Özellikle Muğla sahil şeridinde yapılaşmanın önünü açacağı iddia edilen SİT Alanları Statü Değişikliği başta çevreciler olmak üzere toplumun büyük kesiminde tepki çekerken yeni bir iddia daha ortaya atıldı. Yetkililer Bilimsel Araştırma Raporunun hazırlanmadığını açıklarken, bu raporun uluslar arası bir gayrimenkul şirketi tarafından hazırlandığı ortaya çıktı.
Haber Merkezi
Gökova başta olmak üzere Muğla kıyılarını betonlaşmaya açacağı ileri sürülen ve tepki çeken ‘Bilimsel Araştırma Raporu’nun uluslararası bir gayrimenkul yatırım danışmanlığı şirketince hazırlandığı ortaya çıktı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Muğla Büyükşehir Belediye başkanlığına ‘SİT Alanları Statü Değişiklikleri’ne dair bir ‘bilimsel rapor’ yollanmıştı. Buna göre deniz kıyısında 50 bin dönüm 1’inci derece SİT alanı turizme izin verilen 3’üncü dereceye dönüştürülmüş, yine 1’inci derece 12 bin 500 dönüm SİT alanı koruma alanı dışına çıkarılmış, 550 bin dönüm 1’inci derece doğal SİT alanını da günübirlik tesislere izin verilen 2’inci dereceye dönüştürülmüştü.
Muğla’da 1 milyon 800 bin dönümlük 1’inci derece SİT alanının üçte birinin, kıyı alanlarının üçte ikisinin betonlaşmaya açılacağı ileri sürülüyor.
Muğla Çevre Platformu üyesi gazeteci Ali Boratav’ın yazısına göre Türkiye’nin kültür ve doğa mirasının çok önemli bir bölümünü teşkil eden Muğla kıyılarındaki koruma statüsü değişikliğine ilişkin ‘Bilimsel Araştırma Projesi’ni bir uluslararası gayrimenkul yatırım danışmanlığı şirketi yaptı.
Boratav şu bilgileri aktardı: “2014/80800 kayıt nolu ihale çerçevesinde 15.09.2014 tarihli ve 276 bin 400 TL bedelle ‘Muğla ili dört mevsim ekolojik temelli bilimsel araştırma raporu’ ihalesini verdiğiniz Enisa Gayrimenkul Danışmanlık Ltd. Şti. kendisini bir uluslararası arazi-değerli arsa dönüşüm şirketi olarak tanımlamaktadır.
Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde temsilcilikleri bulunan, e-tanıtım sayfalarında Körfez ülkeleri ve Rusya’da özel gayrimenkul danışmanlığı hizmetlerini vurgulayan Enisa’nın faaliyet alanları, kendi web sitesinde tam olarak şöyle tanımlanıyor:
-Her türlü taşınmazın alım ve satımını yapar.
-Taşınmaz mal yatırımları için hukuksal danışmanlık hizmeti vererek sorunları çözer.
-Arazilerin arsa haline dönüştürülmesi için, haritalar, imar planları için tüm kurumlardan ön izinleri alır.
-Alınan araziler üzerinde projeler geliştirerek pazarlar.
-Almış olduğunuz veya alacağınız arazilere yap-işlet-devret, gelir paylaşımı yöntemleriyle yatırımcı bulur.
-Türkiye’de yapacağınız her türlü yatırım projeleriniz için uygun olan taşınmaz malı temin eder.
-Devlete ait taşınmaz malları yapılacak yatırım karşılığında tahsis için danışmanlık hizmetleri verir.
Boratava yazısını şöyle bitiriyor: “Sizin ve bizlerin hayallerinde, Türkiyemiz’in eşsiz tabiat varlığının koruma sınırlarını belirleyecek profesyonel şirket bu mudur? Buna, ‘milli kuzu sürümüzü bir bütün halinde küresel aç kurtlara teslim etmişiz’ diyebilir miyiz?”
Ne olmuştu?
Raporun basına yansıması sonrası yaklaşık 70 STK’nın katılımıyla Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) kurularak rapor aleyhinde kampanya başlatılmıştı.
Yükselen itirazlara yetkililerden ‘yatıştırıcı’ amaçlı açıklamalar gelmişti.
AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, “O proje rafa kalktı, endişe etmeyin!” derken Muğla Valisi Amir Çiçek de, “Yok öyle bir şey, Muğla kıyıları imara açılmıyor. Amaç bilimsel bir güncelleme, sahillerimizin fotoğrafını çekmek” diye konuşmuştu.
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy da bölgeyi imara açma kararını henüz almadıklarını, ‘bilimsel rapor’un önce ilgili komisyonlara sonra da Ankara’ya geleceğini söylemişti.