Memur ve emeklinin zam oranı belli oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), aralık ayı enflasyonunu açıkladı. Buna göre, memur ve memur emeklilerinin alacağı zam yüzde 16,48, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranı ise yüzde 15,40 oldu.Enflasyon, Aralık 2022'de yıllık...

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), aralık ayı enflasyonunu açıkladı. Buna göre, memur ve memur emeklilerinin alacağı zam yüzde 16,48, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranı ise yüzde 15,40 oldu.

Enflasyon, Aralık 2022'de yıllık bazda yüzde 64,27 olurken, bu rakam son 9 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti.

Tarkan Zengin'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Memur ve memur emeklilerinin enflasyon farkıyla birlikte alacağı zam 16,48, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin 6 aylık TÜFE'ye göre zam oranı 15,40. Bu toplu sözleşme ve enflasyona göre belirlenen zam. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın son aylarda yaptığı açıklamalar, çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz, bu tür zor dönemlerde çalışanlarımızı bütçe imkanlarını zorlayarak destekleyeceğiz cümlelerinden ben bugün muhtemeldir ki bir açıklama bekliyorum. Memur-Sen'in sözleşmeli personelle ilgili bir şöleni var bugün saat 2'de. Belki de sayın Cumhurbaşkanımız orada da açıklama ihtimalini de değerlendiriyorum.

"Bu tercihini çalışanlardan yana kullanacağını görüyoruz"

Cumhurbaşkanımız geçen ocak ayında bu yetkisini kullandı. Memura, işçiye yüzde 2,5 ilave zam verildi. Onun yansıması 3,5 civarında olmuştu. Dolayısıyla bu dönemde yapılan açıklamalardan bu tercihini çalışanlardan yana kullanacağını görüyoruz. Zaten 3600 ek gösterge düzenlemesi, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik düzenlemesi, kadro, EYT düzenlemesi, geçici işçiler meselesi, asgari ücret artışı, bütün bu konularda emekçilerden yana oldu. Bütün bu emekten yana tercihler, bugün bence ilave zam konusunda da emekten yana büyük bir tercih ortaya koyacaktır.

SSK ve Bağ-Kur için en düşük emekli maaşı 3500 lira. Ama normalde memur emekli maaşının en düşüğü de 6067 lira.

"Son dönemde oransal zamlar nedeniyle makas açıldı"

Elbette seyyanen zam da masadadır. Ben özellikle kamu çalışanları açısından da bunun yapılmasının önemli bir tercih olacağını düşünüyorum. Yani bir miktarını seyyanen 1000 lira, 1500 lira gibi bir rakamı, diğeri de oransal zam vermek. Artış makas açılıyor, Türkiye şunu başarmıştı. En yüksek maaşla en düşük maaş arasındaki makas azalmıştı. Son dönemde oransal zamlar nedeniyle bu açıldı. Bu da bir tercih. Daha alt gelir grupları dediğimiz gelir gruplarına biraz daha fazla zam vermek önemli. Rakamları geçen dönemde ilk TRT Haber olarak açıklıyoruz.

Emeklilerin maaş artışı

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşı 3500 liraya tamamlanıyor. Bu salgın döneminde, 2020'nin mart ayında ilk defa o dönem bir kanun çıkarılarak maaşı 1500'ün altında olanlar 1500'e tamamlandı. Daha sonra bu rakam 2500 liraya çıkarıldı, temmuzda da 3500 liraya çıkarıldı. Dolayısıyla bu 3500 rakamının bu oransal zamlarla bir bağlantısı yok, oraya tamamlanıyor. Oransal artmıyor, rakamsal olarak, 2500'ten 3500'e çıkarılmıştı, belki 4500, belki 5 bin olma ihtimalini değerlendiriyoruz. Maaşı altında olanlara tamamlanıyor.

Türkiye'de seyyanen zam çerçevesinde kamu memurlarına bugün emeklilere yapılacak refah payının diğer taraftan kamu işçileri için de beklenen bir şey olduğunu ifade edelim.

"Beklentiyi bir iyi yönetmek gerekiyor"

