TES-İŞ ve MADEN-İŞ Sendikaları Yatağan Şubeleri yayımladıkları yazılı basın açıklamasında, “Petrol, doğalgaz, kömür ve elektrikte ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla ‘Kömürsüz bir Dünya’yı değil, yerli kömürümüzü en etkin şekilde nasıl kullanabileceğimizi tartışmamız gereken günler yaşıyoruz. İşçi çocuklarının karşısına içi boş sloganlarla çıkmayın” denildi.
Enerji fiyatlarındaki artış ve dünyada yaşanan Enerji krizi nedeniyle, TES-İŞ ve MADEN-İŞ Sendikaları Yatağan Şubeleri ortak bir açıklama yaptı.
Dünya’nın ciddi ve uzun sürecek bir küresel enerji krizinin içinden geçtiği ifadelerinin yer aldığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Petrol, doğalgaz, kömür ve elektrikte ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlayacak yerli kömür Türkiye’nin sigortası durumundadır. Dolayısıyla ‘Kömürsüz bir Dünya’yı değil, yerli kömürümüzü en etkin şekilde nasıl kullanabileceğimizi tartışmamız gereken günler yaşıyoruz.
‘Karbonsuz ekonomi’, ‘Sıfır karbon ekonomisi’ gibi başlıklar altında Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kömür kullanmamayı dayatan Avrupa Birliği (AB), enerji krizinin kapıya dayanmasıyla birlikte keskin bir U dönüşü yapmıştır. Yeşil mutabakat, Paris iklim anlaşması, sınırda karbon vergileri derken Avrupa çareyi tekrar kömürde bulmuştur. Böylece, Almanya, Hollanda, İngiltere ve Avrupa Birliğinden ardı ardına gelen elektrik üretiminde kömüre dönüş açıklamaları, sanayileşme döneminde yıllarca kömür kullanan ve çevre kirliliği açısından kabarık bir sicile sahip olan Emperyalist ülkelerin ‘Kömürsüz, Karbonsuz Bir Dünya’ hayallerini uzun bir süre ertelemiştir.
“YATAĞAN, YENİKÖY, KEMERKÖY TERMİK SANTRALLERİ ÇALIŞMAK, ENERJİ ÜRETMEK ZORUNDADIR”
Bizim de ülke olarak yerli kömürle enerji üreten santrallere olan ihtiyacımız her zamankinden daha fazladır. Yatağan, Yeniköy, Kemerköy Termik Santralleri çalışmak, enerji üretmek zorundadır. Bu santralleri çalıştırmak için kendi topraklarımızda milyonlarca ton kömürümüz bulunmaktadır. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde çevreci kaygılarla kömür kullanmamak ya da yerli kömürü yerin altında bırakarak dışarıdan kömür ithal etmek akıl karı değildir. Doğaya en ufak bir zarar vermeden planlı doğa dostu enerji mümkündür.
Faaliyet gösterdiği işkolu nedeniyle çevre konusunda büyük hassasiyetleri olan sendikalarımız, bölgemizdeki maden ocakları açıldığı günden bu yana ocakların üzerindeki zeytin ağaçlarının başka yerlere taşınması ile ilgili süreçleri takip etmektedir. Bundan sonra açılacak ocaklar için de kök bütünlüğü sağlanarak ağaçların başka yerlere taşınmasını ön şart olarak görmekte ve bunda hiçbir sakınca veya zorluk görmemektedir. Ayrıca maden üretilen sahaların doğaya yeniden kazandırılması için yapılan çalışmaların takipçisiyiz.
“ÜYELERİMİZİN HAKLARINI KORUMAK EN TEMEL GÖREVİMİZDİR”
Sendika Şube Yönetimleri olarak, çevreyi ve ağaçları korunmanın yanında bu santrallerde ve madenlerde çalışan üyelerimizin haklarını, çıkarlarını korumak ve yüceltmek bizim en temel görevimizdir. Akbelen’de işçinin ve ailesinin geçimini, umutlarını ve geleceğini çevreyle, köylülerle ve çevrecilerle karşı karşıya getirmek isteyenler yanlış yoldadır. Dünyanın enerji krizine çareyi yeniden kömüre dönmekte bulduğu bir dönemde bizim de yeraltı zenginliğimiz olan kömürü çıkarmamız, çevreyle birlikte işçiyi ve çocuklarının gelecek umutlarını da korumamız gerekir.
“İÇİ BOŞ SLOGANLARLA ÇIKMAYIN”
Çevreciler ya da yöre halkıyla işini kaybetme sürecindeki işçileri karşı karşıya getirmek isteyen tatilci modundaki bazı kişilerin ardında başka saikler bulunmaktadır. Bu kişilerin asıl amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Buradan Akbelen’de çevreci adı altında alın terini karşılarına alanlara ve onlarla işbirliği içinde olan kesimlere sesleniyoruz!
‘Babamın İşine Dokunma’, ‘Ekmeğimize Dokunma’ diyen işçi çocuklarının karşısına ‘Kömürsüz Muğla’, ‘Zeytinime Dokunma!’ gibi gerçeklerle ilgisi olmayan, içi boş sloganlarla çıkmayın. Gelin sizde, işçinin geçimiyle çevreyi karşı karşıya getirmeyecek, kömür çıkarılırken ağaçların taşınmasını ve yeşilin korunmasını garanti altına alacak bir çözüme katkı sunun. Tek çözüm, planlı bir madencilik, doğa dostu bir enerji üretimidir.”
Biz Maden ve Santral işçileri vatanına bağlı bayrağını seven bu ülke için her zaman her yerde seve seve canını veren işçileriz. Bu güne kadar santrallerimizde 35 yıldır fedakarca çalışarak ülkemizin kalkınması için, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi muasır medeniyet seviyesine çıkarılmasında en önemli unsur olan enerji üretimine katkıda bulunduk. Bundan sonra da fedakarca çalışmaya üretmeye ülkemizin değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Aksi takdirde; maden, kömür tedarik ile bu santrallerin emre emade 7/24 365 gün enerji üretmesi mümkün değil, yörenin ve çocuklarımızın geleceğini karartmayalım. Enerji ve Maden işçileri olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
ÇEVRE-ENERJİ-EKONOMİ
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.