Tekrar Hayata Tutundu, Şimdi Hastalara Moral Veriyor

İstanbul’da, geçirdiği kazanın ardından 15 beyin ameliyatı geçiren ve 'Doktorların yüzde 5 yaşama ihtimali var, yaşasa bile felçli kalır' dediği 25 yaşındaki Özge Karakuş, azmiyle hayata tutundu. Felçli iken tedavi gördüğü memleketi...

İstanbul’da, geçirdiği kazanın ardından 15 beyin ameliyatı geçiren ve 'Doktorların yüzde 5 yaşama ihtimali var, yaşasa bile felçli kalır' dediği 25 yaşındaki Özge Karakuş, azmiyle hayata tutundu. Felçli iken tedavi gördüğü memleketi Muğla'daki hastanede bir süre önce psikolog olarak işe başlayan Karakuş, kendi yaşadıklarını hastalarına örnek gösterip, 'İnanılırsa başarılabileceğini' anlatıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü öğrencisi olan Muğlalı Özge Karakuş, İstanbul'da 23 Mart 2014 tarihinde, bir otomobilin çarptığı yayanın fırlayarak, kendisine çarpması sonucu düşüp, başını kaldırıma vurdu. Karakuş, ağır yaralandı. Kaldırıldığı hastanede beyin kanaması teşhisi konulan Özge Karakuş, yoğun bakım servisinde 17 gün tedavi gördü. 7 ay boyunca hastanede tedavisi süren Karakuş'un bu süreçte en büyük destekçisi ailesi oldu. 15 beyin ameliyatı geçiren Karakuş, tedavisinin tamamlanmasının ardından üniversite öğrenimini tamamladı. Doktorların yaşaması için yüzde 5 ihtimali olduğunu, yaşasa bile felçli kalabileceğini belirttiği Özge Karakuş, azmiyle hayata tutundu. "Karanlığı gören aydınlığın değerini daha iyi anlıyor" diyen Karakuş, şimdi çalıştığı memleketi Muğla'daki bir özel hastanede psikolog olarak hizmet veriyor ve hastalarına inanılırsa başarılabileceğini anlatıyor.

'OKUL AZMİ BENİ HAYATA BAĞLADI'

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Karakuş'un kızı Özge Karakuş, geçirdiği o zor günleri, "Yaşadığım kaza sonrası gözlerimi açtığımda hastaneydim. Hastaneye kaldırıldığımda ölümle yüzleştiğimi söylediler, sonrasında yüzde 5 yaşama ihtimali vermişler. Ailemin ve doktorların desteğiyle ve beni sevenlerin duaları ile bu süreci atlattık. Bu kritik süreci atlatırken kendimde bir şeyler yapmaya çalıştım, Yoğun bakımdan çıktıktan sonra bilincim yerine geldi. Ancak, 2 ay konuşamadım. Konuşmaya başladığımda ise tekrar okula gitmek istediğimi söylemişim" dedi.

'UNUTKANLIK YAŞADIM, ARKADAŞLARIMI TANIYAMADIM'

"Okula başladığımda tama olarak hafızam yerine gelmemişti, öyle ki arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi tanıyamıyordum" diyen Karakuş, şöyle devam etti: "O süreçte, beni okula annem bırakıyordu. Teneffüslerde annemi arayıp, 'Beni sınıfa götürür müsün, sınıfımı bulamıyorum' diyordum. Ders sırasında, bana bakan arkadaşım olduğunda, 'Sen kimsin, neden bakıyorsun' diye sorduğum oluyordu. Bu zorlu süreçte hafızam iyi olmamasına rağmen derslerimde başarılı idim. Bu hocalarımın dikkatinden kaçmadı. Onlara günde 5 vakit ders çalıştığımı söylüyordum. Gerçekten de yapıyordum bunu. Derste hocanın anlattıklarını kayıt cihazına kaydediyordum. Eve döndüğümde, bu ses kaydından notlar çıkarıyordum. Çıkardığım notları okuyup, bu defa kendi sesimi kaydediyordum. Gece yatınca da kulaklıkla o notları dinliyordum. Öyle ki ertesi sabah okula gitmek için hazırlık yaptığımda anneme 'Günaydın' bilye demeden ezberlediğim konuları anlatıyordum. Hayata okulumla tutundum, ailem ve arkadaşlarımın yanına dönünce kendime geldim."

'YAŞADIKLARIMI HASTALARA ANLATIYORUM'

Yaşadığı kaza sonrası 15 beyin ameliyatı geçirdiğini hatırlatan Karakuş, "En son 2 yıl önce kolay bir ameliyatım oldu. İlk etapta geçirdiğim ameliyatlar çok sıkıntılıydı zor bir süreç atlattım. Bazı ameliyatlar saatlerce sürdü. Hazırlıklarını sürdürdüğüm bir kitap çalışmam var, orada bu yaşadığım deneyimlerle ilgili tavsiyelerde bulundum. Kitabın hazırlıkları büyük ölçüde tamamlandı. Nasıl ki çayın demlenmesi için bekliyorsak ben de kitabımı çıkarmak için o vakti bekliyorum. Yıllar geçtikçe kendimi daha da toparlıyorum ve kitabıma daha fazla vakit harcıyorum. Hayatımda önemli bir yeri olan ve felçli iken tedavi gördüğüm bu hastanede işe başladım ve bugün burada tedavi gören hastaları ziyaret edip, moral veriyorum. Onlara kendimi anlatıp, 'Teyze, bana bir şey olmadıysa sana hiçbir şey olmaz' diyerek, moral vermeye çalışıyorum. Empati kurabilmek kolay değil. Hastalananlar, 'Damdan düşen anlar' diyor. Kısacası karanlığı gören aydınlığın değerini daha iyi anlıyor. Eskiden bu kadar memleketimi sevmezdim ama İstanbul'da o zorlukları yaşadıktan sonra Muğla'da cennette olduğumu düşündüm. Kaza sonrasında 2 yıllık bir eğitimim kalmıştı, biraz zor oldu ama bitti. Ailem her zaman yanımda oldu. Annem bu kazadan sonra yanıma taşındı" dedi.

(DHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haber Haberleri