1 Mayıs İşçi Bayramı, İstanbul’da yaşanan olayların aksine Muğla’da olaysız ve coşkuyla kutlandı.
Sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı Muğla’daki kutlamalarda yaklaşık 2 bin kişi Atatürk Stadyumu önünde toplanarak, kutlamaların yapılacağı Kışla Parkı’na yürüdü. Coşkulu kalabalık, renkli görüntüler oluşturdu.
Muğla’da 1 Mayıs kutlamaları nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alındı. Hükümet aleyhinde sloganlar atarak Kışla’ya gelen kalabalık, miting alanına polis kontrolünden geçtikten sonra alındı. Kontroller sırasında sakıncalı bulunan bayrak sopalarına el konuldu.
Kışla’daki kutlamalara CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, CHP Merkez ilçe Başkanı Bahattin Gümüş, Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Fevzi Topuz da hazır bulundu.
1 Mayıs Tertip Komitesi adına bir konuşma yapan Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Hulusi Kayalcı,
“Bugün Dünyanın dört bir yanında işçiler, emekçiler, yoksul köylüler, ezilen halklar, kadınlar, gençler, yüreği emekten yana atan tüm toplumsal kesimler mücadeleyi, dayanışmayı, birliği alanlara taşıyor!
Bugün 1 Mayıs, mücadelenin ateşiyle, coşkusuyla hep bir ağızdan çığlığa dönüşüyor” dedi.
1 Mayıs’ta kapitalizmin içinde bulunduğu krizle tarihin yeniden bir dönüm noktasını yaşadığını ifade eden Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya kapitalizmi II. Dünya Savaşından beri ilk kez bu denli bir daralma yaşarken, tüm dünya işçilerine, emekçilerine neoliberal saldırılar artıyor. Yoğun mücadelelerle kazanılmış haklar ellerinden alınıyor, ücretleri düşürülüyor, sermaye bir kez daha emeğin kazanımları üzerinden hegemonyasını güçlendirmeye çalışıyor, sömürüyor, yıkıyor, yok ediyor, talan ediyor. AKP iktidarı eliyle ülkenin ve emekçi halkın geleceği karartılmaya çalışılıyor. Yukarıdan aşağıya devletin tüm kurumları üzerinde kurulan tekelci iktidar başkanlık sistemi ile tek adam diktasına dönüştürülmeye çalışılıyor. İktidara geldiği tarihten bu yana on binlerce işçi kardeşimizin ölümü, ailelerinin çektiği acı, akan giden gözyaşları AKP’ye yetmemiş olacak ki, bu düzeni kamu alanı dahil tüm çalışma alanlarımızda kurmaya yelteniyor. Şimdi, buradan Muğla’da ve tüm ülkede 1 Mayıs’ı mücadele çığlığına dönüştüren, ülkesi ve geleceği hakkında söz sahibi biziz diyen milyonlarca işçinin, emekçinin sesiyle haykırıyoruz, Artık Yeter.”
Mücadelesini verdikleri Türkiye’nin eşit, özgür, demokratik ve bağımsız bir Türkiye olduğunu vurgulayan Hulusi Kalaycı, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bugün AKP, Ortadoğu halklarını kuşatan emperyalist savaşta bölgesel bir güç olma hevesiyle ülkemizi kanlı savaşların taşeronluğunu üstlenmeye sürüklemektedir. Ülkemiz, Hatay’dan Malatya’ya, Adana’dan İzmir’e yurdun dört bir yanına yerleştirilen NATO üsleri ve füzeleriyle emperyalizmin cephe ülkesi haline gelirken, ABD’nin askeri üsleriyle kuşatılmaktadır. Emperyalizmin yuvalandığı, temas ettiği her yere götürdüğü tek şey egemenlik tutkusudur. Bugün Ortadoğu halklarının gelecekleri ellerinden alınırken, NATO bombalarıyla küresel sermayeye daha fazla sömüreceği tahakküm alanları açılmaktadır. Ardında milyonlarca ölüm, acı ve gözyaşı bırakarak, halkların kalbinde onarılmaz yaralar açarak ilerlemektedir. AKP ise ABD’nin taşeronluğunu, NATO’nun ev sahipliğini yaparak bu kirli ve karanlık tarihte ülkemizi işbirlikçi taraf haline getirmektedir. İzin vermeyeceğiz! Bizler, ülkemizin kanlı tarihe ortaklık edecek bir ülkeye dönüşmesine; Emperyalizmin maşası haline gelerek komşularıyla savaşın eşiğine gelmesine;
Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi temelli geleceklerini yok etmek için ülkemizde savaş hazırlığı içinde olan NATO üslerine, ABD askerlerine İzin vermeyeceğiz! Şimdi, daha güçlü bir barış çağrısını seslendirmenin, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini büyütebilmek için her türlü emperyalist ilişkilerin tasfiye edildiği, tam bağımsız ve özgür bir Türkiye çığlığımızı yükseltmenin tam zamanıdır.”
Barışın olmadığı yerde, insanca yaşam olmayacağını, eşitliğin ve özgürlüğün inşa edilemeyeceğini belirten Kalaycı, “Kürt sorununda silahları susturacak, anaların gözyaşlarını dindirecek, onurlu ve kalıcı bir barışın sağlanmasını esas alacak bir diyalog zeminini güçlendirmek, bu ülkede yıllardır barış mücadelesini kararlılıkla veren herkesin tarihsel bir sorumluluğudur. Sermayenin zulmüne, sömürüsüne karşı seslerimizi birleştiriyor, bu baskı, sömürü ve zulüm düzenine karşı eşit, özgür ve demokratik bir ülke kurma mücadelesini yükselteceğimize söz veriyoruz” diye konuştu.
Konuşmanın ardından şarkılar söylenip, halaylar çekildi. Kutlamalar daha sonra olaysız bir şekilde sona erdi.