Ben ömrümde hayatımda hiç böyle birşey görmedim ...
Köpek bize teşekkür etti
Ve gitti
Biz ona
O bize uzatmıştı elini...
**
Birgün önceden postacı Ali amca ile kahvede sözleşmiştik...
Yarın Kavruk Dipsiz mevkileri tarafındaki tarlalarımıza gidelim diye...
İçersindeki zeytinleri ağaçları kontrol edeceğiz...
Ali amcaya babasından miras kalmış o yerler...
Ben ikibin dört yılında para ile satın aldım...
Eski Aydın Muğla karayolu üzeri asfalt kenarı bir yer...
Yer mevkii toprak güzel...
Güzeli kim sevmez ki...
Uzatmayalım..
Ertesi günü sabah Postacı Ali amcayı evinden aldım.
Benim arabayla doğru zeytinliğe...
Vardık.
Ali amca yolun üstündeki tarlasına çıktı.
Ben yolun altındaki tarlama indim.
İnsan zeytinlere ağaçlara bakınca mutlu oluyor.
Hele birde başları zeytin meyvesi yüklü ise...
Daha çok seviniyor mutlu oluyor...
Ali amca kendi zeytinlerini ben kendi zeytinlerimi dolaşıyorum...
Ara ara Ali amcanın zeytinlik tarafından bir köpek uluması sesi geliyor.
Ama zaten ortalığa terk edilmiş köpekte çok...
Ben herhalde onlardan biri diye düşünüyorum...
Yanımdan ekmeği suyu hiç eksik etmem.
Bu birazda anamın babamın nasihatı idi.
-"EKMEK katık su al yanına
Güvenme dayına. ..
Sen tok olsan bile
Aç gelen susuz gelen olur yanına onlara yedirirsin içirirsin..
Gelen olmaz ise kuşlara kurtlara verirsin" derlerdi..
Hep bu güzel sözlerin doğruluğuna güzelliğine inanırım.
Bende öyle yaparım.
Alırım yanıma fazla fazla ekmeği suyu...
Hele ben zeytinliğe gittiğimde bir gürbüz kedi gelirdi yanıma...
Ona ekmek süt yoğurt verirdim...
Gittiğimde mutlaka gelirdi..
Sonra sonra kayboldu gitti zavallı..
Neyse
Ali amca yukarı taraftan bağırmaya başladı.
- Turan çabuk buraya gel...
Bir köpek kuru havuza kaçmış çıkamamış...
Demek ki ara sıra uluyan köpek oymuş...
Tel örgüden atlayıp asfalta çıktım.
Oradan yukarı tepeye doğru uzanan Ali amcanın zeytinli tarlasında hızla yürümeye başladım.
Tam tepeye ova ayağın altında kalacak yere zamanın birinde Ali amcalar buraya ev yapmışlar.
Yanına dikdörtgen şeklinde büyük bir havuz...
Alt tarafına da bir kuyu kazmışlar...
Yer toprak mevki güzel...
Tam yaşanılacak yer...
Zaten alt tarafta otobüsler arabalar yeni yol açılmazdan önce buradan geçermiş.
Kuyunun içine kovalarla ayran gazoz ıslatırlarmış ...
Oraya bir durak yeri dinlenme mola yeri yapmışlar.
Yolculara çay kahve ayran gazoz satarlarmış...
Neyse
Konuyu dağıtmayalım.
Geldim Ali amcanın yanına.
İri yarı ama biraz zayıflamış genç delikanlı bir köpek kuru susuz havuzun içinde durmadan dönüyor çıkmaya çalışıyor...
Havuzun derinliği iki metreden fazla belki.
İçini etraftaki çam zeytin erik asma gül sarmaşık yaprakları kaplamış...
İçine çalı çırpı atılmış...
- Turan sen havuzun içine insen ipe bağlayıp yukarı çeksek..
Acaba birde ısırır mı?.. dedi...
- Yok yok o iş sakat olur Ali amca...
Kuduz muduz olur...
Bak bak orada domuz yavrusu pozanın kellesi var dedim...
Zavallı köpek belkide bu domuz yavrusunu ya kovarken kovalarken
ikisi birden buraya düştü
ya da önce buraya düşen yavruyu yemek için kuru havuza atladı...
Baktım orada uzun kesilmiş serenler ağaçlar var...
- Ali amca bu serenleri buraya köşeye uzatacağım. Köpeğe yol köprü yapacağız...
Ali amca bir yandan ben bir yandan dalları çıtaları köşeye dizdik sıraladık.
Köpeği de bir taraftan teselli ediyoruz.
"Korkma korkma seni kurtaracağız " diyoruz.
Biz kalasları döşedik.
İş tamamdı.
Zaten bizi görünce ulumayı yardım çağırmayı bırakmıştı...
- Hadi oğlum hadi gel şuraya
Hadi oğlum gel..
Köpek havuzda bize tedirgin sevecen bakıyor...
Akıllıymış kereta...
Sözümüzü tuttu.
Çıta kalaslar üzerinden çıktı dışarıya...
Ali amca ile benim etrafımı iki üç sefer hoplayıp zıplayarak dolaştı.
Derken kayboluverdi benim tarlaya doğru...
Beş on dakika sonra bende zeytinliğime indim..
Bir baktım bizim kurtardığımız köpek benim arabanın başında beni bekliyor...
Ömrümde hayatım da ben böyle birşey görmedim....
Benim etrafımda beş altı tür hoplayıp zıplayarak gösteri yaptı...
Daha ekmek vermeme fırsat vermeden koştu gitti su, sulama kanalına doğru...
Bir daha da görmedim...
*
Ben ömrümde hayatımda hiç böyle birşey görmedim ...
Köpek bize teşekkür etti
Ve gitti
Biz ona
O bize uzatmıştı elini...
Alıp vermiştik biribirimize sevgimizi...
*
Hayvanlar da can...
Onların da yaşama hakları var...
Onlarla da paylaşın ekmeğinizi suyunuzu...
Hepinize
Sevgi saygı selam ile
Esenkalın ...