Tabiatta hiçbir örneğine rastlanmadığı halde, bize son derece doğal gelen ve modern tekniğin ekseni olacak kadar önemli icadı tekerlek hayatımızın enlerinden birisidir ve gerçekten hayatımızı kolaylaştırmıştır. Aslında tekerleğin hangi tarihte icat edildiğine dair herhangi bir bulgunun olmamasına karşın günümüze çoook eski çağlardan geldiği kesindir. Üstelik o dönemlerden ne tür bir ihtiyacın bu icada yol açtığı ise kesinlikle bilinmiyor.
Geçmişten günümüze her şeyin tekerlekle başladığını biliyoruz. İnsanoğlu tekerleğin icat edilmesinden önce çok büyük zorluklar yaşamış… Bir noktadan diğerine ulaşmak için büyük uğraşlar vermiş… Özellikle yük taşımacılığında akla karalar hep birbirine karışmıştır… diye varsayımlar içinde olmama karşın her bir şeyin kesin bir şekilde böyle olduğu bilinmektedir. Sonrasında ulaşım ve yük taşımacılığında önce yaban eşeği sonrasında katır ve atlar kullanılmıştır. Gün ola devran dönelerle yaşanan her günün sonrasında insanoğlunun icatları başlamış ve bu aslında bir rivayet değil kesilmiş ağaçların gövdelerinin bloklar halinde duruşu ve o blokların ayağa kaldırılması ile (her zaman söylerim teşbihte hata olmaz) insanoğlunda tekerlek fikrini oluşturmuştur. Dolayısıyla çağlar öncesinden bu icat geleceğe o kadar büyük ışık tutmuştur ki tarih öncesi çağlardan, tarih çağlarına ve günümüze özellikle modern dünyanın büyük bir hızla kocaman bir yol katederek geldiğini görüyoruz.
Taşıma araçları ve yolculuklarda kullanılan yaban eşeği ve sonrasında at arabalarından sonra insanoğlunun en büyük icadı motorlu taşıtlar hayatımıza girmiştir. Motorlu taşıtlar yüzyılların vazgeçilmezi olarak insanoğlunun hayatında büyük yer edinmiştir. Motorlu donanımları ile arabalar çeşitli kategoride insan ve yük taşımacılığı için ayrıştırılmışlardır.
Olanak ve olasılıkları iyi değerlendiren insanoğlu boş durmayıp her bir icatta olduğu gibi başlangıçta bisiklet ve motosiklet üretimi ile yine insanoğlunun hayatını kolaylaştırıcı üretimlerle her zaman olduğu gibi bir ilke imza atmışlardır. Yakın mesafeler ve hobi amaçlı bisikletler, motosikletler hayatımıza son hızla girmiş ve hayatımızı bu anlamda kolaylaştırmıştır. Özellikle yerleşim birimlerinin fiziki durumlarını göz önünde bulundurursak ilimizin değerli ilçeleri başta Ula olmak üzere Bodrum, Milas, Marmaris, Ortaca, Dalaman, Fethiye ilçelerinde rampalı yolların azlığından dolayı büyük kesim bisikleti ulaşım aracı olarak kullanırlar. Hobi amaçlı olarak özellikle babaların karne hediyesi olarak çocuklarına bisiklet aldıkları bilinen bir gerçektir. Hoş bisiklet sadece çocuklara hitap etmeyip yetişkinlerin de özellikle ulaşım konusunda bir numaralı yardımcısıdır… Bu arada yarış bisikletlerinin çok amaçlı olduklarını unutmayın. Sonrasında yüzyılımızda piyasaya verilen elektrik şarjlı bisikletler hayatın vazgeçilmezleri olmuşlardır, en azından belli bir kesim için…!
Motosikletler motorlu taşıtların en küçüğü ve iki tekerleklisi olarak üretilmişlerdir. Hobi amaçlı üretilen üç tekerlekli motosikletler, atv ler hariç. Ülkemde ilk olarak Çek Cumhuriyeti yapımı Java motosikletler vardı..! Yıllarca Türkiye’de her kesimin büyük kahrını çeken bu motosikletlerden sonra farklı firmalar değişik marka ve özelliklerde motosikletler imal etmişlerdir. Hemen bu dönemin başlamasından bir süre sonra mopedler, Avrupa’da İtalyanlar, Asya’da Çinlilerin dünya piyasasını allak bullak eden ve her yerini saran scooterleri farklı bir şekilde çiçek açar gibi modelleriyle gönülleri fethettiler… Fetih iyi ama… Ya kurallar! Buraya kadar her şey normal. Anormal olansa hayatımızın kolaylıklarını hoyratça kullanan bizleriz kısacası hepimiziz. Hayatın standart ölçülerini koruyanlara asla sözüm olmaz, ancak ya dengesizliğe ne demeli?
Özellikle şehrimizde yiyecek ve içecek sektörü, su ve tüp taşıyıcıları, ilaç kuryeleri, çeşitli iş kolları ve keyfi motosiklet ve scooter kullanıcılarının kural tanımaz, trafiği tehlikeye düşürücü ve sonuçta bir kaza neticesinde ölümlü ve yaralanmalı oluşabilecek olumsuzlukları ya duyuyor ya da görüyoruz.
Muğla’da şehrin hinterlandının küçük olması sonucu cadde ve sokakların yetersizliğinin yanı sıra motorlu araçların fazlalığından kaynaklı kargaşaya, sabah ve akşam trafiğinin yoğunluğu ve yağmurlu günlerin oluşturduğu karışıklık yetmiyormuş gibi hızlı hareket eden motosiklet ve scooterler yakın mesafe manevraları, araçları sağdan geçmek, kavşaklarda özellikle sinyalizasyon kurallarına uymadan yapılan fevri hareketler ya bu iki tekerlekli mini motorları kullanan kişileri hayatından ediyor veya sakat bırakıyor. (En kötüsü de bu…!) Ya da karşı aracın sürücülerini içinden çıkılmaz durumla karşı karşıya bırakıyorlar. Haksızlık yapmayayım bu arada düzgün ve kurallı motosiklet veya scooter kullanan sürücüleri hiçe sayan araç sürücülerine de buradan uyarıda bulunayım. Lütfen biraz hak ve hukuku hiçe saymayın…! Motosiklet ve scooter kullananların ehliyet alma zorunluluğu ve kask kullanma zorunluluğu kadar kuralcı ve kurallı, dolayısıyla trafiğe yüzde yüz uyma zorunluluğu yaşamın kaçınılmaz gerçeklerinden birisi olduğu bilinmeli, hiç unutulmamalıdır.
Yarası olan gocunur..! Veya gocunsun… kurallı, trafiği veya diğer sürücüleri zor durumda bırakmayan motosiklet ve scooter sürücülerine hiç mi hiç sözüm olmaz..!
Ancak yaşananlardan ve görünenlerden yola çıkarak özellikle görünen köyün kılavuz istemediğini dünya alem biliyor. Gerisini siz düşünün…
Tehlikenin geliyorum dediğini zaten görecek ve anlayacaksınız. Ne dersiniz…!