Yoksa kıskançlıktan öte gitmeyen duygu yatıyordur altında. Oysa paylaşımlarınız günü gelecek size ve başkalarına yarayacaktır.
Bir mısır yetiştiricisi her yıl en kaliteli mısır ödülünü alıyormuş
Çiftçi ödül aldığı mısırların tohumlarını komşularına dağıtıyor. Bunu öğrenen gazeteci röportaj için çiftliğe gider ve çiftçiye sorar. Bu kadar yıldır en kaliteli mısır yetiştiricisi ödülünü alıyorsun ve yetiştirdiğin kaliteli mısırların tohumlarını komşularına dağıtıyorsun.
Bundan korkmuyor musun?
Çiftçi; “Hayır neden korkayım ki.
Benim verdiğim kaliteli mısır tohumları komşu çiftliklerde yetiştirirlerse ben de kazanırım onlarda kazanır.
Çapraz tozlanma sırasında eğer onlarda kalitesiz mısır varsa varsa, benim çiftliğim de yetişen mısırların da kalitesi düşecektir.”
Hayatta böyle değil midir?
Yukarıdaki anlatımın ekonomik toplumsal, sosyolojik, siyasi hatta felsefi ve psikolojik boyutu vardır.
Gelişmiş ülkelerin özelliklerine baktığımızda;
- Gelir dağılımı daha dengelidir.
- Kişi başına düşen milli gelir yüksektir.
- Sağlık ve eğitim hizmetleri gelişmiştir.
- Altyapı gelişmiştir.
- Tarımda modern yöntemler kullanılır.
- Doğum ve ölüm oranları düşüktür.
- Ar-Ge ye ayrılan kaynak yüksektir.
- Nitelikli iş gücü fazladır.
- Teknolojik imkanlara ulaşma kolaydır.
Ayrıca gelişmiş ülkeler de;
Akıl ve beyin gücü kullanılır. Kimsenin cins, ırk, din, mezhebine bakılmaksızın herkese eşit oranda yaklaşılır. Tüm gelişmiş ülkeler demokratik düzeyde bireylerinin daha iyi yaşamalarını amaçlamaktadır.
Gelişmiş ülkeler çocuklarına : kreş, ana okulu , ilköğretim, lise ve dengi okullarının kapılarını ardına kadar açmış her bir gencinin yükse okullarda okumalarını sağlıyor.
Tüm bunlara ulaşmak için;
Hayatlarını anlamlı kılmak isteyenler, başkalarının hayatlarını zenginleştirmelidir.
Yaşamın değeri dokunduğumuz hayatlarla ölçülür.