“Askeri okullar kapatılmamalıdır”

Kendisi de aynı zamanda Heybeliada Askeri Deniz Lisesi mezunu olan CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, askeri okulların kapatılmasının, Türk Ordusunun beslendiği damarların kökünden kesilmesi anlamına geldiğini ileri sürerek;...

“Askeri okullar kapatılmamalıdır”

Kendisi de aynı zamanda Heybeliada Askeri Deniz Lisesi mezunu olan CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, askeri okulların kapatılmasının, Türk Ordusunun beslendiği damarların kökünden kesilmesi anlamına geldiğini ileri sürerek; “ Askeri liseler ve askeri okullar kapatılmamalıdır. CHP iktidarında; laik, insani değerleri çok güçlü, yurdunu, vatanını ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti değerleri savunan laik sisteme inanan çağdaş askeri okulları ve liseleri yeniden yaşama, ülkemize kazandırılacaktır.”dedi.

CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, 15 Temmuz akşamı FETÖ üyesi bir grup tarafından girişilen kalkışma sonrası ülke genelinde alınan OHAL ilan edilmesini takip eden OHAL kararları doğrultusunda askeri liselerin ve askeri okulların kapatılmasına tepki gösterdi.

Kendisi de aynı zamanda Heybeliada Askeri Deniz Lisesi 1970 mezunu olan Demir, askeri liselerin ve okulların kapatılmasının Türk Ordusunu besleyen damarların kökünden kesilmesi anlamına geldiğini savunarak, bu okulların kapatılmaması gerektiğini söyledi.

“Ağır sonuçlar doğurur”

Bu kararın ileride ülkeye ağır sonuçlar doğuracağını iddia eden Demir; “Kanun Hükmündeki Kararnamelerin çok kısa sürede gerçekleştirilmiş olması çok ağır sonuçlar yaratacaktır. Eğer çok önceden hazırlanmışsa bu vatana ihanet edenlerin yarattığı vahşeti fırsatçılığa dönüştürmek demektir. KHK ile tarih yok edilmektedir. Mete Han zamanında uygulamaya başlanan askeri sistem, hiyerarşi bir gecelik kararname ile yok edilmektedir. Bu kararlar ile Türk Ordusunun beslendiği damarlar kökünden kesilmektedir.

Bu vatana ihanet eden asker kılıklı teröristler dâhil olmak üzere, tüm devlet düşmanları en fazla bu

İktidar döneminde devlete sokulmuş veya terfi ettirilmiştir. Sınav sorularını çaldıran, çalan ve bunlara fırsat verenleri bulup yargılamak yerine askeri okulları kapatmak ileride çok büyük güvenlik zafiyeti yaratacaktır. Gerek Ergenekon, Balyoz kumpası gibi karlama uygulamalar ile 15 Temmuz darbe girişiminin ve FETÖ/PYD yapılanmasına zemin hazırlayanların siyasi sorumluları ne olacak. Sorgulanmayacak mı? Yanlarında kar mı kalacak. Bugüne dek hiçbir üst düzey siyasinin sorgulandığını, dava açıldığını hiç duydunuz mu? Sadece FETÖ/PYD yapılanmasını suçlayarak geçiştirilemez.

Geçtiğimiz hafta 29 Temmuz 2016 Cuma günü her nasıl oldu ise; “En büyük bozgunculuk din kisvesine bürünerek millete kötülük yapmaktır. En büyük bozgunculuk dinin muazzez değerlerini istismar ederek insanları aldatmaktır.” şeklinde beni de şaşırtan ve tamamen hemfikir olduğum bir hutbe yayınlayan Diyanet İşleri Başkanlığında da 1.000’e yakın FETÖ Üyesi çıkmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığında İmam Hatiplerden gelenler çalışmıyor mu? Orada yuvalandılarsa aynı nedenlerle Askeri Okullar kapatılırken İmam Hatip Okulları kapatılmıyor da aksine sayısı artırılıyor. “dedi.

“Üniversiteye bağlayarak daha iyi subay yetiştiremezsiniz”

Yeni sistemin çok yanlış olduğunun altını çizen Demir; “Üniversite yapısına bağlayarak daha iyi Assubay yetiştirilemez. Sadece Üniversite tabelasının değiştirilmesi ile okulun öğrenci kalitesinde bir değişiklik yapılamaz. Bu bir gerçek olduğuna göre acaba Harp Okullarını üniversite çatısı altında toplamakla ne değişecektir? Harp Okullarını bitirenler subay olur. Subaylar görev yaptıkları ortamlara göre Kara, Deniz, Hava olarak sınıflandırılırlar. Bunların öğrenim ve fiziki eğitim ihtiyacı her sınıf için değişiktir. Kuvvet komutanlıklarının gelişen harp silah araçları ve bilişim, yönetişim alanlarında meydana gelen gelişmelere ve değişmelere göre öğrenimlerinde yapılması gereken uyarlama ihtiyaçları mevcut sistemde çok kolaydır ve aşırı bürokrasi gerektirmez. Ama bundan sonra hepsi TSK komuta zincirinden çıkarılınca üniversite, ihtiyacı isterse uygulayacak, istemezse uygulamayacak üstelik bu ihtiyacı üniversiteye ulaştırmak ayrı bir dert olacaktır.

