SEL FELAKETİNE MUĞLA’DAN SUÇ DUYURUSU

Kastamonu Bozkurt’ta, yaşanan sel felaketinde, ilçe büyük oranda sular altında kaldı. Afette birçok ev ve işyeri zarar gördü, birçok vatandaş hayatını kaybetti, bazı insanlar sele kapılıp kayboldu. Muğla’da avukatlık yapan...

Kastamonu Bozkurt’ta, yaşanan sel felaketinde, ilçe büyük oranda sular altında kaldı. Afette birçok ev ve işyeri zarar gördü, birçok vatandaş hayatını kaybetti, bazı insanlar sele kapılıp kayboldu. Muğla’da avukatlık yapan Canan Karaosmanoğlu, Kastamonu Bozkurt’ta yaşanan sel felaketiyle ilgili bir vatandaş olarak suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

Sinem Karakaya

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketi sonucu, sokaklar sular altında kaldı. Afette birçok ev ve işyeri zarar görürdü, birçok vatandaş hayatını kaybetti, bazı insanlar sele kapılıp kayboldu. Büyük çapta hasara neden olan felaketin yaraları sarılmaya devam ederken, sele kapılıp kaybolan insanların arama çalışmaları sürüyor.  Selin yarattığı etki ülke genelinde sürerken, Muğla’da avukatlık yapan Canan Karaosmanoğlu, Kastamonu Bozkurt’ta yaşanan sel felaketiyle ilgili bir vatandaş olarak, Kastamonu İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

ÖNLEM YERİNE HUKUKA AYKIRI KARARLAR ALINDI

Sel felaketiyle ilgili konuşan Canan Karaosmanoğlu, “Gerçekleşen sel felaketi her ne kadar doğal bir afetmiş gibi gözükse de aslında bakıldığında önlemi alındığında, gerekli doğru çalışmalar yapıldığında yanlış ve hukuksuz müdahaleler yapılmamış olsa idi yaşanmaması gereken bir olaydır. Çünkü gerçekleşen bu sel felaketi maalesef olağan üstü bir doğa olayı değil, tam tersine bu afetin oluşması için insan eli ile oluşmuş bir olaydır. Doğal afetlerle mücadele etmek, doğal afetlerin muhtemel zararlarını asgari seviyeye indirmek günümüzde teknoloji ve mimari/mühendisliğin gelişmesiyle eskisine nispeten çok daha kolaydır. Ancak yine de bilim ve teknolojinin öngördüğü önlemler alınmamış, tam tersine bu önlemler yerine yanlış, hukuka aykırı, kanun ve yasaların tam tersi kararlar alınarak bu doğal afetin yaratacağı zararlar adeta kişi ve kişiler tarafından oluşması için davetiye çıkartılmıştır.”

Selin etkili olduğu bölgelerde imar planı olmadığına vurgu yapan Karaosmanoğlu, “Bilindiği üzere bir yerin imara açılabilmesi için Kamu Yararı – Planlama Esasları ve Şehircilik İlkeleri göz önüne alınmalıdır. Bu çerçevede sel felaketinin meydana geldiği yerde bir imar planı tasarlanmamış bu sebeple sel felaketi nedeniyle çok daha büyük acılar gerçekleşmesine engel olunmamıştır. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin Mekansal Planların Yapımına Dair Esaslar Başlıklı 8. Maddesi bazı fıkraları aşağıda verilmiştir.” diye konuştu.

KENTSEL RİSK ANALİZİ ÇALIŞMASI YAPILDI MI?

Karaomsanoğlu, Mekansal Planların Yapımına Dair Esaslar’ı şöyle sıraladı: “MADDE 8 – (1) Mekânsal planların, plan değişiklilerinin, revizyon ve ilavelerin hazırlanması sürecinde, kamu kurum ve kuruluşları veya plan müelliflerince planın türüne ve kademesine göre bu Yönetmelikte genel başlıklar halinde belirtilen konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmalar yapılır.  (10) Afet ve diğer kentsel risklerin yüksek olduğu yerleşmeler veya yapılı kentsel çevre için, gerekli görülmesi halinde kentsel risk analizleri veya sakınım planlaması çalışmaları yapılır. Afet ve diğer kentsel riskler için yapılmış risk azaltıcı tedbirler planlarda esas alınır. Görüldüğü üzere mevzuat açık bir şekilde Afet Riskinin yüksek olduğu yerleşmelerde kentsel risk analizleri veya sakınım planlaması çalışmaları yapılabileceğini düzenlemiştir. Afetin meydana geldiği Bozkurt ilçemizde, mevzuatta öngörülen ‘’Kentsel Risk Analizleri’ ve ‘Sakınım Planlaması’ çalışmalarının yapılıp yapılmadığının yapmış olduğumuz suç duyurusu sonucunda araştırılması, yapılmış ise analiz sonuçlarını, yapılmamış ise neden yapılmadığının sorulmasını ve bu suretle Afet Riskine yönelik yeterli tedbirin alınıp alınmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.”

DERE YATAĞINA İMAR VERE KİŞİ VE KİŞİLER TESPİT EDİLSİN

Bozkurt’un imar planlarına ilişkin de konuşan Karaosmanoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bir yerin imara açılabilmesi için, imar planlarının uygulanabilmesi için en az 15 kurumdan görüş – izin ve veri alınmalıdır. Bunlar Büyükşehir Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, Su ve Kanilizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Devlet Su işleri Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü-İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TEİAŞ Bölge Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, İl afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı gibi bir çok kurumdan görüş alınmaktadır. Dolayısıyla alınmış olan görüşler doğrultusunda dere yatağına yerleşim yapılması yönünde olumlu görüş bildiren yetkili kişi ve kişilerin sel felaketinin oluşmasına sebebiyet verdiği açık ve nettir. Yapmış olduğumuz suç duyurusu sonucunda bu kişi ve kişiler tespit edilecek ve gerekli cezaları alacaktır.”

