2024 yılı, Muğla'nın zengin tarihine ışık tutan antik kentlerinde birçok önemli gelişmeye sahne oldu. Muğla, antik dönemlerde Karya ve Likya bölgelerinin önemli merkezlerinden biri olarak, bugün hala bu zengin mirasını korumaya devam ediyor. Son kazılar ve araştırmalar, bölgedeki bazı antik kentlerde önemli buluntuların ortaya çıkmasını sağladı.
Kissebükü Geç Antik Çağ Kenti
Bodrum ilçesindeki Kissebükü Geç Antik Çağ Kenti'nde yapılan kazılar, Bizans dönemine ait çok sayıda önemli yapı ve eser ortaya çıkarmıştır. Bu yapılar arasında vaftizhane, kilise, kiliseye bitişik şapel, hamam, konutlar, kule ve sarnıçlar bulunmaktadır. Bu bulgular, 5. ve 7. yüzyıllar arasına tarihlenmekte olup, bölgenin Bizans döneminde yoğun bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir .
Vaftizhane ve Kilise: Yapılan incelemeler, bu yapıların Hristiyanlık ritüelleri ve dini faaliyetler için kullanıldığını ortaya koymuştur.
Konutlar ve Sosyal Yapılar: Konutlar, dönemin günlük yaşamına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Ayrıca, kazı çalışmaları sırasında bulunan seramikler ve diğer ev eşyaları, bölgenin sosyal ve ekonomik yapısı hakkında bilgi vermektedir.
Kule ve Sarnıçlar: Savunma amaçlı inşa edilen kuleler ve su ihtiyacını karşılayan sarnıçlar, yerleşimin stratejik önemini ve mühendislik bilgisini göstermektedir.
Stratonikeia Antik Kenti
Stratonikeia, Helenistik Dönem'den Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan geniş bir yerleşim tarihine sahiptir. 2024 yılı kazı çalışmaları, özellikle Helenistik, Roma ve Osmanlı dönemlerine ait önemli buluntulara ulaşmıştır (Turkish Museums).
Helenistik Dönem: Anadolu'nun en büyük gymnasionu ve tiyatrosu bu döneme aittir. Gymnasion, dönemin eğitim ve spor faaliyetleri için kullanılan önemli bir yapı olarak dikkat çekmektedir.
Roma Dönemi: Roma hamamı, çeşme ve agora gibi sosyal yapılar, kentin Roma dönemindeki yaşamına dair detaylı bilgiler sunmaktadır.
Osmanlı Dönemi: Taş döşemeli yollar ve Osmanlı mimarisine ait yapılar, kentin bu dönemde de önemli bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir.
Euromos ve Labranda Antik Kentleri
Euromos, Milas’a yaklaşık 10 km mesafede, Zeus Lepsynos Tapınağı ile ünlüdür. Labranda ise Zeus Labraundos Tapınağı'na giden taş döşemeli yoluyla bilinir.
Euromos: M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe sahip olan bu kent, Delos Deniz Birliği üyesi olmuştur. Tapınakta yapılan kazılarda, hayvan ve çiçek tasvirleri ile süslü kalıntılar bulunmuştur.
Labranda: M.Ö. 6. yüzyılda Karyalılar tarafından inşa edilmiştir. Kazılarda ortaya çıkan 14 km uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki taş döşemeli yol, kentin önemli bir dini merkez olduğunu göstermektedir.
Bilimsel Bulgular ve Önemi
Muğla’daki bu antik kentlerde yapılan kazılar, bölgenin arkeolojik zenginliğini gözler önüne sermekte ve tarih öncesi dönemlerden Bizans dönemine kadar geniş bir zaman dilimine dair önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bulgular, antik dünyanın sosyal, ekonomik ve dini yapısını anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Kazı Teknikleri: Modern arkeolojik teknikler ve teknolojiler kullanılarak yapılan kazılar, daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Lidar taramaları ve 3D modelleme gibi yöntemler, antik kentlerin detaylı haritalarını çıkarmakta kullanılmaktadır.
Restorasyon Çalışmaları: Bulunan eserlerin korunması ve restorasyonu, gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda, UNESCO ve diğer uluslararası kuruluşların desteği ile çeşitli projeler yürütülmektedir.
Muğla’nın antik kentleri, sadece Türkiye’nin değil, dünya mirasının da önemli bir parçasıdır. 2024 yılı kazı çalışmaları ve bilimsel araştırmalar, bu zengin mirası daha iyi anlamamıza ve korumamıza yardımcı olmaktadır.