Güzel ilçemizde yıllar önce süt sanayide çalışmış herkesin yakinen tanıdığı, çoğu insana mutlaka faydası dokunmuş, cana yakın, sofrası insanlara açık olan iyilik abidesi, güler yüzlü, inancından taviz vermeyen bir şahsiyet.
Yıllar önce Yatağan’ımızda evi olan, oturmuş olduğu Denizli Acıpayam’a gittiğinden dolayı evini satın aldım artık Acıpayam’a yerleşmiş amma yine de yağ ve bal ticareti yapan Yatağan’dan ayağını kesmeyen güzel insan sakallı Hacı Musa Yılmaz’ı Yatağan’da tanımayan çok az olduğundan yaşamı da ölümü gibi güzel olan şahsiyetten bahsedeceğim.
Yatağan’da süt sanayide çalışırken hoş görülü kişiliğiyle insanların kafasında iz bırakan, tanıdığı tanımadığı kişilere yardım eden, namazını hiç geçirmeyen süt sanayiden emekli olunca evini Acıpayam’a taşıdığından, burası ile de alakasını hiç kesmeyen abimiz, yağ ve bal ticareti yaparken para alıp almayacağını düşünmeden herkesle alışveriş yapmaya çalışan alacağını çoğu kesimden alamayan iyi niyetiyle bilinen abimiz Hacı Musa Yılmaz cebinde parası olsa da, olmasa da devamlı söylediği şu sözünü hiç unutmam ” Elhamdülillah bir elim balda, bir elim yağda “ diye her zaman bu sözü dilinden hiç düşürmezdi. Onun bir anısını hiç unutmam bir gün merkez çarşı camiinde ikindi namazını eda ederken ben cübbemi giydim arkadan öne doğru giderken bende tik var olduğunu bildiğinden dolayı arkamdan geldi beni dürttü bende ani refleks olarak caminin içerisinde oynama diye bağıdım bi baktım geriye Hacı abi, oda utandı sıkıldı bende mahcup oldum amma olmuştu bir kere, oda müezzinliğini devam etti namazdan sonra hacı abi niye namaz kılmaya giderken düttün dedim oda bana sana dürtesim geldi diye cevap verdi böyle nükteleri de var idi.
5 Aralık 2020 cumartesi günü rahatsızlan hacı abinin ölüm gününü anlatacağım bana göre enteresan ve herkesin de böyle ölmeyi arzu edeceği bir vaka
5 aralık 2020 de kovitten dolayı rahatsızlanıyor kendisine yorgunluk geldiğinden biraz uyuyup enerjisini toplayıp öyle yapacağını yapıyordu. Cumartesi günü yemeyi içmeyi kestiğinden halsiz kalması da artıyordu. Fakat gene de gayet iyiydi konuşması hareketleri de iyiydi sadece bu gün banyo yapmalıyım diye söylüyordu ama yorgunlukta dolayı da yapamıyordu.
Namazlarını hiç aksatmayan abimiz cumartesi gecesi yarın saat dokuzda kahvaltıyı hazırla kahvaltı yapalım diye hatırlatıyordu. Akşamı olunca eşi seni doktora götürelim durumun iyi değil dediğinde ben gayet iyiyim diye cevap veriyor hastalığını hiç kabul etmiyordu. Cumartesi gecesinin tam ortalarında kalkıyor banyosunu yapıyor, tırnaklarını kesiyor. Teheccüd namazlarını kılıyor ve de tesbihatını çekiyor, görevini yaptıktan sonra yorgun düşüyor o gün sabah namazını kardırsalar bile kalkamıyor. Aile doktoru arayıp seni hastahaneye alalım dediğinde ben gayet iyiyim diye cevap veriyor. Eşi Hava abla haydi sabah namazını geçirdin namazını kıl dediğinde hanım ben bu gün göçtüm artık diye cevap veriyor daha sonra saat dokuzda kahvaltı istedin diye kahvaltıyı getiriyor artık ben yiğemeyeceğim gücüm yok diye cevap veriyor.
Daha sonra hastalığı biraz artınca oğlu Yasir hemen ambulans istiyor ambulans gelince sağlıkçılar hadi seni götüreceğiz deyince tamam beni beş dakika müsaade edin diye izin istiyor gidiyor güzelce abdestini alıyor tabiiki kollarının her tarafını ıslatmış vaziyette eşi Havva abla gömleğini değiştirelim dediysede sağlıkçılar sağolsunlar alıp götürüyorlar. Hastahaneye vardığında bilinci açık sedyeden kendi iniyor şurayı yat dediklerinde kendisi yatıyor tedavi etmek için öteye gittiğinde oracıkta can veren hacı abi doktor bakıyor ki vefat etmiş
Değerli dostlar ben bunu niye yazdım, gece banyosunu yapıp tırnaklarını kesip, teheccüd namazını kılıp tesbihatını yaptıktan sonra sabah namazını kıl denildiğinde ben artık göçtüm cevabı elbette manidardır.
Bizler bu hacı abimizden razı idik üzerimizde hak ve hukuku vardır. öyle ümit ediyoruz ki Allah’ta razıdır. Makamı cennet,ruhları şad olsun günahları af olsun, geride kalanlarına sabrı cemil, umri tavil ihsan eylesin inşallah.