Öğrenci kalitesine gelince bugünkünden daha iyi subaylar yetişmeyecektir. Zira yarın uygulanması

planlanan her türlü eğitim ve öğretim yöntemleri ve kaynakları bugünkünden daha iyi olmayacaktır. Eğer olacaksa bu kaynak ve yöntemlerin, bugünkü sisteme neden uygulanmadığını sorgulamak gerekir.Eğer Harp Okulları mezunlarına lisans düzeyinde bir derece verileceği bir kazanç olarak ileri sürülüyorsa o bugün de uygulanmaktadır.

Takriben 15 yıl önce kuvvet komutanlıkları emrinde oldukça verimli çalışan sağlık kuruluşları bir gecede verilen emirle tek bir komutanlık altında birleştirildi.

Deniz Kuvvetleri için söylüyorum, işleyen bir çark bugün işlemez hale getirilmiştir. Bütün Harp

Okullarını bir üniversite çatısı altında toplarsanız fazla sürtünme ile dönen bir çark meydana

getirirsiniz.Harp Akademileri zaten bir aradadırlar. Dolayısıyla yenilik denen her şey bugün mevcuttur.

Yeni sistem bir devrim değildir; aksine komuta birliğini, sevk ve idareyi ve kontrolü çok daha zor karmaşık bir sistem yaratılmaktadır.Yeni sistemden amaç, esas olarak, beyinleri yıkanmış

öğrencilerin öğretim kurumlarına girişine engel olmak ise yarın uygulanacak her tedbir mevcut

sistemde de uygulanabilir.Ekonomi sağlamak da mümkün değildir. Zira bugün askeri öğretim kurumları en az kaynakla ama askeri personelin fedakarlığı ile çalışmaktadır.

“Asıl amaç açıkça belirtilmelidir!”

Askeri Lise kaynaklı subaylar ile Harp Okullarına dışarıdan alınan subayların son yaşadığımız olay

içerisindeki oranlarını incelemek gerekir. Bu oran verilen kararın doğrululuğu veya yanlışlığı üzerinde

kesin bir faktör olmamakla birlikte belirleyici bir faktör olacaktır.Tabi bu değişikliği yapmanın esas amacı bizim değerlendirdiğimizden farklı ise, bu amaç da açıkça belirtilmelidir. Eğer esas amaç sivil otoriteyi daha etkin hale getirmek ise zaten Kuvvet Komutanlıkları MSB’ye bağlamakla bu amaç sağlanmış olunuyor. Zira Kuvvet  Komutanlıklarına bağlı Eğitim Öğretim Komutanlıkları da MSB’ye bağlanmaktadır.

Kanun  Hükmünde Kararname ile yapılan bütün eğitim öğretim tesislerini bir çatı altında toplamaktır. Eğer bütün bu tesisler bir yerleşke altında toplanacaksa masrafı söylemeye bile gerek yok. Son olarak şunu söylemek isterim ki; bir mezunu olmaktan gurur duyduğum Deniz Lisesi’nden Cumhurbaşkanı Sayın Fahri Korutürk gibi çok kıymetli devlet adamları, komutanlar ve Vatan Şairi Nâzım Hikmet Ran ile iktidarın göklere yükselttiği Necip Fazıl Kısakürek’in mezun olduğunu, Türk edebiyatının değerlerinden Bekir Sıtkı Erdoğan ve Yahya Kemal Beyatlı’nın öğretmenlik yaptığını da hatırlatmak isterim. Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk Yalanı gibi iftira ürünü ihanet davalarında haksız ve hukuksuz olarak devletin yargısı eliyle özgürlükleri gasp edilen Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürkçü, aydın, yurtsever ve saygın personeli de bu Askeri Okullardan mezun olmuştur.” Şeklinde konuştu.

Demir şunları ekledi: “CHP iktidarında ; laik, insani değerleri çok güçlü, yurdunu, vatanını ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti değerleri savunan laik sisteme inanan çağdaş askeri okulları ve liseleri yeniden yaşama, ülkemize kazandırılacaktır.”

Bu haber toplam 836 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.