SAĞLIKÇILAR, TIP BAYRAMINDA İŞ BIRAKTI
***14 Mart Tıp Bayramı’nda, Muğla’daki sağlıkçılar iş bırakma eylemi yaparak, bir kez daha sorunlarını ve isteklerini dile getirdiler. Sağlık örgütleri yaptıkları açıklamada “Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bugünü...
***14 Mart Tıp Bayramı’nda, Muğla’daki sağlıkçılar iş bırakma eylemi yaparak, bir kez daha sorunlarını ve isteklerini dile getirdiler. Sağlık örgütleri yaptıkları açıklamada “Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, ne yazık ki grevdeyiz ve yine haklarımız için mücadele ediyoruz” dedi.
***Öte yandan Menteşe Devlet Hastanesi önünde yapılan açıklamada konuşan Genel İş Sendikası Muğla Şube Başkanı Haydar Beyzadeoğlu, “Coronavirüsten dolayı, şiddetten dolayı yastayız. İstediklerimiz olmadı. Mutsuzuz. İsteklerimizin yerine getirilmesini istiyoruz” dedi. 2021 TUS sonuçlarına göre birçok branşa başvurusu bile olmadığını ve kontenjanların boş kaldığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Vehip Keskin ise, “Hiçbir koltuk bizim yerimizi dolduramaz. Bugün bir kez daha anladım ki, gidecek olan hekimler değil” dedi.
Sinem Karakaya
Türkiye’de sağlık yasasındaki maddi ve manevi sorunların çözüme kavuşmasını isteyen doktorlar ve aile hekimleri, 14 Mart Tıp Bayramı’ndan itibaren 3 gün iş bıraktı.
Menteşe Devlet Hastanesi Acil önünde açıklama yapan Birlik Dayanışma Sendikası
Genel Sağlık İş, Muğla Aile Hekimleri Derneği, Muğla Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Muğla Diş Hekimleri Odası, Muğla Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, “Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz” dedi.
“GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Sağlık örgütlerinin ortak yaptığı açıklama şöyle:
“Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, ne yazık ki yine G(ö)REV'deyiz ve yine haklarımız için mücadele ediyoruz. Toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri ne bizim emeğimizi ne de toplumun sağlığını umursamaktadır. Ancak iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya gelince ise hiçbir sınır tanımamaktadır. Salgın döneminde dahi bu anlayıştan vazgeçmemişlerdir. Yüz binlerce insanımız, yüzlerce hekim, sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sisteminin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmiş; bunca emek ve fedakarlığımıza rağmen bir de bizlere gidiyorlarsa gitsinler demişlerdir. Salgının en zor günlerinde, bilimsel olmayan salgın yönetiminize rağmen biz tüm fedakarlığımızla buradaydık; önceden de olduğu gibi yarın da burada olacağız. Bilmenizi isteriz ki siz emeğimizi-bizleri görmezden gelmeye devam ettikçe; bizler de tüm haklılığımızla sizin karşınızda durmaya, emeğimize geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. 15 Aralık’ta ve 8 Şubat’taki Beyaz G(ö)REV’lerle de Aile Sağlığı Merkezlerinden, Üniversite Hastanelerine Türkiye’nin dört bir yanında tüm sağlık kuruluşlarında, tüm sağlık emekçileri olarak emeğimize sahip çıkacağımızı gösterdik.”
“TEK BİR GÜN BİLE TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI”
“Ekim ayından bu yana söylediğimiz gibi, ‘Emek Bizim, Söz Bizim’. Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara, sesimize kulaklarını tıkayanlara, ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz’ diyerek bizi değersizleştirenlere karşı Emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için artık G(ö)REV zamanıdır. Biliyoruz, sorunlarımızın çözümü ancak kendi mücadelemizle olacaktır. İşte bu nedenle emeğimiz için, haklarımız için, sağlığımız için, acil taleplerimizin karşılanması için 14-15-16 Mart 2022 Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri Muğla’da, bütün sağlık kurumlarında tüm sağlık emekçileri olarak G(ö)REV’deyiz. Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden, sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren sağlık anlayışı iflas etmiştir. Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenirken, tüm bu yaşadıklarımızın sorumlusunun yıllardır uygulanan yanlış sağlık politikaları olduğunu biliyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı.”
