Okulda yaptıklarımı ve duygularımı anlatmışım.
İlk adım Muğla Merkez Ortaokulu olmuş.
Çocuklar ilgi çekmeyi iyi bilirler. Ben de şeker hastasıyım diye ilgi çekmeye çalıştım. Okul arkadaşlarım konuyu çok bilmediği için kolaydı dikkat çekmek.
Nasıl mı ?
Tabi ki ağlayarak !!
- Okul sırasında ağlayarak ( Neyin var desinler.)
- Ders kaynatmak ve sınavdan kaçmak için ağlamak ( İşime geldiği gibi, can sıkıntısından yapılan dikkat çekme hareketleri )
Ne kadar yanlış davranışlarmış. Çocukluk işte...
Özetle; ortaokul dikkat çekme, herkese söyleme dönemiydi. Psikolojisi kolay atlatılan zamanlardı.
MTRL Muğla Turgut Reis Lisesi
Zor dönem ergenliğe geçişle birlikte liseydi. Hayatımın en en en keyifli zamanlarıydı bu arada lise. Zor ama keyifli !
Ergenlik dönemi genç bireylerin davranışsal ve düşünsel tepki dönemidir. Ben de hastalıkla ilgili her şeye tepki veriyordum ( meraklı sorular, ağlak bakışlar, yapılan yorumlar ).
Lise duygularını özetlersek; kaçış, itiraz etme, yaşlı insanlardan ve yorumlardan kaçmaya çalışma, durumu kabul etmeme, sürekli soruna odaklanma, kafa karışıklığı. Bi de sürekli kafadaki soru. Neden ben?
Olsunn !! Yine de hayatımın en güzel günleriydi.
5- NEDEN BEN ?
Sorunun merkezi "' TOPLUMSAL DAVRANIŞ VE SORGULAMALAR "' olmuş bu bölümde. Bilinçaltını gereksiz dolduran sorgular, tepkiler, dramatik davranışlar, sözcükler, bakışlar dönemi.
Benim için depar atıp kaçma durumları. Lise öğrencisine ağır gelebilecek kimlik karmaşası, saklama çabası içinde olma, şaşkın, kaygılı, korkulu ve acınmaktan nefret eden asi gençlik duyguları ; insanı NEDEN BEN ? sorusuna götürüyordu özetle.
Psikolojik Danışman Merve Dayan' dan bilgi almışız. Demiş ki "" Çocuklara söylenen sözlerin çoğu BİLİNÇALTI KÜTÜPHANESİN' de saklanır. Tüm hayatı boyunca duygu ve düşüncelerini etkiler. Çocukla iletişim kurarken, olumlu bir dil kullanmalı, durumu açık bir dille anlatmalıyız. Hastalık deneyimi yaşayan çocuğa acımak yerine, neler yapması gerektiğini, çözüm yollarını açıklamalıyız. Bu durumla başa çıkabilecek güçte olduğunu da hissettirmeliyiz "" diye bitirmiş.
Toplumsal çevrenin, gerçek durumu anlayabilmesi için, drama ve göz yaşı mı olması gerekli illa ki ?!!
Daha bilinçli, daha kaliteli, düzgün psikolojide, kendine ve topluma faydalı genç bireylerin yetişmesine katkı sağlayabilirsiniz.
6- KİMSE BİLMİYORDU
Bu bölümde okulda ve ev dışında, çevre baskısına ( dış güçler ) inat, kafama göre yemek yemeye başlamışım. Sorgulanmaktan kaçma yolu buydu kendimce. Ama bu kafama göre takılmalar en büyük yanılgım ve bahanem oldu.
Etrafı ve de en kötüsü kendimi kandırıyordum.
Kimse bilmiyordu...
Özetle; İÇİNDE BULUNDUĞUM DURUMU KABUL ETMEYEREK, SORUNA ODAKLIYDIM.
Sorunu görmezden gelmek, saklamak, itiraz etmek, "" elalem ne der ? "" diye düşünmek yaşamı zorlaştırıyor.
Yaşadığımız çevreye nelerden rahatsız olduğumuzu ya da zor durumda isek bize nasıl yardım edebileceklerini anlatmalıyız.
Şikayet ve bahanelerle hayatı sadece zorlaştırır ve akışı bozarız. Her şeyin çözümü sadece bizim seçimlerimizdedir.
Zor olsa da
Korksak da
Acı verse de
Bir an yolu şaşırsak da
İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DURUMU KABUL EDELİM VE BİR AN ÖNCE ÇÖZÜME ODAKLANALIM. VAKİT KAYBETMEDEN İLERLEYEBİLELİM HAYATTA.
SİZ GÜLMEYİ VE SEVMEYİ SEÇİN EMİİ