İzlemeye dayanamadığımız görüntüler Bartın ilimizden geldi bu hafta. Evlatlarının rızkı için yerin metrelerce altında alın teri döken nice baba, gözleri kapıda yollarını gözleyen yavrularına dönemeyecek. Böyle facialarda üzüntüden çok öfke sarar beni. Elimizden bir şey gelememesinin öfkesi. Kaybedilen canlara, yerin altında kurulan sofralara, geçen hayata öfkeleniyorum doğrusu. Oğlunu “dayanamam ”feryatlarıyla çaresizce bekleyen anne, bir sağa bir sola gidip hiçbir yere sığamayan evlat, gözleri yaşlı bir eş. Baştan sona sorguluyorum yaşamı. Kimileri babadan şanslı gelirken hayata, kimilerinin mücadelesi ise yerin metrelerce altında. Toplumu düşünüyorum sonra,şımarıklıklarımızı.Ne yaptıysak tatmin edemediğimiz çocuklarımızı. Birle ikiyle yetinmeyen, üçe de pek gönlü olmayan nesiller olduk. Hiç bir şey lüks değil artık bize 5. çift ayakkabı da ihtiyaç,10.askıyı hak eden gömlek de. Tükettikçe tüketip, bir hızla yetişmeye çalışıyoruz bu düzene. Üstelik değil 10.gömleği, 20. gömleği de alsak memnuniyetsiziz yine. Aklımız hep bir sonrakinde. Kendimize yetemeden, komşumuza el uzatamadan yaşayıp gidiyoruz. Doyumsuzluklarımızın arkasında yaşanan hayatı görmüyoruz bile. Paylaşmıyoruz ne ekmeği, ne üzüntüyü ne de derdi yüzden ateş sadece düştüğü yeri yakıyor, belki. Evet bu hafta hepimiz kahrolduk. Yazık ki haftaya bile kalmadan,unuttuk..Bana kalırsa böylesine Alzheimer toplum için, kapatılmalı bütün maden ocakları çünkü ne düzeltebiliyoruz ne de denetleyebiliyoruz. Ve böylesine acı bir olay bir daha yaşanmamalı, yaşanmaması dileğiyle... Hayatını kaybeden tüm maden işçilerimize Allah rahmet eylesin ;geride kalanlara sabır versin.