“OYALAMA İSTEMİYORUZ”
“Oyalama istemiyoruz, Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz.
Şiddetin olmadığı, malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları istiyoruz.
Sağlık emekçilerinin istihdamının arttırılmasını talep ediyoruz. Emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz. Sağlık emekçilerinin ek göstergesinin 3600 den 7200 e kademeli olarak arttırılmasını, talep ediyoruz. Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin onurlu mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı ‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu haklı ve onurlu mücadelemizde; bütün hastalarımızın, toplumun desteğini bekliyor sağlığımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz”
“YASTAYIZ”
Yasta olduklarını dile getiren Genel İş Sendikası Muğla Şube Başkanı Haydar Beyzadeoğlu “Mareşal dahi Gazi Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1920’de meclisin açılışından 9 gün sonra yani 2 Mayıs 1920’de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nı kurmuştur. Bakanlık ilk doktor Adnan Adıvar bakanımız öyle şeyler yapmıştır ki, yoktan var etmiş, bu silsile devam etmiş ve bugünlere kadar gelmiştir. Bunun için Tıp Bayramı yapamıyoruz. Çünkü coronavirüsten dolayı, şiddetten dolayı yastayız. İstediklerimiz olmadı. Olması için buradayız. Bir çatı altında birleştik sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çalışacağız da. Yastayız, mutsuzuz. Mutlu olmak için de isteklerimizin yerine getirilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“GİDECEK OLAN HEKİMLER DEĞİL”
Genç hekimlerin yurtdışına gittiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Vehip Keskin ise, “Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde sürekli tekrar edilen bir konuşma yapıldı. Biz gidersek yerimizi bizden sonra gelecek genç hekimlerle, asistanlarla dolduracaklarını söylediler. Aslında gidenler zaten bu ülkeye dair umutlarını kaybeden maalesef umutlarını körelttiğiniz genç hekimler. Biz burada 25-30 yıllık hekimler olarak genç hekimlerimizin körelttiğiniz umutlarının tekrardan yerine gelmesi için buradayız. Birçoğumuz artık 20 yılını 25 yılını doldurmuş belli bir yere gelmiş, birikimini tamamlamış aslında ununu elemiş, eleğini asmış rahatına bakacak insanlarız. Neden hala burada olduğumuzu söyleyeyim. Sizin için buradayız. Sizin çocuğunuz, anneniniz, babanız için buradayız. Alın sizi 2021 TUS sonuçları. Yeni mezun asistanları yerimize koyacaktı ya buyurun. Kadın doğumda 116, genel cerrahide 109, beyin cerrahisinde 48, kalp cerrahisinde 48, göğüs cerrahisinde 46, çocuk cerrahisinde 36 kontenjana hiç başvuru olmadı. Boş kaldı. Bu ‘giderse gitsinler’ mantığı devam ederse onlar belki kendini tedavi ettirecek doktorlar bulabilirler ama sizler çocuğunuz acil ameliyat olması gerektiği zaman çocuk cerrahi doktoru bulamayacaksınız. Acil doğum yaptıracak kadın doğum uzmanı bulamayacaksınız. Peki bu kontenjanlar neden boş kaldı? Bu genç hekimler nerede? Ben size söyleyeyim nerede olduklarını. Yabancı dil kurslarındalar. Başka ülkede mesleklerini icra edebilmek için kurs alıyorlar. Başka ülkelere gidiyorlar. Ya da daha acısını söyleyeyim Norveç’e gidip kasiyerlik yapıyorlar. Biz ne olursa olalım, nerede olursak olalım beyaz önlüğümüzle doktoruz. Hiçbir koltuk bizim yerimizi dolduramaz. Bugün bir kez daha anladım ki, gidecek olan hekimler değil” dedi.
Bu haber toplam 159 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.