Sözlük anlamı okumak olan Kuran Allahu Teâla tarafından bütün insanlara iletilmek, duyurulmak, tebliğ edilmek üzere vahy meleği Cebrail (a s) tarafından Hz Muhammed (sav)’e vahy yoluyla indirilmiş yüce bir kitaptır.
İndirilmesi 23 senede tamamlanan Kur’an ı Kerim, 114 sureden ibaret olup, tamamı ilk indirildiği günden bu güne kadar hiçbir değişikliğe uğramadan tevatür yoluyla bize kadar gelmiş kıyamete kadar da devam edecek Kur’an ı Kerim Miladi 610 yılının Ramazan ayında indirilmeye başlanmıştır.
Kur’an ı Kerim şüphesiz kelimenin en geniş anlamıyla ilahi mesajı bütün insanları muhatap alan bir hidayet Allah tan bir öğüt, doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan ayıran “Furkan “ yol gösterici ve aydınlatıcı bir nur aynı zamanda insanlar için bir şifadır.
Hangi din, dil, ırk, renk ve medeniyete mensup olursa olsun, Kur’an ı Kerim bütün insanları Allah’ın tevhit dinine, yani birliğine Dini İslam’a çağırmaktadır. Böyle olunca, bütün insanların bu çağrıyı bilmek, öğrenmek ve anlamak için çaba sarf etmesi beklenir. Bununda yolu Kur’an ı okumak, bizlere ne vermek istediğinin üzerinde düşünüp tefekkür etmek, emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak, bizlerden istediklerini yerine getirmekle her iki dünyada mutluluğu yakalamakla olur.
Yüceler yücesi kainat kitabı Kur’an’ın kaynağı ilahi vahiydir. Hedefi ise insanlığın dünya ve ahiret mutluluklarını sağlamaktır. İnsanlığa ahlak, ibadet, hüküm ve buyruk kitabı miladi 610 yılından kıyamete kadar insanların doğru yolu bulabileceği, huzura erebileceği yegane eşsiz bir kitaptır. Zamanın geçmesi onu aşındırmaz, zaman geçtikçe insanları aydınlatacak olan Kitabımız, okundukça insanlara huzur ve mutluluk veren kitaptır.
Böyle yüce kitabı biz bu gün çoğu zaman ölmüşlerimizin üzerine okumak için öğreniyoruz. Buda güzel ama daha da ötesinde yüce kitabın bize ne mesajlar veriyor, bizim her iki dünyada mutluluğumuz için neler anlatıyor, toplumun refahı, ailenin varoluşu ve ayakta kalması, ana babaya saygı, insanları ve kadınları vurup öldürmemek, ahlaklı bir yaşam sürmek, iftira atmamak, canlıları Allah’ın yarattığı için sevmek gibi daha sayamadığımız bütün emir ve buyruklar kitabımız Kur’an-ı kerim bizler için işlemektedir. Anamızın babamızın anlattıklarıyla, onlardan duyduklarımızla değil bizzat araştırarak bu gün Diyanet İşleri Başkanlığının yazıp hazırladığı gerçekten çok değerli kitaplarından öğrenerek Kitabımızı tanımak ve bilmek gerekir.
Biz Kur’an ı mazlumların, ezilenlerin, mağdurların sesi ve kulağı olarak inen, Kur’an ı baştan sona doğru okuyup incelediğimizde değinen konuların bu olduğunu göreceğiz. Yetimlerden, yoksullardan, kölelerden, öksüzlerden, alınan evlatlıklardan, kızlardan, kadınlardan, yaşlılardan, amadan, sağırdan, özürlüden bahsediyorsa bundandır. Bunların çok kötü durumda olanların durumlarını düzelmek, haklarını savunmak içindir. Çünkü Kitabımız Kur’an-ı Kerim tapınaklarda, saraylarda, zenginlerin var olduğu ve onların dedikleriyle meydana gelmiş bir kitap değildir.
Bu kitabımız Kur’an Kerim ilk defa mağarada ve daha sonra savaş meydanlarında, sokaklarda doğmuş olan kitabımız bir hayat kitabıdır. Eğer onu herkesin durumunu iyi bilen bir yetim değil de, zengin, yoksulların, haksızlıkların dilinden anlamayan biri gelip anlatsaydı vicdanımız onu dışa atardı çünkü O yaşamında bütün zorlukları yaşamış, bilmiş bir peygamber çünkü bu peygamber o devrin utanılacak, zalimlerin hakim olduğu bir dönemde orada ki insanlara şu soruyu soruyor “Bu kız çocukları hangi suçunda dolayı diri diri gömüldü” sorusunu sordu. Buda bizi gösteriyor ki mazlumun, yoksulun, garibanın yanında olduğunu bize açık açık anlatmaktadır.