ÜZEYİR YILDIRIM - YAŞAMA DAİR
Dünyayı şöyle bir temaşa ettiğimizde farklı Din ,inanç ve kültürlere mensup kişi veya
toplumlar. rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe misali insanlar topluluğu bulunmaktadır. Dünya
üzerindeki bu farklılıkların yok edilmesi mümkün olmayacağına göre, barış , huzur ve insanca yaşam
için aynı ortamı paylaşan insanların birbirine saygı göstermesi ,ve birbirlerinin farklılıklarına tahammül
etmesi ,hoş karşılaması zorunludur.
Aramızdaki farklılıklar , çeşitlilikler düşmanlık ve huzursuzluk ve mutsuzluk sebebi değil ,
insalık aleminin kültürel zenginliği olarak algılanmalıdır ve böyle bilinmelidir.Bu algılama biçimi ,
hepimiz için bir zaruret ve mecburiyettir.
İnsanlar arasında söz konusu olan kültürel , sosyal ve etnik farklılıkların ,Allah’ın yüceliğini
gösteren delillerdendir. İslam tarihi , birlikte yaşama kültürü bakımından takdire şayan misallerle ,
örneklerle doludur. Dinimiz başkalarının kutsalına sözlü veya fiili her türlü ,ne türlü olursa olsun
saldırıya yasaklar.
Bu konuda Kur’an ı Kerimde “ Onların ,Allah’ı bıakıp tapındıklarına /kutsallarına sövmeyin
sonra onlarda haddi aşarak , bilgisizce Allah’ı söverler .Böylece her ümmete yaptıklarını süslü
gösterdik.Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O yapmakta oldukları kendilerine bildirilecektir.” (Enam
6/108) ayeti bu hususu açıkça dile getirmektedir. Aynı zamanda peygamberlerin sonuncusu Hz
Muhammed (s a v) farklı Din mensuplarına inanç ve ibadet özgürlüğü tanıması hatta kendi
mescidinde onların ibadetine izin vermesi birlikte yaşama kültürünün dini açıdan zemin bulmasında
güzel örneklerdendir.
İnsanlık adına geçmişten günümüze değin bütün oluşumların odak ve ortak noktası olarak
nitelendirebileceğimiz kültürün oluşmasında Dinlerin inkar edilemeyecek düzeyde katkısı vardır.
Nitekim nice medeniyetlere beşiklik yapan ve bölgesel olsada birlikte yaşama kültürü adına gurur
tablosunun süslediği anadolumuzda Dinin katkısı olmadığı söylenebilirmi.Yunus Emrenin şu sözü bize
çok şey öğretir birlikte yaşamayı ,sevgi saygı ve hoşgörüyü “Yaratılanı sev yaratandan dolayı” İnsanları
birbirine bağlayan kenetleyen bu söz bütün toplumlar için geçerli
İslam dininin insanlara ve topluma barış içinde hep birlikte yaşamaya verdiği değer .
Müslümanlara kazandırdığı kendine öz güven ve diğer dinlere tanıdığı geniş özgürlük önemli bir paya
sahiptir.Bu tarihsel birikim ve tecrübe ,dinlerin, terör ve şiddetin , gerilimin kavganın kaynağı ve
sebebi olmaktan çıkarılıp ortak bir barış zemini tesis etmekte gereğini ortaya koymaktadır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü sınırsız değildir. Ayrıca bu özgürlük başkalarının kutsalına
hakaretide içermez . Eğer hakaret yapıyorsa bunun yanlış olduğunu düşünmesi lazım çünkü herkesin
kendine göre kutsalı vardır.Onların kutsalı ne kadar değerli ise , karşısındakininde kutsalları aynı
değerde değerlidir.Bu yapılan bilinçsizce yapılan hareket kendi değerini düşürmektedir.
Dinimiz İslamda Allah’a ve peygambere ve kutsallara hakaret etmek şöyle dursun “Bir tek
Allah vardır ve tahrik sonucu Ona küfredilmesin diye batıl olan putlara bile küfür etmek caiz değildir”