BANA KALDIRIMINI SÖYLE, SANA NASIL BİR ŞEHİR OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM

Erdal ÇİL

Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz demişti asırlar öncesinden koca Yunus ve biz de asırlar sonra Kenan’ın derdine düşerek klavyelere sarılmıştık.

Günümüz şehirlerinin derdi de Kenan ilinden farklı değil. Şehir hayatı uygar insanın önemli aşamalarından biriydi ve büyük devletler, büyük medeniyetler hep şehirlerden yönetilmişti. Bu yüzden ‘bana şehrini söyle de sana kim olduğunu söyleyeyim’ gibi göndermelerle devletlerin bir izdüşümünü aldığımızda şehirlerine bakmak bile bize önemli bir bilgi sağlayacaktır.

Bir şehrin caddeleri, bulvarları gürültüyle boğuşmadan ve kirli hava solumanıza sebep olmadan akıyorsa o şehrin nizamı hakkında olumsuz düşünmenize gerek yoktur. Yine bir şehrin cadde ve bulvarları yanında yer alan kaldırımların görüntüsü de size şehrin güveni, sağlığı ve o şehrin yerel yönetimi konusunda önemli ipuçları verecektir.

İşgal edilmiş kaldırımlar, tıpkı sahiller gibi sahipsizliğin göstergesidir. O şehirde kimsesizlerin kimsesi bir yönetimden bahsedemeyeceğimiz gibi örgütlü esnaf odalarının çoğunluğa tacizi, hatta tahakkümünden bahsedebiliriz.

Türk Dil Kurumu kaldırımı şöyle tarif ediyor: Sokaklarda, caddelerde yürümek için yapılmış yüksekçe yer.”

Pekiyi şimdi çok uzaklara gitmeden yaşadığımız şehre bakalım. Yürünebilir kaldırımları var mı veya yürümek için yapılmış kaldırımlarında yayalar, engelliler güven içinde dolaşabiliyorlar mı?

Bir kere içinde bulunduğumuz yaz aylarında her şeyi göze alıp yürümeye kalksanız bile Muğla kaldırımlarında klimaların dış ünitelerinin kaldırımlara doğru üfleyen dış ünitelerinden dolayı epeyce terlemek ve ilerlemek için de epeyce zikzaklar çizmek zorundasınız. Bir de üst kat klimaların yine kaldırımlara damlayan sularının da üzerine damlamasına karşı tedbirli olmak zorundasınız.

Çok mu zor bunun önlemini almak? Tabi ki halkını, şehrinin kaldırımlarını düşünen yerel yönetimler için hiç de zor değil ama örgütlü diye veya güçlü diye belli bir azınlığın etkisinde kalan yönetimler için tabii ki çok zor!

Bazen caddelerin, bulvarların kontrolleri söz konusu olduğunda acaba bu yerel yönetimin mi yoksa merkezi yönetimin mi ikileminde kaldığımız olmuyor değil ama kaldırımlarda kimin sorumlu olduğu çok açık.

Yine kaldırımlara baktığımızda artık yürüyenlerin neredeyse azınlığa düştüğünü bile söyleyebiliriz. Hızları yayaların hızına göre çok fazla olan, yaklaşık otuz kırk kilometre hıza bile ulaşabilen elektrikli motorlar, mopedler, scooterler, elektrikli bisikletlerin sayısı müthiş şekilde artmakta ve korkarım yakında yaya ve engellileri kaldırımlardan tamamen atacakları günler de çok uzak değil. Yani kaldırımlarımız artık yayalar ve engelliler için hiç de güvenli değil.

Bunların kısa sürede sayılarının bu kadar artmış olmaları elbette akla mevzuat konusunda da bir boşluk olduğuna işaret etmekte. Bunlar birer taşıt ve olmaları gereken yerler de doğal olarak kaldırımlar olmamalı.

Kıyıların halka ait olduğu gibi kaldırımlar da yayalara ait ama hani bunu sağlayacak yerel yönetimler demeden de edemiyoruz.

Birlikte başaracağız, birlikte yöneteceğiz gibi sözler kulağa hoş gelmekte ama içinin doldurulması da bir o kadar kolay olmayan anlamlar içermekte. Tabii bunların ne kadarını yapabilecek irade gösterirse de halkın da o kadar desteğini arkasına alacağı açık. Yeni yerel yönetimleri bu konuda değerlendirebilmek için vakit henüz erken diyebiliriz ama bizim de görevimiz erkenden, bu sorunları gözlerinin önüne sürmekte.

Demokrasilerde seçim yaklaştıkça yapılan bütün iyi işler hep seçim yatırımı görünür ve samimiyetten uzak olarak değerlendirilir. Bu yüzden kültürümüzdeki gibi hayırlı işlerde acele davranmak en iyisidir ve yine erken kalkan yol alır.

Şehirle ilgili yazmaya, dertlenmeye, çareler sunmaya elimizden geldiğince devam edeceğiz. Şehirde yaşıyoruz ve önceliğimiz de elbette şehrin sorunları olacaktır. Bugün kaldırım dedik, kaldırımlardan taşıtları kaldıralım dedik. Umarım sürç-ü lisan etmemişizdir.

Zülfü yâre dokunduysak da affola!

Erdal ÇİL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.