BÜYÜCÜLÜK - YAŞAMA DAİR - ÜZEYİR YILDIRIM

Üzeyir Yıldırım

Üzeyir YILDIRIM - YAŞAMA DAİR

Tarihtete bundan önceki devirlerde var olan, şuanda da insanlığın bir hayli ilgi alanına giren büyücülük, insanların zamanlarını meşgul eden Bu konu üzerinde bayağı kafa yormuşlar, bazılarının gelir kapısı, bazılarının da çare arama yeri olmuştur.

Dinimizde büyü ve sihirle uğraşmak büyük günahlar arasındadır. Tarih boyunca büyü ve sihir insanların hep gündeminde var olmuş ve şuanda da mevcuttur. Bütün insanlığa gizemli gelen bu konunun nasıl yapıldığı, kimlerin bu işe yaptığı, insanlar üzerinde ne gibi tesirler yaptığı ve dinimizin bu konuya nasıl baktığı her zaman merak edilmiştir. Bu konu şuanda da hala sırrını korumakta ve merak konusu olmaktadır.

İnsanların kendilerine ait olmayan, bir alana girip yani gayb bilgisine ulaşmak istemeleri, başka insanları buyruk altına alma düşünceleri ve kısaca anlatırsak geleceklerini öğrenme hissi bu uygun olmayan yollara zemin hazırlamıştır. Bu konuda gaybı sadece Allah’ın bilebileceği, bir dakika değil, bir saniye sonra bile ne olacağını hiç kimsenin bilmesi mümkün değildir o bilgi sadece Allah’a ait olduğunu bilmeliyiz.

Büyü, aldatmak, göz boyamak, uzaklaşmak, oyalamak, batıl olan şeyi Hak diye göstermek, gizli işlem yapmak gibi anlamlara gelmektedir. Başka bir anlatımla tabiatüstü bir bağ kurmak yahut ta kendilerinde gizli güçler inanmak suretiyle bazı doğal nesneler kullanarak yapılan işler olarak tarif edebiliriz.

Kâinatın tek sahibi, yüce yaratıcısı, her şeye gücü yeten ve her şeye hükmeden âlemlerin Rabbı olan Allah’tır. Adından da anlaşılacağı gibi O her varlığa terbiye eden yani ona görevlerini öğretendir. Şimşek, gök gürültüsü, arı, inek, kuşlar ve taşlar hep onun emriyle hareket ederler. Ne güneş, nede başka bir varlık Onun emrine karşı gelemez. Ona karşı gelen tek varlık yaptıklarından sorumlu olan, yaptıklarının hesabını verecek olan insanlar ve cinlerdir.

Hem insanlar, hem cinler tarih boyunca semavatın gizli sırlarına vakıf olmak istemişler, ve bu yolla diğer canlıları egemenlikleri altına almayı hep amaçlamışlardır. Bir zamanlar cinler korunan yerlerden bilgi çalmak için çabalarken, insanlarda hem cinlerden hem de başka varlıklardan istifade ederek menfaat sağlamışlar ve aynı zamanda menfaat sağlamaya devam etmektedirler. Bu menfaat yollarından biride büyüdür. Büyüde araç olarak ruhlar, cinler, şeytanlar canlı veya bazı ölmüş hayvanlar, cisimler, şekiller hatta adların bile kullanıldığı bilinmektedir. Bu büyü sonsuz güç sahibi Rab’ımıza karşı bir meydan okuyuşudur. Ayrıca Allah’ın dışında bir güç ve gizli bir kudretin varlığını kabul etmektir. Bu ise tamamen Allah’a ortak koşmaktır ve şirktir. Bu yüzden bütün çeşitleriyle büyü dinimizde yasaklanmıştır.

Aynı zamanda bir kısım insanların bu işle uğraşarak kendilerine değersiz bir işle mahvettikleri muhakkaktır. Büyü ve sihirle ile alakalı verilen bu bilgilerin yanında bizim için en önemli bilgi, büyünün Allah’ın izni olmadan kimseye zarar veremeyeceğidir. Bu itibarla büyü ile uğraşan ve büyücüden medet uman insanların yaptıkları güzel işlerin boşa gideceği ve bu kimselerin ahirette de hiçbir nasibinin olmayışıdır.

Büyünün Allah’ın gücü ve kudreti karşısında hiç değeri ehemmiyeti yoktur. Öyleyse ne büyücüden medet ummalı, nede büyü yapıldığı gerekçesi ile böyle insanla gidip onlara değer verilmeli. Bizim için sığınacağımız tek Rab’ımızdır. Böyle insanların şerlerinden korunmak için ayetel kürsi, felak ve Nas surelerini okuyarak kendimizi bu tür kötülüklerden Allah’a sığınalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.