Muğla’ nın kesinlikle bir engelli kenti olmadığı yönünde görüş belirten,hepimiz engelli ve engelli adayıyız diyen, Muğla’yı diğer büyükşehirlere göre daha geride bulan, en büyük sorunu yollar olarak gören, kaldırımların işgal edildiğini söyleyen, sürücülerin daha duyarlı davranmasını isteyen, engelli haklarının gözetilmesini savunan kişilerin yaşadığı Muğla Kent Merkezi, ‘Muğla’da bir engelli nasıl yaşayabilir?” şeklindeki sorularımızı yanıtlarken, olmasını istedikleri yaşam hakkında da görüşler getirdi.
Mustafa YILDIRIM – Emirhan ARSLAN
Genelde, yanlış yere park cezalarının artırılmasını ön gören Muğla Yaşayanları, verilen eğitimin eksikliğine dair vurgulamalarda bulunup, kamu spotlarının daha etkili yayınlanmasının biraz çözüm olabileceğini söyledi ve engelliler için yapılan yollara, rampalara, duyarlı bir şekilde par yapılmasını önerip, yetkililerden daha kapsamlı çözümler istedi.
Herkesin bir gün engelli olabileceğini söyleyen Yasemin İlhan ismindeki bir Muğla Yaşayanı, engelli olmayan sağlam insanlarımızın da bir gün o sandalyede olabileceklerini düşünerek davranması gerektiğine vurgu yaptı.
ENGELLİ GİBİ YAŞAMAK
“Hayatımızı bir engelliymiş gibi yaşamalı, buna göre hareket etmemiz gerekli!” diyen Yasemin İlhan, “Bugünkü sağlımıza güvenerek yaşamamız yanlış! Birgün başımıza her hangi bir kaza gelmesi durumunda bizler de tekerlekli sandalyede olabiliriz. Ne zaman, nerde, ne olacağımıza bizler karar veremiyoruz!” dedi ve Muğla’ nın engelliler için yaşanacak bir şehir olmadığını ifade etti.
İlhan,” Bozuk olan tekrar tekrar yapılan yollarımız engelli kardeşlerimiz için daha büyük bir engel teşkil ediyor. Bazı apartman girişlerinde engelli rampası yok. Rampa olmayan apartmanlarda aileler büyük zorluklar çekiyor. Her apartman için bir rampa olması gerekir. Çünkü herkes bir gün engelli olmasa da yaşlanacağını bilmeli, tekerlekli sandalyelere yine ihtiyaç duyulabilir ya da apartman yaşayanlarına bir engelli misafir gelebilir.” diye belirtti.
Yasemin İlhan, engelli rampalarına ve engelli araç park alanlarına sağlam insanların araçlarını park etmelerine de tepki gösterip, “Bu tür duyarsız sürücülere uygulanabilecek en caydırıcı cezanın uygulanmasından ve hatta ehliyetlerine geçici bir süre el konulmasından yanayım!” dedi.
DUYARLI DAVARANABİLMEK
Engelli çocuğu olduğunu söyleyen Ayten Zorlu ise “Kentimiz güzel ama bazı eksikleri olduğu da bir gerçek! Araç park konusu, başlı başına bir sorun! Birçok yerde eksik yapılan yollardan dolayı sıkıntılar çekiyoruz!” anlatımında bulundu.
Diğer illere göre Muğla’nın engelli yollarının iyi olduğunu belirten Mustafa Ayhan, “Belediyelerimizin engelliler konusunda çalışmaları var. Bazı yerlerde sıkıntılar olsa bile büyük oranda durum iyi! Araçların rampalara park etmesi yanlış bir davranış, araç şoförlerinin duyarlı davranmasını gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.
Ali Rıza Başaran isimli bir Muğla Yaşayanı da “Muğla kesinlikle bir engelli kenti değil. Öncelikli problemimiz yollarımız. Kaldırımların işgal edilmesi bizi zorluyor. İnsanlarımız da bilinçsizce davranıyorlar bazen. Kaldırımlara iniş ve kaldırımlara çıkışlarda büyük sıkıntı yaşıyoruz. Rampanın olduğu yerlere araç park ediyorlar. Böyle olunca kaldırıma çıkmamız zor oluyor. Bunun için önlem alınması gerekiyor. Engellilerin hakları gözetilmeli!” açıklamalarını yaptı.
ENGELLİ HAKLARI
Sürekli tedaviye gidip geldiği İzmir'de çok yardımcı olan kişi bulunduğunu belirten Ali Rıza Başaran, “Fakat Muğla' ya döndüğümüzde bu mümkün olmuyor. Otobüslerde şoförlerin yardımcı olması gereken noktalarda her zaman olmasa da yalvarmayla yardım alabiliyoruz. Normalde bunu yapmaları gerektiği kanunda yer aldığı halde isteksiz davranılıyor. Bir şekilde otobüslere biniyoruz. İçeride ise insanlar sorun yaratıyor. Engelliler için ayrılan kısımda bulunan kişiler bize yer vermek istemiyor. Bir adım öne veya arkaya girseler, sığılabilir ama yerleşebileceğimiz yerlerde dahi çok sıkıntılar yaşıyoruz! Hastaneler de çok büyük bir sorun bizler için! Dünyada 22 çocukta, Türkiye'de ise bir çocukta bulunan bir hastalıkla karşı karşıyayız. Pandemiden dolayı asıl doktorların olmadığı söyleniyor. Asistanlarını bırakmışlar, onlar da çok ilgisiz davranıyorlar. Bizim istediğimiz tek şey haklarımız! Hiç olmazsa yollarda rahat ilerleyebilmeyi bekliyoruz!” şeklinde yaşadığı sıkıntıları dile getirdi.
Yaşının 75 civarında olduğunu söyleyen Esat Ünveren, “Halkımızın bir kısmının bilinçsiz olması bizlere büyük zorluklar çıkartıyor. Kaldırımlardan ilerlemeye çalıştığımızda, yanlış yere park eden sürücülerden dolayı yola inmek zorunda kalıyoruz. Böyle olunca da bazı sürücülerimiz, hepsi değil, bize kornayla tepki gösteriyor. Bunların daha iyi olması için öncelikle toplumumuzun bilinçlenmesi lazım! Kaldırımlara park etmemeyi öğrenmeliler. Büyük şehirlere göre geriden gelen bir kentiz. Şehrimizde köklü bir üniversite olmadığı için okumuş, gelişmiş insan sayımız düşük. Bundan dolayı bilinçli insan sayımız da düşük kalıyor. Şu sıralar üniversite ve yeni hastanemiz sayesinde gelişmekte ve aydınlanmaktayız.” diye görüşlerini aktardı.