Opr. Dr. Cezmi Karaca, bekleyen iki gruba doğru yürürken, kalbimin nasıl çarptığını hatırlamıyorum ama sesini duyuyordum. Diğer gelenlere hastanın durumunun nakil için uygun olmadığını söyleyerek gönderdi.
Benim heyecandan parlayan gözlerime bakarak:
- Asuman, pankreası sana nakledeceğiz. Böbreği takamıyoruz çünkü üniversite hastanesi vermedi. Şimdi seni ameliyata hazırlayacaklar.
Anladığım ve bildiğim kadarıyla, bağışlanan organların, ihtiyacı olan tek hastaya değil farklı hastalara dağıtıldığıydı. Bendeki durumun farklılığı ise, pankreasın takılması böbreğe, böbreğin aynı anda takılması da pankreasa fayda sağlayacaktı. Organ reddi olmaması için önemliydi. Cezmi bey saatlerdir böbreği de getirtebilmek için uğraşmıştı sağ olsun. Ama her ikisi aynı anda takılamamıştı.
Bir anda saatlerdir süren yorgunluğumuz bitti. Şaşkın bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Sanki dünyanın trilyonları veren piyangosu bana çıkmıştı.
Biraz üzüldüm ama çok değil. Zaten benim önceliğim pankreas nakliydi. Yani benim isteğim olmuştu zaten. Günlerdir organ naklindekileri bıktırarak sorguladığım, moralimi bozup ağladığım, "" olmuyor işte aramadılar, niye böyle oluyor? "" Diye sürekli isyan ettiğim zamanları geride bırakacaktım. Bu yüzden çok mutluydum. Hayatımdaki tüm kötü günlerim, travmalarım, en büyük kızgınlıklarım, alınganlıklarım, kaprislerim, yükselen öfkelerim geride kalıyordu sanki. Keyiften uyuşmuştum, narkoza hiç gerek yoktu. Ameliyat bir an önce başlasın diye bekliyordum. Tek sorunum karnım çok açtı ve susamıştım. Uzun sürecek bir ameliyat olduğundan, birkaç saat öncesinden yeme içme yasaklanmıştı. Çıkınca hemen yemek yerim diye düşünürken, aylarca yeme isteğimin olmayacağını henüz bilmiyordum. Nisan ayının son günleriydi. İzmir'de ilk ve son eriği Allah'tan yemiştim. 1 2 3... diyerek gözlerim kapanırken en son Cezmi beyin hemşirelerle konuşma sesini duydum. Sonrası 7-8 saatlik ameliyatta derin bir uyku olacaktı.
Pankreas ve ince bağırsak nakilleri, bana göre en zor nakil ameliyatları. Böbrek nakli en kolaylarından biri. Organ naklinde birçok örneğini görüyor insan. Böbrek nakli olanlar 3-4 gün sonra hastaneden çıkıp gayet sağlıklı bir şekilde yürüyerek gidiyorlardı. Yani burada yaşayacağım zamanlar, hastanede gördüğüm hafif hastalıklar gibi değil de daha ağır olacaktı. Merak etmeyin bu ağır olayların hepsini yazmayacağım.
Gözlerimi aralarken, berbat bir mide bulantısı ile karşılaştım. Kafamı döndürmek isterken, hem ağzımın hem de burnumun içinde yutkunmamı engelleyen borular olduğunu fark ettim. Ses çıkarmaya çalışıyordum "" kusucam "" diye ama o ses bir türlü çıkmıyordu. Ameliyat olanlar gayet iyi bilir ki narkoz alıp uyumak süper, narkoz sonrası uyanmak berbattır. Bilinçaltı gevşediği için her şeyi anlatırsınız, küfür edebilirsiniz, saçma sapan ağlayıp gülebilirsiniz, kusarsınız. Allah'tan herkes narkoza bağlar bu olanları.
Odaya götürülüp ayılınca bir de narkozun etkisi geçince tabii fena halde ağrı başladı. Sonrasında her gün, en ince ayrıntılarıyla ultrason, kan gazı ve diğer tahliller sürekli tekrarlanıyordu. Dikişli iken bunlar çok da kolay olmuyordu.
Ama olsun !!
Pankreas çalışıyordu ve bu acıya değerdi.
Organ nakli bölümüne, diğer servislere girdiğiniz gibi öyle elinizi kolunuzu sallayarak giremezsiniz. Çünkü içeride çok hassas süreçlerden geçen, enfeksiyon almaması gereken hastalar var. Opr. Dr. Cezmi Karaca ve ekibi o konuda çok özenli davranırdı. Maskesiz, galoşsuz ya da herhangi bir enfeksiyon taşıyan kişilere içeri girmek yasaktı. Cezmi Bey'in bu konuda çok katı kuralları vardı ve haklıydı.
Ablamla teyzem 15'er günlük değişimlerle dışarıda beni beklerdi. Yanımda kalamadıkları için, giriş kapısının önüne yaşam alanı kurmuşlardı. Ağbim bu 15 günlük değişimlerde, Muğla'dan beni görmek isteyenleri getirip götürürdü. İçerde odada tek başıma yaşadığım için, bu görüş günleri benim için çok duygusal ve kıymetliydi. Aramızda 2 metre mesafe ile en fazla yarım saat gördüğüm memleketimin insanları, arkadaşlarım ve ailem...
Ne güzel kalbiniz vardı;
Her daim bana destek
Her daim bana duacı
Her daim sevgi dolu
Her daim telefonda ya da kapının önünde söylenen iyi niyetli dilekler...
EMİNİM Kİ, EMİN OLUN Kİ O DUALAR BANA GAYRET VERİYORDU. DAYANMA GÜCÜMÜ ARTTIRIYORDU.
SEVGİ İLE KALIN VE GÜLÜMSEYİN HAYATA