AK Parti Genel Merkezi AR-GE Başkanlığı tarafından düzenlenen ve 17 değişik ilinde eş zamanlı yapılan “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” konulu konferans, Doç. Dr. Murat Yanık tarafından verildi.
AK Parti Muğla İl Başkanı Nihat Öztürk, Milas İlçe Başkanı Bülent Demir, Milas Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Celal Devrim, Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, Milas Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Nurol Paskal, AK Parti Milas İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevgi Turan, Gençlik Kolları Başkanı Fahri Acar, ilçe-kadın ve gençlik kolları yönetim kurulu üyeleri, belde başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, bazı köy ve mahalle muhtarlarının yanı sıra, kalabalık bir topluluğun izlediği etkinlikte, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yanık, hazırlanmakta olan yeni Anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini aktardı.
1876’da ilk kez Anayasa ile tanıştığımızı ve ardından 1908, 1921, 1961, 1971 ve son olarak 1982 Anayasası’nın nasıl hazırlandığına değinen Yanık; “Bu anayasalar hazırlanırken biz hukukçular, ülkeyi yönetenlerin ne istediğine kulak vererek, onların istekleri doğrultusunda hazırladık. Bugün ise ilk kez bir sivil anayasa hazırlanmaya çalışılıyor. Meclisteki tüm siyasi partiler eşit sayıda katılımcı ile çalışmalara katılırken, toplumun tüm kesimlerinin görüşlerini yansıtan katılımcılar var. Önceki anayasalar hazırlanırken gidilen yer Ankara olurken, bugün anayasayı anlatmak için ülkenin her köşesine gidiliyor. Elbette tartışacağız. Elbette herkes fikrini söyleyecek. Bütün bunların sonunda ortak bir yol bulunacak, ülkemizi gelecek yüzyıllara taşıyacak bir toplum sözleşmesi olarak kabul edilen anayasamız ortaya çıkacaktır. Bugün yürürlükte olan 1982 Anayasası 170 maddeden oluşuyor ve zaman içerisinde 113 maddesi değişti. Yani mevcut anayasa yamalı bohçaya döndü. İnsan hakları, bireyin özgürlüğü gibi daha birçok temel konuya bu anayasa cevap veremiyor. 2007 yılında yapılan referandum hepimize gösterdi ki, artık bu ülkede sivil bir anayasa yapılabilir. Birilerinin istediği gibi değil, halkın istediği bir anayasa” diyerek, hazırlanan yeni anayasa üzerindeki görüşlerini örneklerle anlattı.
Ülkemizdeki parlamenter sistemin İngiltere’den alındığını belirten Yanık; “Bu sistem İngiltere’de başarılı olmuş olabilir ancak bizim ülkemize, gelenek ve göreneklerimize uymadı. Parlamenter sistemin olmazsa olmazı Yasama-Yürütme ve Yargı ayağı denilen kuvvetler ayrılığıdır. Bugün ülkemizde yasama ve yürütme iktidardadır. Örneğin bugünkü başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hem partinin genel başkanı, hem de başbakandır. Yani yasama ve yürütme, meclisteki çoğunluğu nedeniyle AK Parti’nin elindedir. Başbakan ne derse o olur, ne isterse yapılır. Hatta kimi zaman yargı da bu durumdan doğal olarak etkilenir. İktidarda kim olursa, hangi parti olursa olsun bu değişmez. Oysa Yasama-Yürütme-Yargı, birbirine üstünlük kurmayan, sistem içerisinde denetleyen unsurlardır. Bizim ülkemizde bunu söylemek açıkça mümkün değil” diye konuştu.
Yeni anayasada tartışılan en önemli başlıklardan birinin de başkanlık sistemi olduğunu belirten Doç. Dr. Murat Yanık, sistemin 1800’lü yıllarda Amerika’da ortaya çıktığını ve bugün pek çok ülkede uygulanmaya çalışıldığını söyledi. Yanık; “Her şeyden önce başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi, federal bir sistem demek değildir. Bugün üzerinde en çok tartışıldığı gibi diktatörlükte değildir. Çünkü bu sistemde yasama ile yürütme arasındaki yumuşak ilişki, aksine daha serttir. Çünkü bir kişi hem milletvekili hem de bakan olamaz. Başkanlık sistemi iddia edildiği gibi bütün bir devletin yeniden şekillendiği bir sistem değildir. Bu sistem sadece hükümeti yönetme şeklidir. Yasama organından bağımsız bir sistemdir. Türkiye’nin üniter yapısı bozulmadan bu sisteme geçilebilir. Bölünme korkusu tamamen abartıdır. Bugünkü sistemde başbakanlar her şeye tek başına karar verirken, başkanlık sisteminde bu yetkilerin çoğundan mahrum olacaklar. Bunun neresi diktatörlüktür? Hatırlayın… Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Obama, bir kişiyi bakan olarak atamak istedi, kongre bu kişiyi 8 saat sorguya çekti. İlk toplantıda bu kişi bakan olarak atanmadı. Sonra ikinci kez toplanıldı ve atandı. Oysa bugün Sayın Başbakan, kimi bakan olarak atamak isterse, aynı dakika bakan olur. Bu sistem 2 turlu seçim sistemin olduğu bir sistemdir. Birinci turda çoğunluk sağlanamazsa, aday ya da partiler ikinci tura kalırlar. Böyle bir durumda partiler ve adaylar, ikinci turu düşünerek, ikinci turda onların da oylarına ihtiyaç duyacaklarını bilerek, daha yumuşak, daha ılımlı bir siyaset yaparlar” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasındaki uyumu da geçmişten örneklerle anlatan Yanık; sözlerini şöyle tamamladı: “Rahmetli Özal ile kendisinin başbakan yaptığı Yıldırım Akbulut, Süleyman Demirel ile Tansu Çiller, Ahmet Necdet Sezer ile rahmetli Bülent Ecevit arasındaki kavgaları bir hatırlayın. Bu ülke yaşanan bu kavgalar nedeniyle ne krizler gördü. Başkanlık sisteminde bu tür kavgaları görmeniz mümkün değil. Yeter ki sistem doğru kurulsun ve doğru çalıştırılsın”
Doç. Dr. Murat Yanık, konferansın ardından yöneltilen soruları da yanıtladı.