TEMA Vakfı Muğla İl temsilciliği, Çevre ve Orman Bakanlığı’nca 2009 yılında onaylanarak yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli Aydın Muğla Denizli Çevre Düzeni Planının kısmen iptali ve öncelikle yürütmelerin durdurulmasını istedi.
6-7 Kasım 2012 tarihinde yapılan çalışma değerlendirmesini hatırlatan TEMA Vakfı Muğla İl Temsilcisi Okyay Tirli, “ Muğla 1/100000 çevre düzeni planına yapılan itirazlar sonucu Ankara Danıştay 6 dairesinden gelen iki hakim ve üç bilirkişi tarafından keşif çalışmaları yapıldı.
Konu ile ilgili çalışmalara katılan TEMA Vakfı Muğla İl Temsilcisi Okyay Tirli Muğla ilimizde 1/ 100000 çevre düzeni planlarındaki 11 bölgeye yapılan yürütmeyi durdurma itirazları sonucu çalışmalar yapıldı yoğun bir gündemde iki gün süren çalışmalar bitti önümüzdeki günlerde sonuçları öğreneceğiz diyerek, en fazla doğa tahribatları Bodrum bölgesinde yaşanmaktadır diyerek 2009 yılında Fethiye’nin ihtiyacı olan sanayi sitesinin ilçeye bitişik olan Zorlar Bölgesinde yapılması düşünülürken Fethiye Ticaret Odası’nın yazılı müracaatı ile Seki beldesine kaydırılmıştır.”deniliyor.
Seki beldesinde verimli tarım alanları içinde 100 hektar büyüklüğünde bir sanayi alanının tahsis edilmesini hayretle öğrenmiş bulundum sanayi Fethiye’mizin önemli bir sektörüdür yeni sanayi sitesini açılması zorunludur buna karşı değiliz ama 70 Km uzaktaki sekide yapılmasına anlam veremedim.”dedikten sonra planın kısmen iptali, öncelikle yürütmenin durdurulması kararını neden istediklerini şu şekilde ifade etti:
“ Ülkemizde ve Dünyada doğal varlıkların ve sağlığın korunması, erozyonla mücadele, toprak-su düzeninin sürekliliğine ve ekolojik dengeye müdahalelerin önlenmesi, tarım arazilerinin korunması, mera ıslahı, toprak örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi konusunda kamuoyunun eğitimi ve bilgilendirilmesi, kırsal kalkınmaya öncülük edilip yardımcı olunması, bu alanda milli politikaların oluşturulmasına yardımcı olmak ve bu esaslardan ödün verilmemesi için gerektiğinde hukuksal alanda da mücadele etmek,
Ağaç ve orman sevgisini topluma mal etmek, -Doğal varlıkların, insan sağlığının, yeşil alanların, toprak ve toprak örtüsünün, tarım alanlarının, meraların, suların, ormanların korunması, geliştirilmesi, mümkün olanlarının yenilerinin tesis edilmesini sağlamak için faaliyette bulunmak.”
Davaya dayanak olan temel hukuk kurallarını; 2079 Sayılı Türkiye Anayasası Toprak Mülkiyeti Kanununun 44. Maddesi, Tarım, Hayvancılık ve Bu Tür Üretim Dallarında Korunması Kanunun 45. Maddesi, Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması Kanunun 56 Maddesi, 2872 Sayılı Çevre Kanununun 1. Maddesi, 3. Maddesi, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13. Maddesinin olduğunu belirten Tirli, “ Çevre ve Orman Bakanlığı’nca 2009 yılında onaylanarak yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli Aydın Muğla Denizli Çevre Düzeni Planı ve Plan Raporu incelenerek itiraz edilmiş, bölgedeki önemli doğa koruma alanlarının, tarım alanlarının gerektiği gibi korunmadığı, koruma-kullanma dengesinin her alanda gözetilmediği ve Plan Raporu ve Plan arasında çelişkiler olduğu tespit edilerek ilgili Plan kararlarının iptali talep edilmiştir
TEMA Vakfı gibi çevreci kuruluşlar kabaca “yeşil muhasebe” diye adlandırılan, ekosistem ve ekoloji ağırlıklı bir üstün kamu yararı değerlendirmesi yapmaktadırlar. Yani bir doğal varlığın mevcut haliyle ve öncelikle koruma bilahare de kaynaklarından sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda yararlanılması mı, yoksa bu doğal varlığın yok edilmesi, vasfının değiştirilmesi veya amacı dışında kullanılmasına sebep olacak başka bir faaliyetin tercih edilmesi mi, kabul edilecektir. İşte sorun buradadır.
Bizim değerlendirmemize göre; sürdürülebilir çevre ve yaşam ilkesine uygun, tarım ve mera alanlarını koruyan, ormanları, korunması gerekli doğal alanları, sulak alanları ve kıyıları kendi mevzuatından da öte korumacı bir anlayışla koruyan ve şehircilik ve planlama hukukuna ve ilkelerine uygun olan bir planda kamu yararı daha üstündür. “diye konuştu.
Hukuki Nedenlerin yanında imzalanan ve Türkiye’nin de taraf olduğu 9 uluslar arası sözleşmenin delil olarak gösterildiği açılan dava ile;
-Planın O23 no.lu paftasının Seki’nin kuzeyinde sanayi alanı önerilen bölümün,
-Planın O21 no.lu paftasının Sarıgerme ekolojik turizm tesis alanı olarak planlanan bölümün,
-Plan Açıklama Raporu 4.1.5.2. Bölüm, sayfa 126’da Bitez’deki tarımsal nitelikli arazilerin yapılaşmaya açılmasına neden olacak, 3. paragrafın,
-Planın P22 no.lu paftasının Muğla İli Fethiye İlçesi Eşen Beldesinde sulama alanında eko turizm önerilen bölümünün,
-Plan Açıklama Raporu 4.1.6.4.d. Bölüm sayfa 130’da “Proje halindeki Güllük, Göcek, Ekincik, Didim, Bozburun ve Datça yat limanları ise desteklenmektedir” bölümünün,
-Planın N19 no.lu paftada Güllük’te, O21 no.lu paftada Ekincik’te, O20 no.lu paftada Bozburun’da ve O21 no.lu paftada Datça’da yat limanı önerilen bölümlerinin,
-Planın N18 no.lu paftasının Göltürkbükü’nde önemli doğa alanı sınırları içerisinde yat limanı önerilen bölümünün,
-Plan Açıklama Raporu 3.3.2.2.a. Bölüm, 43. sayfa, 5. paragraftaki “Planda, Haremten Mevkii yat limanı için uygun bir bölge olarak işaretlenmiştir” cümlesinin,
-Planın N18 no.lu paftasının Bodrum'da 3 adet yat limanı önerilen bölümünün,
-Plan Açıklama Raporu, 63. sayfa, 3.3.2.9.c. Bölümü, birinci paragraftaki “Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır.” Cümlesinin,
-Planın N19 no.lu paftasının Milas Kıyı kışlacık arkeolojik sit alanı içerisindeki turizm tesis alanı planlanan bölümünün,
-Planın N20 no.lu paftasının Muğla Merkez İlçenin kuzeydoğusunda orman alanının ortasında turizm tesis alanı önerilen golf sahası bölümün, iptali ve öncelikle yürütmelerin durdurulması istendi.