Kara bir leke...
Aradan doksan yıl geçse de
"Menemen Olayı"
"Şehit Kubilay Olayı"
unutulacak unutturulacak gibi bir olay değil.. Tam bir aymazlık vahşet..
Cumhuriyeti sevenler için bugün 23 aralık bir ağıt yas günüdür...
Dün o gün bugün düşmanla işbirliği yapanlar ..
Başta emperyalist güçler ve avaneleri olmak üzere Mustafa Kemal ATATÜRK ve kurduğu Cumhuriyete hep saldırırlar.
Saldırıyorlar.
O günde
Cumhuriyet'e karşı duranlar
Mustafa Kemal ATATÜRK 'e karşı duranlar ayaklanmışlar...
Kendilerine değişik kisve ünvanlar sanlar yükleyerek...
Yine bir prova yapmışlar...
Şeriat isteriz şeriat isteriz diye diye
Tekbir getire getire Manisa'dan
Menemen'e gelmişler...
Başlarında Yunan İngiliz hayranı destekli molla hoca imam dedikleri kendini Mehdi ilan eden Derviş Mehmet..
Ve avaneleri var...
Güzel İzmir ilimizin güzel Menemen ilçesinde yedek subay olarak askerlik yapan Adana Kozan'lı öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi KUBİLAY...
Üstlerinden aldığı emirle
Olayı duyar duymaz isyancılara karşı karakoldaki az sayıda askerle dağılın uyarısı yapıyor...
Yanlarındaki silahlarda öldürücü mermi bile yok… Manevra mermisi var..
Biz dağılın deyince dağılırlar sanıyor...
Ne yazık ki öyle olmuyor..
Olayı Tarihçi yazarlarımızdan medya paylaşımlarından okuyalım...
**
"Menemen olayları sırasında gericiler tarafından öldürülen Menemen şehidi Kubilay acı olayın 90 yılında anılıyor. Peki, Menemen’de neler yaşandı ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay nasıl şehit edildi, olayın ardından neler oldu? İşte detaylar…"
"ŞEHİT ASTEĞMEN KUBİLAY KİMDİR?
Tam adıyla Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen’de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. Şeyh Esat'ın Manisa'da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930’da sabah namazını takiben camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya başladılar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi.
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyleyerek tehdit ettiler. Diktikleri bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka giyen kâfirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir.” diyerek bir isyan hareketi başlatmak istediler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay’ı olay yerine gönderdi. Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Gruptan biri ateş ederek Asteğmen Kubilay'ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet “bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay’ın başını kesti. Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay’ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik olay yerine geldi ve komutan “Teslim olun!” çağrısı yaptı Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş etti. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçtı. Kaçanların hepsi daha sonra yakalandı.
OLAYIN ARDINDAN NELER YAŞANDI?
Kubilay Olayı, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 1925’deki Şeyh Said İsyanından sonra tanık olduğu En önemli olaylardan biridir. Devlet Kubilay’ın şehit edilmesine sert tepki gösterdi. 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı'nda Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında bu konuda bir toplantı yapıldı. Kaynakların ifadesine göre, Mustafa Kemal Paşa, Kubilay Olayına çok kızmıştı. Daha birkaç yıl önce Yunan İşgalinin acısını tatmış bir muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı kaynaklara göre, ilçenin haritadan silinmesini emretti. Ertesi gün de, “Böyle emirler verirsem, uygulamayın, sonra bir daha sorun”, dedi.
28 Aralık 1930’da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu belirtti..."
**
Cumhuriyetimize sahip çıkanları
Unutmadık..! Unutmayacağız..!..
Cumhuriyet sevdalısı
Devrim şehitlerimizi
Öğretmen Asteğmen
Mustafa Fehmi KUBİLAY'ı
Bekçi Hasan'ı
Bekçi Şevki' yi
Sevgi saygı minnet rahmetle anıyoruz
Ruhları şad olsun ..