VATANDAŞLARIN SAĞLIĞI RANT UĞRUNA HİÇE SAYILDI

Mevzuata aykırı bir şekilde dere yataklarının imara açıldığını belirten Karaosmanoğlu, “Basına yansımış olan sel felaketinin yaşandığı yere ilişkin 1999 ve 2021 fotoğraflarından anlaşılacağı üzere, mevzuata aykırı bir şekilde dere yataklarına imar alanları açılarak vatandaşların sağlığı rant uğruna hiçe sayılmıştır. Kamu Yararı, Şehircilik İlkeleri ve Planlama Esaslarına tamamen aykırı bir şekilde, dere yatağına yapılan imar alanları nedeniyle, 400 metre olan Ezine Çayı’nın nehir yatak genişliği 15 metreye düşürülmüştür. 15 metre Ezine Çayı’nın yağmurun etkisiyle oluşturduğu debiyi kaldıramamış ve taşmalar 7-10 metreye yükselerek vatandaşlarımız can ve mal kaybı yaşamıştır. Bu elim olayın gerek ülkemizde gerekse selin meydana geldiği şehirde tekrarlanmaması için gerekli inceleme yapılarak ihmal-taksir-kastı olan kişi ve kişilerin tespit edilerek cezalandırılması, hukuk sistemimizin, toplumsal vicdanın ve hakkaniyetin gereğidir.” ifadelerini kullandı.

GÖZ GÖRE GÖRE SEL FELAKETİ GELMİŞTİR

Afet bölgesinde ihmallerin olduğunu da dikkati çeken Karaosmanoğlu, “Nitekim basına yansıyan iddialara göre, Bozkurt ilçemizde bulunan Hidroelektrik Santralinin Regülatörü, Su Kanalları ve kapakları parçalanmış ve selin etkisinin artmasına sebebiyet verdiği iddia edilmiştir. Bu güne kadar bu haberin doğruluğuna veya yanlışlığına ilişkin olarak herhangi bir Hidroelektrik santraline ilişkin güncel somut fotoğraflar paylaşılmamıştır.  Kaldı ki söz konusu Ezine Çayı’nın nehir yatağı yıllar içerisinde 400 metreden 15 metrelik kanala sıkıştırılmıştır. Hali hazırda su akıntısı olan bir nehir yatağının bu denli sıkıştırılması sonucu gerçekleşen yağışında etkisiyle sel felaketi meydana geleceği aşikar olmasına rağmen göz göre göre sel felaketi gelmiştir. Birçok bilim adamının tespiti ise  “400 metre genişlikteki dere yatağını 15 metre genişliğindeki yatağa hapsedersek,  akan yağmur sularının da yüksekliğinin 7-10 metre yükseleceği ve sonucun felaket olacağına ilişkin tespitlerde bulunulmuştur.

Artık Türkiye de doğal yapıya göre şehirler yapılmalı, güncel yaşımın içinde gerekli önlemler alınmalıdır. Dere yatağına, deprem fay hattı üzerine evler yapılamamalı heyelan, sel baskını ihtimali olan yerler yerleşime açılmamalıdır. Karadeniz bölgesi bilindiği üzere yağış alan bir yerdir. Bu güne kadar yağış oranları fazla olmasına rağmen böyle bir olayın gerçekleşmemesinin sebebi daha önceden dere yataklarının insan faktörü ile kapatılmaması idi. Ne zaman ki hukuka aykırı kanuna aykırı işlemler yapıldı, Doğanın kanunları çiğnendi Doğa da tepkisini insanoğluna verdi. Ama bunun bedellerini masum vatandaşlar ödememeli. Türkiye de bu güne kadar birçok felaket deprem, yangın, sel yaşanmıştır. Ancak her felaketin sonunda bu felaketlere sebep olan faktörlerin araştırılması, hata, kusur-ihmal ve kastı olanların cezalandırılması yerine sadece kanayan yaralar sarıldı ve unutma yoluna (ta ki bir sonraki felakete kadar ) üstü kapatılma yoluna gidildi.” şeklinde konuştu.

BİR DAHA YAŞANMASIN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINSIN

Karaosmanoğlu sel felaketiyle ilgili suç duyurusunda bulunma amacını şöyle açıkladı: “Yapmış olduğumuz bu suç duyurusu ile bu olayların unutulmasını engellemek, bir daha bu olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, vatandaşın can ve mal güvenliğinin, rant uğruna riskli alanların imara açılması suretiyle tehlikeye düşüren, izin veren, onaylayan-imara açılması yönünde olumlu görüş bildiren kısacası bu sel felaketinin yaşanmasında ihmal ve kastı bulunan tüm kişi ve kişilerin tespit edilerek cezalandırılması en büyük hedefimizdir. Zira ben hem bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım hem de bir hukukçuyum. Bu felaketlerde halkımız kendi üzerine düşeni ama sandviç yaparak, ama su taşıyarak bir şekilde vatandaşlık görevini yerine getirmeye çalıştı bende hukukçu kimliğim ile vatandaşlık görevimi yapıyor, sorumluların bulunması için ve tekrar bu olayların yaşanmaması için bu suç duyurusunu yaptım. Şimdi görev Adalet sistemini işletecek olan Cumhuriyet Savcılarında ve suçlulara gereken cezayı verecek olan hakimlerde ve bunun arkasını bırakmayacak olan kamuyu bilgilendirecek siz basın mensuplarındadır.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Muğla Haberleri