İtalya tatillerinin en cezbedici destinasyonlarından biri olan Roma, övgüleri fazlasıyla hak eden büyük bir kent. Gerek doğasıyla gerekse sahip olduğu atmosferiyle her yaştan ziyaretçiye farklı alternatifler sunan Roma, özellikle zengin tarihiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Roma İmparatorluğu gibi büyük bir medeniyete ev sahipliği yapmış olan şehrin dört bir yanında bölgenin geçmişi hakkında bilgi veren tarihi yapıları görebilmek mümkün. Tabii gezilecek çok fazla tarihi yer olmasından ötürü bunu bir program dahilinde yapmak gerekebilir. Daha konforlu ve planlı bir İtalya gezisi için faydalanabileceğiniz
Roma tarihi yerlertemalı içeriğimiz sizlerle.
Kolezyum (Colosseo)
Roma denildiği zaman akla ilk gelen yer elbette ki Kolezyum. Tarihi öneminin yanı sıra günümüzde adeta şehrin simgesi konumunda olan bu tarihi yer, aynı zamanda Roma’daki gezilerin başlangıç noktası olabilmek için de ideal. Tabii bu da beraberinde giriş kapısında uzun kuyrukların olmasına sebebiyet veriyor. Bundan ötürü Kolezyum’a mutlaka sabahın erken saatlerinde gitmeyi tercih etmelisiniz. Dünyaca ünlü Kolezyum’u gezerken bir zamanlar burada gladyatörlerin savaştığını ve seyircilerin tezahüratlarını aklınızdan geçirmeden edemiyorsunuz. Hayvan dövüşleri, idamlar ve sanatsal aktivitelerin gerçekleştirilmiş olduğu Kolezyum, hem içeriden hem de dışarıdan sunduğu manzaralarıyla Roma’daki tarihi yerler arasında ilk sırada bulunuyor.
Roma Forumu (Foro Romano)
Roma’da gezilecek tarihi yerler arasında ikinci sırada bulunan eşsiz yapı, Kolezyum’un hemen yanında konumlanıyor. İmparatorluk döneminde yaklaşık bin sene boyunca siyaset, ekonomi ve hukuk merkezi olarak kullanılan Roma Forumu, günümüzde ilgiyle ziyaret edilmekte. Büyük bir kısmı yıkılmış olsa da hala dünyanın en büyük arkeolojik bölgelerinden biri olarak tarihe meydan okumaya devam ediyor. Civarında bulunan “Tak” adı verilen yapılar ise döneminde savaş kazanan kişilerin anısını yaşatmak amacıyla inşa edilmiş. Roma Forumu’nu eğer yaz aylarında ziyaret etmeyi planlıyorsanız yanınıza mutlaka şapka veya gözlük alın. Büyük bir alanı kapsadığı için güneşin altında zorlanmamanız adına bu tavsiyeyi es geçmemelisiniz.
Vittorio Emanuelle II Abidesi
Roma’yı keşfetmeye tam gaz devam etmek istiyorsanız işte size mükemmel bir destinasyon: Vittorio Emanuelle II Abidesi. Sahip olduğu görkemi ve sıra dışı mimarisiyle ister istemez dikkatinizi çekecek olan Vittorio Emanuelle II Abidesi, hemen önünde yer alan merdivenleriyle beraber bir bütünlük taşıyor. 1885’te yapımına başlanan yapı, 1911 yılında tamamlanmış. Tarz olarak Neoklasik üslubun hâkim olduğu Vittorio Emanuelle II Abidesi’nin Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralına atfedildiği bilinmekte. Yapımında çok sayıda mermer kullanıldığı Vittorio Emanuelle II Abidesi’nin üst kısmında ise şehri panoramik açıdan görebileceğiniz bir seyir terası bulunuyor.
Pantheon
Roma’da nereye adım atsanız bir başka tarihi yapı ile karşılaşabilmeniz son derece mümkün. Bunlardan biri de ünlü Pantheon. Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken ansızın karşınıza çıkabilecek bir görkeme sahip olan Pantheon, Roma döneminden kalan en güzel yapılardan biri olarak gösteriliyor. MS 118 ile 125 yılları arasında inşa edildiği bilinen yapı, Roma tanrılarına adanmış. Mimari özellikleri bakımından sanat tarihçilerinin ilgisini çekebilecek düzeyde olan Pantheon, adeta bir şaheser konumunda. Kubbesinin yapımında hafif; zemininde ise ağır malzemelerin kullanıldığı bilinen yapı sadece üst bölümünden ışık alıyor. İçerisinde Raffaello ve II. Vittorio Emanuele’nin naaşlarının bulunduğu Pantheon’a girişler ücretsiz bir şekilde yapılabiliyor.
Trevi Çeşmesi
Roma, aşıkların şehri diye boşa dememişler. Trevi Çeşmesi, Roma için söylenen bu sözleri adeta kanıtlar nitelikte. Roma’ya gelip de burayı görmemezlik yapmayın. Son derece meşhur olan Trevi Çeşmesi’nin 1732 yılında yapıldığı biliniyor. Buraya “Aşk Çeşmesi” denilmesinin altında da elbette birçok rivayet yatıyor. Orijinal isminin “Üç Yol Çeşmesi” olarak bilindiği yapıya ulaşımlar gerçekten de üç yol üzerinden sağlanabiliyor. Yani bu üç yolun tam birleşiminde bu eşsiz çeşme bulunuyor. Gündüz saatlerinde dört bir yanında turistlerin eksik olmadığı Trevi Çeşmesi’ne gittiğinizde mutlaka dilek dileyip havuza bozuk para atın. Zira Romalılar, bu ritüel ile birlikte dileklerinin gerçekleşeceğini düşünüyorlar. Ne olur ne olmaz, şansınızı denemekte fayda var. Üstelik havuza atılan paraların da bir süre sonra toplanıp ihtiyacı olanlara yemek olarak döndüğü biliniyor.
Santa Maria Maggiore Bazilikası
Roma’daki tarihi yerler arasında bulunan Santa Maria Maggiore Bazilikası, MS 356 yılında inşa edilmiş. İçerisinde bulunan mozaikler ve işlemeler gerçekten de baş döndürücü cinsten. Yapının içerisindeki tavanı tamamen inceleyim derseniz boynunuz tutulabilir bizden uyarması. Altın yaldızlı kaplamaları ise Santa Maria Maggiore Bazilikası’nın en dikkat çekici özelliklerinden sadece biri. Aktif olarak ibadetlerin hala gerçekleştirildiği Santa Maria Maggiore Bazilikası’nı görmeden Roma’dan sakın dönmeyin.
Vatikan Müzeleri
Roma gezileriniz sırasında farklı bir ülkeyi göreceğinizi söyleseler inanmazsınız herhalde. Ancak bu son derece mümkün. Çünkü Vatikan, Roma içerisinde farklı bir ülke statüsünde. Vatikan’a giderken göreceğiniz ilk yer Aziz Petrus Meydanı. 1656 – 1667 yılları arasında yapılan meydanın tam ortasında ise dikilitaş bulunuyor. Katoliklerin dini merkezi olan Vatikan’da ziyaret edebileceğiniz toplamda 10 adet müze yer alıyor. Ancak şunu bilmelisiniz ki içerisinde bulunan eser ve yapılardan ötürü bunlar dünyanın en pahalı müzeleri olarak gösteriliyor. Vatikan’da aynı zamanda San Pietro Bazilikası’nı da mutlaka görmelisiniz. Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları da Vatikan’ı neden ziyaret etmeniz gerektiğinin cevabını veren eşsiz yerler arasında bulunuyor.