CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Geçtiğimiz günlerde basına ve sosyal medyaya düşen görüntülerde Yunan Sahil Güvenlik Botunun, Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir göçmen kaçakçısını kovaladığı iddiasıyla Akyarlar Koyunun içine kadar geldiği yine bir başka botun ise Datça kıyılarına kadar geldiği görülmektedir. Görüntüde sahil güvenlik botundan inen bir kişi karaya çıkarak göçmen kaçakçısına ait olduğu iddia edilen lastik botu alarak gittiği açıkça görülmektedir. Sahil güvenlik botunun, Simi Adası'na doğru gittiği ve botu da yanında götürdüğü yine aynı görüntüde görülmektedir. Yapılan bu ihlaller ihmalleri de gözler önüne sermektedir.” dedi.
“EGEMENLİK HAKLARIMIZA VE ULUSAL GÜVENLİĞİMİZE SALDIRI NİTELİĞİNDEKİ BU İHLALLER KABUL EDİLEMEZ”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesini TBMM Başkanlığına sunan Uzun, “Yunan botlarının Muğla sahillerine kadar gelmesi ve bir botu alması Türkiye'nin egemenlik haklarına ve ulusal güvenliğine açık bir saldırıdır. İçişleri Bakanlığı ve ilgili tüm kurumlar Türkiye’nin caydırıcı gücünü zafiyete uğratacak bu ihlaller karşısında sert önlemler almalı ve açıkça diplomasi dışında başkaca unsurları da devreye sokabileceğini göstermelidir.
“GÖZ YUMULMAMALI”
Ülkemiz karasularının ve topraklarının ihlal edilmesine göz yumulması kabul edilemez. Ulusal güvenliğimiz ve milli menfaatlerimiz açısından bu ihlallere verilmeyen her ciddi tepki ve her ihmal bir sonraki ihlali de beraberinde getirecektir. Yunanistan’ın bu tavırları karşısında Türkiye bundan sonra olacak her ihlale hızlı ve caydırıcı tepki verilmelidir. Bunun için her türlü güvenlik önlemi ve gerekli donanım sağlanmalı ve caydırıcı strateji belirlenmelidir” dedi.
CHP’li Uzun’un Bakan Yerlikaya’ya yönelttiği sorular şöyle:
“01.01.2024 – 24.09.2024 tarihleri arasında Yunanistan'a ait Sahil Güvenlik Botları Türk karasularına kaç ihlalde bulunmuştur?
Ülkemizin egemenlik haklarına açıkça saldırı niteliğinde olan bu ihlaller neden önlenmemiştir? Bu ihlallerle ilgili Bakanlığınızca ne tür girişimlerde bulunulmuştur? Benzeri ihlallerin önlenmesi için güvenlik önlemleri artırılmış mıdır?
Bu ihlalleri önceden görüp müdahale etme kabiliyetimizi artıracak radar sistemlerimiz yetersiz midir? Yeterli ise ihlallerin önü neden alınamamaktadır?
Bu tarz ihlaller Türkiye’nin ulusal güvenliğine ve caydırıcı gücüne zarar vermektedir. Bir daha böyle ihlallere uğramamak adına diplomasi dışında yolların da caydırıcı unsur olarak kullanılacağı kararlılığı gösterilecek midir?
Ege Denizi’nde güvenliği artırmak adına bot ve gemilerin sayısını artırmak da dahil yeni önlemler almayı düşünüyor musunuz?”