Özcan bunun emeğiyle geçinen kesimler için bir yoksullaştırma planı olduğu kadar, iktidarın ekonomik alandaki sıkışmışlığının, önünü göremediğinin de bir itirafı olduğunu vurguladı.
Özcan şunları söyledi:
“OVP’de iktidarın önümüzdeki 2 yıla dair enflasyon, istihdam, büyüme gibi temel makro ekonomik hedefleri yer alıyor. Tek tek bunları incelediğimizde halkımızı zor günlerin beklediğini bizzat iktidarın ağzından duymuş oluyoruz.
İşsizliğin 2023 sonunda %10.1’e gerileyeceğini söyleyen iktidar, 2024’te %10.3’e çıkacağını öngörüyor.
Gerçek işsizlik rakamlarının bu açıklanan makyajlı işsizlik verilerinin çok ötesinde olduğunu herkes biliyor. Bugün, çalışma çağındaki 65,3 milyon kişinin sadece 22 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı işlerde çalışıyor. 2023 2. çeyreğinde geniş tanımlı işsiz sayısı 8,9 milyon’a ulaştı. Her 100 kadından sadece 19’u kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda. Tablo buyken, iktidar işsizlik daha da artacak diyor!”
ENFLASYONA DERMAN YOK!
“OVP’ye göre enflasyonun yıl sonunda %65 olması bekleniyor. 2024 yılı için hedef %33. Mevcut ekonomik koşullarda enflasyonun bu oranda kalmayacağını çarşı pazarı gezdiğinizde, esnafla sohbet ettiğinizde açıkça görüyorsunuz.
Öncelikle bu yılın enflasyonunun, en iyi ihtimalle) %65 olması durumunda, asgari ücret, emekli ve toplu sözleşme görüşmeleri kapsamında memurlara yapılan zamların hepsi buhar olacak. İşte o yüzden bu bir program değil, uzun süredir yürürlükte olan yoksullaştırma stratejisinin Resmi Gazete kayıtlarına geçirilmesi.
Enflasyonu tetikleyen etmenlerden biri dolar kuru değil mi? 2023 yılı ortalama dolar kuru tahmini 23.9 TL. 2024’te ise ortalama dolar kuru %54 artışla 36.8 TL’ye çıkıyor. Bu TL için ciddi bir değer kaybına, halkımız için günden güne yoksullaşmaya işaret ediyor. Soruyorum: Siz dolar kurunu dizginleyemezseniz enflasyonu nasıl dizginleyeceksiniz?
TEK ÇÖZÜM EMEĞİYLE GEÇİNENLERDEN YANA BİR SOSYAL HUKUK DEVLETİ!
“Ekonominin tepetaklak gitmesinin nedeni siyasi basiretsizliktir. Hukukun ayaklar altına alındığı, örgütlenme ve hak aramanın kriminalize edilerek adaletin büyük yara aldığı, ülkenin büyük bir kısmını ötekileştirilerek yurttaşlık bilincinin zedelendiği bu ortamda ekonominin bu hale gelmesinde şaşılacak bir şey yok.
Tek çözüm, kimseyi ötekileştirmeyen, evrensel hukuk kurallarına riayet eden, kamu kaynaklarını bir avuç çeteye değil yoksulluğu, işsizliği bitirmek için seferber eden bir anlayış. Bu program ile bir kez daha gördük ki, iktidarın böyle bir ufku yok!”