Ağızda kuruluk hissediyorsanız
Çok su içiyorsanız
Sık idrar çıkışınız varsa
Dengesiz kilo kaybı veya alımı varsa
Doktorunuza danışın, tahlillerinizi yaptırın lütfen.
Şimdi size, herkesin dilinden düşmeyen TRAVMA kelimesini çok kısa ve anlaşılır bir şekilde, güccücük ( küçücük ) paragrafta ve örneklerle anlatayım.
Travma nedir ?
Yunanca bir kelimedir. YARA anlamındadır.
2 çeşittir :Fiziksel travma ve psikolojik travma. Yeri geldikçe her iki çeşidi yaşadığım örneklerle anlatacağım.. PSİKOLOJİK TRAVMA: Kişiyi bedenen veya ruhsal olarak etkileyen, stres verici yaşantılar sonucu ortaya çıkan, duygusal ve düşünsel zedelenmelerdir. Psikolojik travmanın başlıca özelliği, etkisinin kısa sürede giderilemeyip, kişiyi sürekli olarak etkileyen yaşantıya dönüşebilmesidir.
Kişinin önleme gücünün olamadığı durum yaşandığında ( örneğin çocukluk ) , kaçma ya da kurtulma olanağının bulunmadığı koşullarda yaşanmaktadır.
Evettt gelelim güccük (küçük) örneklere....
İnsan, hayatında travmaları, beklemediği anda, beklemediği kişiler tarafından yaşar. Kendi kendimize travma yaratamayız, dış etkenler başroldedir hep.
Bir yerlerde kabuklu yara gibidir, acıtmaya hazır halde..
Yazmıştım ev misafir hanı olmuştu, Bir akşam, çok güzel bir çikolatalı pastayla şeker hastası bir çocuğa geçmiş olsun ziyaretine geldiler. Çocukken çikolatalı kremalı pasta, piyangodan büyük ikramiye çıkmış kadar kıymetli. Düşünsenize yemeniz yasak ama orda duruyor, çocuk olmak da ne zor iş. Bizimkiler şok şok !! Misafire ikram ediliyor ama ben yiyemiyorum.
Acınası durum benmişim gibi görünse de, eve gelenlerin düşüncesizliğiydi. Şimdi bile çikolatalı pasta görünce ilk aklıma gelen anıdır.
Hasta ziyaretine giderken özen gösterilmesi gereken noktalar:
** Ziyaret kısa tutulmalı ( saatlerce oturup bi dünya konuşma ev sahibini sıkabilir. Dinlenmek isteyebilir. )
** Hediye, pasta ve içecek almayı düşünüyorsanız, gideceğiniz hasta kişinin durumuna göre seçim yapın ( şeker hastasına çikolatalı pasta, tansiyonu olana tuzlu yiyecek almayın ),
** ahh ahh vahh vahh ,nerden buluverdin bu hastalığı , gencecik nahal oldun hasta gıı !! diye dizlerinizi vura vura ünlemeyin ( bağırmayın ).
Ailece görüştüğümüz X teyzeye geçelim. X teyzenin genç diyabetli bir kızı var. Beni duyunca koştu geldi sağ olsun !!! Bizimkiler X teyzenin konuşmalarını duyurmamak için beni köşe bucak kaçırma çalışması yapıyor ama nafile... X teyze öyle dövünüyor öyle yüksek sesle bağırarak konuşuyor ki sanırsınız biri öldü.
- Nolucek bunların halii ?!!! (bunlar dediği kendi kızı ve ben ),
- Neden oldu bunlar böylee ?!!
- Nerlere gidemm needemm ?!!
Fark ettiyseniz soru işareti ve ünlem bir arada. Daha bir çok drama, gözyaşı ve bacaklara şap şap vurmalar.
Y abla gözleri yere bakar vaziyette, çok sessiz oturur, hiç tepki vermezdi. Yıllar sonra vefat etti. Bana göre hastalık değil annesinin dert yanmaları yüzünden...
İçeri gizlice seyrederken çok ürkerdim, kalbim hep çarpardı. Arada dedikodu anlatıp bizi unuturdu. Çokk meraklı, kim ne yapmış, kim ne etmiş. Gezer sürekli. Gidene kadar ağlak konuşmalar ve olumsuz cümleler..
Bu detayları yazma sebebim, X teyzenin bizde yarattığı duyguları anlamanız. Nelerin alt yapısını oluşturdu, ilerleyen bölümlerde görülecektir.
X teyze gibi insanlar herkesin hayatında kesinlikle vardır. Çünkü bize olmaması gereken davranış ve düşünceleri, vazgeçmeden mücadele edeceğimiz sınavlarımızı, yaşam deneyimlerimizi oluştururlar. Hayatımda yarattığı travmaları geç de olsa farkettim. Karşıdan görsem, sesini duysam tıkanırdım, kaçardım eskiden.
..BENCE GÜLMEYİ SEÇİN. GÜLMEK VE SEVMEK EN İYİ İLAÇTIR.