her iki Mahallelerde görüşme yapılan mahalle sakinlerinin kirada oturmaktadır. Kirada oturan ailelerin yarıya yakını kiralarını düzenli olarak ödeyememektedir. Görüşülenlerin yüzde 47,3’ü evlerinde eksik eşya olduğunu ve bunların arasında çocukların eğitim ve öğretiminde kullanılması gereken bilgisayar, yaşam kalitesi bakımından elzem olan bulaşık makinesi, buzdolabı, oturma koltuğu bulunmakta. Çamaşır makinesi ve televizyonu bulunmayan evler de mevcut. Konutlarının önemli bir kısmı sağlıksız koşullarda. Mahallelerde mevcut olan sosyal tesisler ise bakımsız ve yetersiz. Pandemi nedeni ile uzaktan eğitimin yoğun olarak yaşandığı dönemde öğrenciler sisteme girmekte önemli sıkıntılarla karşılaşmışlar. Ayrıca, Mahalle sakinleri mahallelerin güvenliğini (özellikle ıssız, karanlık ve kayalık mekanlarda) kendilerinin sağladıkları konusunda bilgilere ulaşılsa da, mahallelerde yaşayan kişiler her türlü eksikliğe ve zorluğa rağmen yaşadıkları yerleri büyük bir çoğunluğu güvenli bulmaktadır. Güvenli bulmayan aileler ise çocukları için, trafik, yüksekten düşme, kavgalar, mahalleye gelen yabancılar, madde kullanımı, çocuk kaçırma ve çocuk istismarı gibi konularda endişe yaşamaktadırlar” şeklinde konuştu.
MAHALLE SAKİNLERİNİN YARISINDAN FAZLASI İLKOKUL MEZUNU
“Mahalle sakinlerinin yarısından fazlası ilkokul mezunudur. Çocuğu okula giden ailelerin yüzde 19,3’ü çocuğunun ödevlerine nadiren yardım ederken yüzde 25,1’i hiç yardım edememektedir.
Mahallelerde yaşayanlar dan erkekler daha çok çiftçilik ve inşaat işçiliği gibi iş güvencesi olamayan alanlarda çalışmaktadırlar. Evde çalışanı olmayan aileler emekli aylığı, yaşlılık aylığı, evde bakım parası devlet kurumlarından sağlanan maddi destek v.b ile geçimlerini sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu ailelere kurumlarca yapılan desteklerin kömür, nakdi destek ve gıda desteği olduğu anlaşılmıştır”
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR SAĞLIK HİZMETLERİNE ULAŞMADA SIKINTILAR YAŞIYOR
“Çocukların sağlık kontrollerinin yaptırılmakta olduğu ve aşılarının tam olarak yapıldığı söylenebilir ancak mahallelerde önemli bir hastalığı olan çocukların olduğunu, bir kısımınında tedavi edilmemiş bir hastalığı bulunduğu da gözlenmiştir. Özellikle Özel Gereksinimli çocuklar sağlık hizmetlerine ulaşmada çok çeşitli problemler yaşamaktadırlar. Özel Gereksinimli bir çocuğa sahip olunması, toplumsal olarak dışlanmaya neden olmakta ve çocuklara yapılan sağlık ve özel eğitim giderleri aile bütçesine ek bir yük getirmektedir. Özel Gereksinimli bir çocuğa sahip olan katılımcıların çoğunluğu çocuklarının okul ihtiyaçlarını maddi olarak zorlanmalarına rağmen aldıkları destekler yardımıyla karşılamaya çalışmaktadır. Bu aileler maddi yetersizlikler nedeniyle Rehabilitasyon Merkezi haricinde ek özel eğitim hizmetlerinden faydalanamamaktadırlar. Eğitim hizmetleri bakımından, Özel Gereksinimli çocuklar eşit olanaklara sahip değillerdir”
Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Hoşgörür, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu mahallelerde yaşayan sosyo ekonomik düzeyleri düşük ebeveynler, orta gelir grubu ebeveynlere göre çocukları istemesine rağmen alamadıkları şeyler olduğunu bunların arasında en dikkat çekenler ise kıyafet, bilgisayar, oyuncak, bisiklet, telefon, atıştırmalık yiyecekler, ayakkabı, çalışma masası, okul ihtiyaçları, kitap, saat olduğu öğrenildi. Kent yoksulu ebeveynlerin çocukları için koydukları hedefler çoğunlukla kolay ulaşılabilir, bir an önce iş hayatına atılıp gelir elde etmeye yönelik olmaktadır. Bu durum, çocukların okullardan beklentileri üzerinde de etkili olmakta ve gelecek planlarını ve meslek seçme özgürlüklerini sınırlamaktadır. Tüm bu yetersizliklere rağmen aileler çocuklarının okumasını (%75.4) önemli bulmakta ve istemektedirler.”
TÜRKİYE’YE KATKISI OLACAK
Toplamda iki yıl sürecek, bugün itibari ile bir yılı tamamlanılan proje kapsamında elde edilecek veriler ve müdahale programının ilgili kurumlar ile paylaşılacağını kaydeden Prof. Dr. Vural Hoşgörür, “Ayrıca bu projenin yalnızca ilimize değil bölgemize ve ülkemize de önemli katkıları olacak. Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin eğitim etkinliklerinin içinde aktif olarak yer almaları ve örnek çalışmalar yapmaları sağlanacak. Projenin başka kentlerde uygulanabilmesi için ise modüler programlar hazırlanacak ve yaygınlaştırılması için gerekli kurumlara önerilecek” dedi.
Bu haber toplam 405 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.