Toplumun özellikle son dönemde çalışma hayatının çok önemli ve büyük sorunları çözülünce bu anlamda toplumsal beklentiler artıyor. Yani kamu işçileri mesela bazıları 1 Ocak'ta, 1 Şubat'ta toplu sözleşme dönemleri söz konusu olduğu için onların toplu sözleşme dönemlerine göre değişiyor zam dönemleri ama bir beklenti söz konusu. Ama en önemlisi seyyanen zam verilmesi daha en alt memurlar için de onların biraz üstünde olanlar için de önemli bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Ücret yöntemleri çok farklı yöntemler var. Devlette daha önce de kullanılan. Böyle dönemlerde alt gelir grupları, örneğin asgari ücrete yüzde 55'e yakın bir zam verilince beklentiler arttı. Mesele şu, diğer ücret gelirlerinin de en alt gelir kadar artmamasından kaynaklanan sorunlar yaşıyoruz. Asgari ücret yüzde 55 artıyor, asgari ücretin üzerinde alan ya da diğer ücretlilerde kendilerine bu kadar ücret verilmesini bekliyorlar. Dolayısıyla beklentiyi bir iyi yönetmek gerekiyor. İkincisi de orada eğer bunlar arasında da çok büyük farklılıklar söz konusu olursa zam politikalarında o da bir probleme neden olabiliyor. Çünkü ücretliler kendilerine asgari ücretin katı kadar aldığı ücrette değerlendiriyor. Örneği diyor ki ben bundan bir yıl önce bir buçuk asgari ücret alıyordum, şimdi asgari ücrete yaklaştım diyebiliyor. O yüzden ücret politikalarında gerçekten böyle dönemlerde alt gelir gruplarının ya da düşük olanların biraz daha desteklenmesi gerekiyor. Onun yollarından biri de seyyanen zam vermek.

"Gelir ve damga vergisi avantajı bu yıl 17 bin küsur liraya çıktı"

Yaptığımız hesaplamalarda geçen yıl yaklaşık olarak gelir ve damga vergisi avantajı 10 bin-10 bin 200 lira civarındaydı. Bu yıl o 17 bin küsur liraya çıktı. Yani 7200 liralık geçen yıla göre bir farklılık var. Ama orada şöyle bir şey var. Şimdi ocak zamları belli oldu. Ocak zamları maaşlara yansıtıldığında kişinin geliri de arttığı için gelir vergisinden doğan avantaj bir miktar daralıyor. Kümülatif matrah ilk dilim 70 bin liraya çıktı ama bugün diyelim ki 10 bin lira alan çalışanı varsayalım, bu yüzde 30 zam aldığında 13 bin lira olacak. Baktığımızda 7'nci ayda girerken 13 bin lira olunca 5'inci aydan sonra ikinci vergi dilimine girecek. Dolayısıyla o artışlar da aynı zamanda bugünden baktığımızda 7200 liralık geçen yıla göre daha avantajlı.

Oradaki farklılığı söylüyorum ben. Asgari ücretin geçen yıl 12 aylık asgari ücret ve damga vergisinden toplamda 10 bin lirayı biraz aşan bir rakam söz konusuydu. Bu yıl da 17 bin küsur lira. Aradaki fark 7200 lira. Yani daha az ödeyecek ama o daha öz ödemesi maaşlardaki bu dönemlerde yüksek artış olduğu için kümülatif matrahı yakalaması daha erken dönemde oluyor ama bu yıl geçen yıla göre elbette biraz daha avantajlı.

"Emek kesimleri için gıda fiyatlarındaki temel artış önemli"

Bizim tabii enflasyon dediğimiz şey bazen enflasyon genel bir rakamı ifade ediyor. Bireysel olarak yaşadığımız enflasyonu ya da harcama kalemleri içerisindeki enflasyonu yansıtmıyor. Dolayısıyla bu çerçevede baktığımızda bunun anormal bir şey olduğunu söylemiyorum. Yansımaları bakımından özellikle geniş emek kesimleri için gıda fiyatlarındaki temel artış önemli.

Burada hükümet bütçe imkanlarını zorlayarak çalışanların hayatlarını kolaylaştırmak için emeklilerin, memurların, işçilerin zamlar vererek, vergi avantajları getirerek, birtakım işverenlere destek verip çalışanların cebine daha fazla ücret girmesini sağlayarak aslında onların hayatlarını kolaylaştırmak ve satın alma güçlerini korumak için yapıyor. Ama bunu işte o gıda fiyatları dizginlenmezse sorun başlıyor.

"Yapılan zamlar, birileri mal ve ürün fiyatlarını artırsın diye verilen zamlar değil"

Bir market grubu bin üründe fiyat sabitlemesi yapacağını söyledi. Biz diğer marketlerin de benzer bir tutum sergilemesini vatandaş olarak bekliyoruz. Tekrar edelim bu bugün yapılacak zamlar ya da ilave zamlar, birileri mal ve ürün fiyatlarını artırsın diye verilen zamlar değil. Bunun altını özellikle çizelim. Bunlar vatandaşımızın dünyada artan bu hayat pahalılığı ve zor bir döneme karşı onların hayatlarını kolaylaştırmak, satın alma güçlerini korumak için verilen zamlar. Yoksa birilerinin daha fazla para kazanması için verilen zamlar değil.

3600 ek gösterge 15 Ocak'ta yürürlüğe girecek. Geçen sene temmuz ayında çıktı. Bunun maaşlara yansıması, bu zamların dışında emekli olan 3600 ek göstergeye geçen ve daha önce de 20 yıl önce de emekli olan birini bile kapsıyor. Yüzde 21,9'la yüzde 24,7 arasında maaşlarını artıracak.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Muğla Haberleri