***Elazığ depreminden sonra İzmir’de yaşanan ve birçok vatandaşın can kaybına uğradığı 6.6 şiddetindeki deprem, ülkemizdeki deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ege Denizinde meydana gelen depremden etkilenen illerden olan Muğla’da, vatandaşlar, olası bir depreme hazırlıklı olmadıklarını belirterek, “Sadece düdüğümüz var” diyerek, depreme karşı olan eksikliklerini dile getirdiler.
***Yetkililerden daha sağlam binalar inşa edilmesi için gerekli denetimlerin arttırılmasını isteyen vatandaşlar, inşaat ruhsatlarının iyi bir denetleme sürecinden geçirilerek verilmesini isterken, dayanıksız ve eski binaların tespit edilerek depreme ve doğal afete karşı dayanıklı hale getirilmesi çalışmalarının gecikmeden yapılması görüşünde birleştiler.
Mustafa Yıldırım
İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki deprem felaketi, gözleri bir kez daha şehirlerdeki yapılaşmalara ve denetimlere çevirdi.
Yetkililerden daha sağlam binalar inşa edilmesi için gerekli denetimlerin arttırılmasını isteyen vatandaşlar, inşaat ruhsatlarının iyi bir denetleme sürecinden geçirilerek verilmesini isterken, dayanıksız ve eski binaların tespit edilerek depreme ve doğal afete karşı dayanıklı hale getirilmesi çalışmalarının gecikmeden yapılması görüşünde birleştiler.
Her şeyi devletten beklemekle değil, kişilerin kendi önlemlerini de alması gerektiğine ifade eden Muğlalı vatandaşlar, yetkililerden gerekli incelemeleri daha hassas şekilde yapmalarını özellikle eski binaların yenilenmesi gerektiğini söylediler.
Okuma ve araştırma oranının düşüklüğüne dikkat çeken Eniz Günüç adlı vatandaş, “Vatandaşlarımız teknoloji devrinde yaşadıkları bilinciyle, istenilen her bilgiyi internet üzerinden ulaşılabilir. Bilinçlenme konusunda birilerinden bizleri bilinçlendirmelerini beklemek yerine, kendi bilinçlenmemizi, kendi önlemlerimizi kendimiz almamız gerekli” dedi.
Deprem ve doğal afet konusunda bilgi ve ekipman eksikliği olduğuna dikkat çeken Günüç,şunları söyledi: “Bizler vatandaş olarak okuma ve araştırma konusunda ileride bir millet değiliz. Elbetteki bilgiye ulaşmak isteyen her türlü ulaşır, yetkililer bilinçlendirecek diye beklemememiz gerekli, kendi önlemimizi kendimiz almalıyız.”
Deprem konusunda binalardaki eksikliklere değinen Müntaza Özdemir, “Yapılan binaların denetlemelerinin daha sıkı olması gerekli. Zemin etütlerinin daha dikkatli yapılması, binayı yapan müteahhitlerin malzemeden eksilmeden bina yapması, denetlemelerin eksiksiz yapılarak ruhsat verilmesi gerekli” dedi.
Depreme hazırlık olarak “sadece düdüğümüz var” diyen Bülent Ecevit Ada adlı vatandaş, “Olası bir depremde evimizde deprem çantası dahi yok. Millet olarak depreme hazırlıklı ve bilinçli değiliz. Depremle ilgili bilgilendirmeler, kamu spotları ve reklamlar daha fazla yayınlanmalı çünkü insanlarımız okuma ve araştırma yapmıyor. Görüntülü olan her şeyi daha çok izliyoruz. Eski binalar tespit edilerek yıkılması gereken binalar yıkılmalı. Evlerimizde olası depreme karşı hazırlık çantamız ve depremde nasıl hareket edeceğimiz konusunda az çok bilgi sahibiyiz” şeklinde konuştu.
Acıların daha fazla yaşanmaması için devlet ve millet olarak tedbirlerin elden bırakılmamasına vurgu yapan İsmail Kulaksızoğlu isimli vatandaş ise, “İzmir’de meydana gelen deprem yüreğimizi yaralamıştır. Aynı acıları tekrar yaşamamak için bir çok binaların tekrardan denetlemeden geçmesi gerekli. Sağlam yapılmamış binaları tespit ederek, yıkılması gerekenleri yıkarak tekrar yenisinin yapılması gerekli. Böylelikle bir nebze olsun insanlarımızın hayatlarını kurtarabiliriz” dedi.
Hayat kurtaran ekipmanların evlerden eksik edilmeyerek, sağlık çantası, el feneri ve iletişim araçlarının eksik edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Kamil Çapkın adlı vatandaş ise, “Sadece burada mevzu olan deprem değil, diğer doğal afetler için de tedbirli olmamız gerekli. Fay hatları üzerine bina yapılmasının yanı sıra, dere yataklarına yapılan evlerde büyük tehlike oluşturuyor. Devletimize ve belediyelerimize bu kapsamda büyük görevler düşmektedir” diye konuştu.