1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, Muğla’da yoğun katılımla kutlandı. Menteşe Açık Oto Pazarı’nda bir araya gelen sendika ve örgütler tarafından demokrasi, özgürlük ve adalet sloganları atıldı.
SİNEM KARAKAYA
Pandemiyle geçen iki yılın ardından 1 Mayıs İşçi Bayramı bu yıl binlerce kişinin katılımıyla Menteşe Açık Oto Pazarı’nda kutlandı.
Mehmet Ali Eren Parkı’nda toplanan tertip komitesi, döviz, pankart ve sloganlar eşliğinde polis ekiplerinin geniş güvenlik önlemi oluşturduğu arama noktalarından geçerek Menteşe Açık Oto Pazarı’na yürüdü.
1 Mayıs kutlamasına; CHP Muğla Milletvekilleri Mürsel Alban, Suat Özcan, Burak Erbay ve Süleyman Girgin, CHP İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Baro Başkanı Cumhur Uzun, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, siyasi parti temsilcileri, ilçe başkanları, STK’lar, sendika ve örgütler ile binlerce vatandaş katıldı.
“SESİMİZ MÜCADELENİN ATEŞİYLE ÇIĞLIĞA DÖNÜŞÜYOR”
Tertip Komitesi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün 1 Mayıs, sesimiz mücadelenin ateşiyle, coşkusuyla hep bir ağızdan çığlığa dönüşüyor! Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi derken ülkemizde insanca yaşamak bir yana hayatta kalmak bile her gün zorlaşıyor. Bu düzen toplumun işini, aşını geçimini ve sağlığını korumuyor, aksine tehdit ediyor. Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten bizleri ezdikçe eziyor. Bu düzenin çarkları, zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş. Bu düzenin çarkları sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanacak doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor. Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, borçlarla, salgınla mücadele ederken AKP iktidarı ülkenin tüm kaynaklarını, bir avuç patrona ve ayrıcalıklı zümreye aktarıyor. Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasiye, adalete ve hukuka da aç. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkes bu düzenin hukuk dışı zorbalıklarıyla karşı karşıya kalıyor.”
“BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ”
“Bu düzen böyle gitmez. Halkı yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu düzen Türkiye’nin sırtında bir yüktür. Biz karanlığın zifiriye döndüğü zamanlarda bile yarına dair umudumuzu hiç yitirmedik. Bugünden yarına umut biriktirmeye devam ettik. 20 yıldır ülkeyi yönetenler ve tüm yetkileri tek kişide toplayanlar sorumluluktan kaçamaz. Ülkenin kanayan sorunlarını kendi dışındaki herkese ve her şeye bağlayan bir yönetim anlayışına artık yeter diyoruz. Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm sömürülenler, yoksullaşanlar ve ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Emeğin sömürülmediği, herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin olduğu, ekonomik krizlerin faturasının emekçilere yıkılmadığı, Kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hakim olduğu, Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin, itiraz etmenin cezalandırılmadığı, Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve ülke istiyoruz!”
“EŞİT, ÖZGÜR LAİK VE DEMOKRATİK BİR ÜLKE İSTİYORUZ”
“İktidarın karşısında örgütleri değil bireyleri görmek için bizi ayrıştırmasına, atomize etmesine, bireysel kurtuluşu dayatmasına karşı dayanışmamızla, birlikte omuz omuza mücadelemizde direniyoruz; örgütlenme özgürlüğü, sendika hakkı, toplu pazarlık hakkı, adil gelir güvencesi, istihdam güvencesi, sosyal güvenlik güvencesi talep ediyoruz. Doğanın , yaşam alanlarımızın , emeğin, bir avuç sermaye tarafından fütursuzca sömürülüp, yaşamın yok edildiği, bugün ,Kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine, yaşam alanlarını yok etmesine karşı, doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarını savunuyoruz. Bir çocuğun canın erik çektiği güzelliklerde.Bir kiraz ağacının doğal süslerinde. Bir türküyü aynı anda söyleme isteklerinde. Eşit, özgür Laik ve Demokratik bir Ülke istiyoruz.”