Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de iki termik santrale kömür sağlamak için maden ocağı açılmak istenen Akbelen ormanları ve zeytin alanları için nöbet tutan köylüler ve çevreciler Milas şehir merkezinde eylem ve basın açıklaması yaptı. Çevrecileri yalnız bırakmayan DEVA Partisi Muğla Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Ömer Bayram, “İkizköylüler yalnız değil, Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz” dedi.
DEVA Partisi Muğla il teşkilatı,Akbelen’i savunan İkizköylülerinhafta sonunda düzenlediği yürüyüşte yanındaydı. Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Ömer Bayram yaptığı açıklama da, “Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy mevkiinde yer alan Akbelen Ormanı’nda kömür sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’ye karşı 462 gündür nöbet tutan köylülerimiz Milas’ta düzenledikleri basın açıklaması ve tepki yürüyüşüne katıldık.
462 gündür nöbet tutan köylülerimizin Doğa ve Çevre konusundaki dik duruşu yalnız değildir. Konuyu bizzat Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanımız Evrim Rızvanoğlu takip etmektedir.
“İKİZKÖYLÜLERİN ETKİNLİĞİ UMARIZ KARŞILIĞINI BULUR”
Üçüncü kez yapılan bilirkişi keşfinin ardından raporları bekleyen İkizköylüler konuyu gündemde tutmak için yaptıkları bu etkinlik umarız karşılığını bulur. Bugün burada birçok STK ve Siyasi parti temsilcisi olarak ortak payda da buluşarak tepkiye destek verdik hep birlikte ‘Havama, suyuma, toprağıma dokunma’, ‘Su, güneş, rüzgâr hepimize yeter’, ‘Akbelen için adalet’, ‘Direne direne kazanacağız’ ve ‘İklimi değil sistemi değiştir’ sloganları eşliğinde Milas Atapark’a yürüyüş gerçekleştirdik. DEVA Partisi olarak Akbelen ormanı savunucularının yanındayız” dedi.
DEVA Partisi Muğla Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Ömer Bayram açıklamasının ardından, KaradamKaracahisar Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı Nejla Işık’ın okuduğu basın açıklamasını paylaştı.
“AÇGÖZLÜ ŞİRKETLERE KARŞI DİRENİYORUZ”
Nejla Işık’ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Direnişimize ilk günkü inançla, azimle, umutla devam ediyoruz. Canımız pahasına koruduğumuz, dört elle sarıldığımız Akbelen Ormanı’nın sesi olabilmek, Akbelen İçin Adalet sesini duyurabilmek için burayız.
Yitirdiğimiz 41 can gibi bizler de yıllardır kömürün gölgesi altında yaşıyoruz. Yerimizden yurdumuzdan ediliyor, yaşam alanlarımızın katledildiğine şahit oluyor, geleceğimizi ve sağlığımızı sırf bir avuç insanın cebi dolsun diye kaybediyoruz. Havamızı zehirleyen, su kaynaklarımızı yok eden, topraklarımızı alt üst eden, zeytinlerimizi acımasızca yerle bir eden bu açgözlü şirketin karşısında, hâlâ yılmadan direniyoruz.
“AKBELEN, ZEYTİN VE İKLİM İÇİN ADALET”
Hem Akbelen’i bir kalkan gibi çevreleyip koruyan hem de Akbelen’in içinde, kalbinde yaşayan 35 bin zeytin ağacımız varken, Akbelen Ormanı’nın kesilmesi mümkün değildir! Yönetmelik değişikliği ile zeytinlikleri madene açmak isteyen şirket, yıllardır defalarca kez denenip başarısız olunduğu gibi; Zeytin Kanunu’nu yıkamaz, kanunu yönetmelikle alt edemez, tüm bunları kendi kişisel çıkarları için kullanamaz. Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak. Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz. Kamu yararı arıyorsanız; kamu biziz, buradayız, haykırıyoruz; ya ölmez ağaç zeytin, ya katil kömür. Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz. Akbelen için, zeytin için, iklim için adalet.”