Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Kafaca mahallesinde yapımına izin verilen taş ocağı ve kırma tesisi inşaatı, “Cennet vadisi” olarak bilinen bölgeyi toz altında bıraktı. Geçimini çiftçilik, arıcılık ve zeytincilikten sağlayan Kafacalılar, “Sadece insanlar değil, diğer canlılar ve endemik bitki türleri de tehdit altında. Yol yakınken dönülsün” çağrısı yaptı.
Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Kafaca mahallesinde yapımına izin verilen taş ocağı ve kırma tesisi inşaatı, “Cennet vadisi” olarak bilinen bölgeyi toz altında bıraktı. Yerleşim birimine sadece 100 metre mesafedeki tesisin yapımının durdurulmasını isteyen mahalle halkı, atılan dinamitler yüzünden evlerinden çıkamadıklarını belirterek, “Rüzgar sürekli evlere doğru esiyor. Adeta gün boyunca toz yutuyoruz. Bölgedeki çam ve zeytin ağaçlarının rengi değişti. Arı kovanlarımızı başka yere taşımak zorunda kaldık. İnsanların yanısıra canlılar ve endemik bitki türleri tehdit altında. Cennet vadisi cehenneme dönmek üzere” dediler. Muhtar Ömer Gülgün de, tesisin yapımının durdurulması için başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere ilgili birimlere girişim yapmak için dosya hazırladıklarını söyledi. Gülgün, İzmir Karaburun’da benzer bir durumun yaşandığını ve bakanlığın projeyi iptal ettiğini hatırlatarak, “Bunu emsal göstereceğiz” dedi.
Menteşe’ye bağlı Kafaca mahallesinde, evlere yaklaşık 100 metre mesafede taş ocağı ve kırma tesisi izni verildi. Tesis kurma çalışmaları sırasında atılan dinamitler ve toz mahallenin üstüne çöktü. Geçimini çiftçilik, arıcılık ve zeytincilikten sağlayan Kafacalılar, “Sadece insanlar değil, diğer canlılar ve endemik bitki türleri de tehdit altında. Yol yakınken dönülsün” çağrısı yaptı.
“Yöre halkı bilgilendirilmedi”
Kafaca muhtarı Ömer Gülgün, mahallede bin 700 kişinin yaşadığını belirterek, “Bu mahallenin muhtarı olmama rağmen, tesis hakkında bize bilgi vermediler, görüşümüzü sormadılar. Hayatımız da, geçim kaynaklarımız da tehdit altında. İzin verilen alanın dışında da dinamit patlatıyorlar. Buranın kapanması için en kısa sürede imzaları toplayıp, hukukî süreç başlatacağız. Halkımız geçimini hayvancılık, çiftçilik ve arıcılıktan sağlıyor. Tarım arazilerine ve evlere birkaç yüz metre mesafede böyle bir tesis için izin verilmesi yasalara da aykırı. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere ilgili bütün kurumlardan anlayış bekliyoruz” dedi.
“Sarıgarme’de izin verilmedi”
Gülgün, İzmir Karaburun’da da benzer bir durumun yaşandığını hatırlatarak şunları söyledi: “Karaburun’da, tesisin bölgeye vereceği zararlar dosya haline getirilerek Bakanlığa sunuldu. Bakanlık bunun üzerine projeyi iptal etti. Yine Muğla Sarıgerme’de de benzer bir izin verildi, ama proje sahibi çevreye ve turizme zarar vereceği gerekçesiyle projeden vazgeçti. Aynı tavrı Kafaca için de bekliyoruz”
Mahalle sakinlerinden Ömer Başçavuş da, “Biz üretime karşı değiliz. Yasal yollardan her zaman olmasından yanayız. Bu taş ocağı daha faaliyete başlamadan bize verdiği zararlar çok büyük. Patlatmadan dolayı kullandıkları nitrat, kireçle birlikte arsenik yapıyı meydana getiriyor. Bizleri sağlık yönünden çok etkiliyor. Arıcılık yapıyorum. 40 yıldır gördüğüm çam ağacındaki Basranın buradaki arsenik yapıdan dolayı öldüğünü gördüm. Yetkilerin burayı incelemeden verdikleri bu izinlerden dolayı şikayetçiyiz. Bitkimiz tahrip olmuş durumda. Avlanmanın bile yasak olduğu yerde bu taş ocağına nasıl izin verildiğini anlamakta zorluk çekiyoruz. Burada, bir yerden bir yere taşınması yasak olan bitkiler de var. Yani bizim de doğal hayatın da canına kast ediliyor. Köyümüzün üzerine karabulut gibi çöken toz cennet vadisini daha şimdiden cehenneme çevirdi” diye konuşurken bir başka vatandaş Cengiz Bütüner, “Burada çalışmaların başladığından bu yana resmen toz yutuyoruz. Göz göre göre çöl olmaya doğru gidiyoruz. Çünkü rüzgar sürekli tesisin bulunduğu yerden evlerin olduğu yöne esiyor. Yetkililer gelip görsünler, bizi daha iyi anlayacaklardır” ifadelerini kullandı.