ECE HAMAMCI - FLORA
AhAh insanlar ah! Az ile yetinmeyen, başkasında gördüğünü hemen isteyen; yemeyip, içmeyip insanlar ne yapmış diye sosyal medya da dolaşanlar. Sahte mutluluklar yaratıp, bununla gurur duyanlar. Hem kendi hayatını hem de hayatındaki kişinin hayatını karartanlar. İşte insanlar...
Günümüzün geldiği şu zamanlarda insanlar ikiye ayrılmaya başladı: Hayatında olup biteni sosyal medyaya taşıyanlar ve anın tadını çıkartıp sosyal medyada güzel şeyler paylaşanlar. Bunlar artık alışık olduğumuz durumlar. Ama şöyle bir durum var ki çok azımız bu durumu görebiliyoruz! ''Sosyal Medya Profil Tacizcileri'' Neden bu ismi verdim? Çünkü, insanlar sosyal medya üzerinden profillerimize girip, bizim aslında mutlu olduğumuz fotoğraflar, videolar, gezmeye gittiğimiz yerler, yemek yediğimiz mekanlar, fotoğrafta gözüken elbiseler, takılar vb. gibi sanki bir tarayıcı misali saatlerce bakıp; aynı yerde, aynı fotoğraf, aynı poz kopyala yapıştır yapıyorlar. Bu durumu fark etmeniz dört, beş video ya da fotoğraftan sonra olabiliyor. Bir bakmışsın sen bir mekana gittikten bir gün sonra ''Sosyal medya profil tacizcisi '' senin gittiğin yerde! Bu normal gibi, evet çok normal ya da tesadüf! Ama kaç kere tesadüf olabilir ki? Başkasını kıskandığın için, kendi zevkinden mahrum kalmak... Enteresan!
Sosyal medya tacizcileri genelde kadınlardan oluşuyor. Sebebini bilmesem de insanlar bu yapmacık mutluluklardan gurur duymakta ''Ben de oradaydım'' , ''Ben de o elbiseyi aldım'', ''Bana da eşim/sevgilim/nişanlım çiçek ya da hediye aldı'' gibi kendi kıskançlığını, karşı tarafa aktararak, kendinin kıskanılmasını isteyenler. Neden? Çünkü herkes başkasını, kendisi gibi gördüğü için! Senin de onun gibi düşünüp, onu kıskanmanı, yaptıklarını senin de onun yaptığı gibi tekrarlamanı isterler. Kısacası ''gel hadi yarışalım'' derler. Kimimiz bu yarışa katılır, yaptığı davranışlara güldüğümüz kişiler gibi olur, kimimiz sadece güleriz. Keşke sadece sosyal medya tacizcileri bunlarla da kalsa! Hayatındaki kişiyi de etkilemeye, onu boğmaya, darlamaya ve zamanla istedikleri olmayınca aşağılamaya ve küçük görmeye başlarlar. Sosyal medya tacizcileri belli bir zaman sonra partnerlerine ''Ona altın bilezik alınmış, ona çiçek alınmış, ona ayakkabı alınmış, ona yüzük alınmış'' gibi arka arkasına sıralarlar. Bunları söyledikten sonra partnerler sıraladıkları şeyleri almaya başlarlar ama tabi ki sürpriz değil! Ama bu olay sosyal medyaya sürprizmiş gibi yansır. Çünkü bunların hepsi ''Sahte Mutluluk''
Sosyal medya tacizciliği hastalık aşmasına kadar gelebilir. ''Her şeye ben de sahip olmak istiyorum'' gibi bir algı oluşur. Artık onlara sevgi değil; sosyal medyada daha çok paylaşabileceği hediyeler ve mekanlar lazım olur. Çünkü kendisi kıskandığı için kıskanılmak ister. Kıskandığı kişiler gerçek mutluluk yaşarken, sosyal medya tacizcileri sahte mutluklarla, sahte gülüşler sergilerler. Aslında böyle insanlar daha çok mutsuz olurlar ve tek başlarına kalırlar. Arkadaşları da kendisi gibi arkadaşlar olur. Ama asla dost olmaz.
Lüks bir mekanda arkadaşınızla oturup kahve içmişsiniz, telefonlarınızı çıkartıp fotoğraflar çekmişsiniz ve sosyal medyada insanlar görsün diye paylaşmışsınız, kahve bitinceye kadar da '' kim görmüş'' diye takip etmişsiniz veya çay bahçesinde arkadaşınızla birer çay içmişsiniz sohbet etmişsiniz. Hangisinde daha mutlu olursunuz? Yapmacık sevgiler, göstermelik ilişkiler bizleri yıpratır. Sosyal medya çok güzel, anılarınızı paylaştığınız bir yer ama o anılar yapmacık sevgilerden, göstermeliklerden oluşunca insanların pek de mutlu olabildiğini zannetmiyorum.
İnsanları kandırmayı bırakalım da kendi mutluluğumuza bakalım. En fazla insanların bizi konuşacağı 2 dk. kendimizden konuşturmak yerine, gerçekten mutluluğumuzu kendimiz yaşayalım. Benim gittiğim mekanı, giydiğim kıyafetleri konuşmayıversin insanlar...