Pandemi süreci ile birlikte artan sağlık sorunları ve alınan tedbirler bazı ekonomik sorunları da beraberinde getirdi. Malumunuz bu süreçte küçük orta veya büyük neredeyse tüm iş yerleri personelinin sağlığı konusunda istese de istemese de çalışma saatlerini azaltmak hatta bir kısım çalışanını mesaiden muaf tutmak, evine göndermek zorunda kaldı.
Azalan üretim "arz" nedeni ile piyasada ki talebi karşılamayan yediden yetmişe her kalem hizmet veya malın fiyatları doğal olarak yükselmeye ve vatandaşın alım gücünü olumsuz etkilemeye başladı.
İşte tam bu sırada bir meslek grubu içindeki piyasa cambazları, kurnazları devreye girerek doğal fiyat artışlarını kendi lehlerine daha çok kar elde edebilmek için fahiş fiyat artışlarına çevirdiler.
Kimdi bunlar?
Oto alım satımı işi ile uğraşan, önemli miktarda bir parayı nakit olarak bekleten kimi şark kurnazları.
Şark kurnazı dediğime bakmayın memleketin hemen her yerinde bu tür fırsat düşkünü sözde esnaf, sözde ticaret erbabına rastlamak mümkün.
Bunlar ceplerine girecek 3 kuruş fazla para uğruna, maalesef her tür ahlaki değerden vazgeçebilecek yapıda insanlar.
Otomotiv sektörüne yıllarını vermiş ve çok uzun yıllar belirli markaların yöneticiliğini de yapmış bir dostumun anlattıklarını duyunca bunu sizinle paylaşmak ikinci el oto da neler döndüğünü, sizlerin nasıl kazıklandığınızı anlatmak, sizi uyarmak istedim.
Pandeminin ilk duyulmaya ve yayılmaya başladığı dönemde bunun ülkemize de ulaşacağını ve etkisi altına alacağını, bu nedenle fabrika üretimlerinde düşüş yaşanacağını öngören birileri (ki bazıları kaynağı belli olmayan para sahipleri), piyasadaki bayileri dolaşarak adamları ve kendi adlarına ya bireysel tüketici imişçesine yada on beş, yirmi günlük sürelerde sahte şirketler kurup filo indiriminden de yararlanarak piyasadaki araçları ( her bir bayiden 5 er , 10 ar araç şeklinde) topluyorlar. (Toplanan hususi ve ticari araç sayısı on binin üzerinde.)
Hatta satın alınan araçlardan bir kısmı, satın alan şahısların araçları koyacak yerleri kalmadığı için parası ödenmiş halde bir süre kendilerini normal müşteri sanan bayilerin, plazaların depolarında emanette bile tutuluyor.
Pandemi nedeni ile düşen araç üretimi sonrası gerçek otomobil bayileri kendilerine araç almak için gelen müşterilerine ellerinde araç kalmadığını ama beklemeyi kabul ederlerse (bir hafta, on gün, hatta bir ay sonrasına) satış yapabileceklerini söylemeye başladıklarında stokçular devreye giriyor. Bayi fiyatı 110 bin olan bir araç için en az 30 bin, bayi fiyatı 200 - 250 bin olan bir araç için ise en az 45-50 bin tl yüksek fiyatla stok yaptıkları sıfır araçları satışa koyuyorlar.
Tabii onların fiyat yükselttiğini gören normal vatandaşta satacağı aracının değer kazandığı düşüncesi ile fiyatını yükseltiyor.
Bu tür galericiler, internet sitelerinde fahiş fiyatla satışa koydukları araçları için , önceden yine kendisi gibi galeri işi yapan diğerleri ile aralarında anlaştığından tanıdığı tüm galericiler birbirlerinin ilanlarını favoriye ekliyor.
Normal müşterinin ilandaki aracın çok sayıda kişi tarafından favoriye eklendiğini görünce acele ederek o aracı bir an evvel kendisinin alması gerektiği şeklinde düşünmesi sağlanıyor. Müşteri ilan veren galeriyi arayarak araca talip olduğunu ve hemen kapora göndermek istediğini belirtiyor. İlan veren galeri müşteriye “Aslında başka birine söz vermiştik fakat o şahıs söz verdiği kaporayı göndermedi. Size nasipmiş, hayırlı olsun...”deyip satışı gerçekleştiriyor. Müşteri çok sayıda kişinin favori olarak eklediği bir aracı kaçırmayıp kendisinin alabildiğini sanıyor. Bu müşteriyi aldatmaya yönelik sahte satış taktiği sayesinde o araca daha önce bakmış başka müşteriler de daha sonra merak edip aynı araca tekrar bakmak istediklerinde ya ilanın kalktığını veya ilan üzerine satılmıştır yazısını okuyarak piyasada araç fiyatlarının yeni seviyesinin bu olduğuna ikna edilmiş oluyorlar.
Geçen bir yılda toplam 8,5 milyon aracın el değiştirdiğini ve bu sayının sadece 2,5 milyonunun vergiye tabii bayi ve galericiler eli ile gerçekleştiğini bilen devlet artan fahiş fiyat şikayetleri nedeni ile de bir önlem alarak oto alım satım işi yapacaklara 1 Eylül den itibaren alım satım yapabilmeleri için yetki belgesi alma ve vergiye tabii olma zorunluluğu getiriyor.
Fakat yetki belgesi alma mecburiyeti de soruna çözüm olmayacak gibi görünüyor. Zira tümü yetki belgesi almaya istekli olmayan kimi sözde galericiler yetki belgesi alan galericilerle anlaşma ve araç alım satımında denetime takılacak olursa anlaştığı galeriyi gösterme yolunu seçmeyi planladıkları belirtiliyor. Buna göre kendilerini yetki belgesi alan galerinin çalışanı gibi gösterecek, maaş almayıp sosyal güvenlik ödemelerini kendileri karşılayacaklar. Galeri olarak kullandıkları mekanlardaki bireysel tabelalarını indirecek, denetimler sırasında dükkanlarının önündeki araçları anlaştıkları galeri adına müşterinin bıraktığı konsinye (satışa bırakılmış emanet araç) olarak veya anlaştıkları yetki belgeli galerinin üstüne gösterecekler. Sattıkları her araç içinse anlaştıkları yetki belgeli galeriye teşekkür amaçlı bir miktar tl' yi toka edecekler.
Daha önce bazı art niyetli galericilerin anlaşmalı ekspertiz firmalarında araçlarının büyük kusurlarını göstermeyen ekspertiz belgesi düzenlemeleri için satış gerçekleşirse pay verdikleri bilinen bir gerçekken bu yeni taktiği uygulayan galeriler de kendilerinden araç alan vatandaşı yüksek fiyatla satış yaparak dolandırmaya devam edecek. Bu işi namusu ile yapan galericilerin şu an ikinci el araç piyasasındaki rakamların olması gerekenden en az % 35 - 40 daha yüksek olduğunu belirttiklerini de yazımıza ekleyelim..
Naçizane tavsiyemiz ikinci el araç almakta acele etmeyin veya ille almak zorunda iseniz namusuna şerefine kefil olabileceğiniz bir galeriye gidin.
Alın teri ile biriktirdiğiniz paranızı art niyetli üç beş çakala kaptırmayın.
Selam ve dua ile.