“Hiçbir düzen biber gazının üstünde varlığını sürdüremez”
İstanbul Taksim Gezi Parkı’nda başlayan protestolar ve bu süreçte meydana gelen olayların tartışmaları artarak devam ederken, protestoları ve olayları hukuksal çerçeveden de değerlendiren Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker...
İstanbul Taksim Gezi Parkı’nda başlayan protestolar ve bu süreçte meydana gelen olayların tartışmaları artarak devam ederken, protestoları ve olayları hukuksal çerçeveden de değerlendiren Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker Gürkan, yapılan eylemlerin demokratik eylemler ve vatanseverlik olduğunu söyledi.
Protestoların çıkış noktasının doğanın ve çevrenin korunması olduğuna dikkat çeken Gürkan; Vatan yalnızca elde silah cephede savunulmaz kimi zaman vatanın toprağına, suyuna, ağacına; doğasına sahip çıkarak da savunulur. Gezi parkında olan Vatana sahiplenmenin direnişe dönüşmesidir. Eylem Vatanseverliktir.
Çevre ve doğa hakları 3. kuşak insan haklarındandır. Bu hakkın "Ulusal üstü evrensel niteliğinin yanı sıra ; Anayasa nın 56. maddesi "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." demektedir.
Açıkça anlaşıldığı gibi eylem İnsan hakları savunusudur. Vatandaş Anayasal hakkını kullanmakta ve - Anayasa Vatandaşa ödev vermiş ve bir sınırlama getirmemiş olduğuna göre Anayasal ödevini yapmaktadır. Evrensel ve Anayasal hak savunması niteliğiyle eylem; demokrasi savunmasıdır.”dedi.
Demokratik refleks boğulmak isteniyor
Halkın bu demokratik refleksinin iktidar tarafından bastırılmak istendiğini ileri süren Gürkan; “Tümden meşru zeminde gösterilen demokratik refleks; iktidarca anlaşılamaz, haksız ve insafsız bir biçimde boğulmak istenmiştir. Bu bir "toplu insan hakları ihlali"dir. Evrensel ve ulusal hukukun tanıdığı bir hakkın kullanımının, böylesine pervasızca -engellenmesi değil- boğulması; bu kez tepkiyi büyütmüş ve bir doğa yasası olarak "niceliğin" belli bir yoğunluktan sonra "nitelik" değişikliğine yol açtığı görülmüştür. Çevre-Kültür ve Tarih savunusu olarak başlayan hareket; özgürlük ve baskıya karşı direnme hareketine dönüşmüştür.
Bu gün "Taksim Gezi Parkı Direnişi" diye adlandırılan ve "her yer taksim her yer direniş" sloganı ile ülkenin dört bir yanında sürdürülen kitlesel eylem bir "direnme hakkının kullanımı hareketidir"diye konuştu.
Müdahaleler hukuka aykırıdır
Güvenlik güçlerinin protesto eylemcilerine müdahale şeklinin hukuka aykırı olduğunu altını çizen Gürkan şunları söyledi: “İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bir çok önemli ilimizde fiili "olağanüstü hal" uygulanmaktadır. Ne hakla ve Hangi yetkiyle? Kullanılan biber gazı ve başkaca kimyasallarla uluslararası anlaşmalara göre suç işlenmektedir. Uzmanların tespiti bu yöndedir. Özellikle 03-04 Haziran gecesi Taksim semalarından gaz yağdırılması ise çok ağır bir ihlaldir.
Göstericilere karşı yarı-resmi müdahale güçlerine "yol verilmesi" yada "ön açılması" olağanüstü tehlikeli, endişe verici , tespiti ve ispatı yapıldığında hiç kimsenin, hiçbir zaman kendini kurtaramayacağı; bir insanlık suçudur.
İnsanlar ölmüş sayısız yaralanmalar olmuştur. Açık ve ağır biçimdeki hukuk ihlalleri gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında hiçbir şey yapılmadığı gibi "genelleme" yapılarak, eylemleri övgülerle ödüllendirilmektedir. Uluslararası Ceza Hukukunda; Bir yönetme biçimi olarak; suç işleyen kamu görevlilerine karşı işlem yapılmaması hatta aksine övülmeleri; "suç olan fiille", "yargılama yapılması gereği" arasında "nedensellik bağı" olarak kabul görmektedir. Yönetimin güç kullanımı "orantısız" sözcüğünü de aşan biçimde "doğrudan şiddete" dönüşmüştür.
Elbette olayın Ekonomik, Siyasal, Toplumsal, Kültürel v.d. boyutları da vardır. Onlar hakkında ilgilileri konuşuyorlar açıklamalarda bulunuyorlar. Biz olayın hukuksal boyutları hakkındaki bir kısım görüşlerimizi Milletimizin ve ilgililerin dikkatine sunuyoruz.
"Hiçbir ordu zamanı gelmiş fikirler kadar güçlü değildir." Ve Hiçbir düzen biber gazının üzerinde varlığını sürdüremez .”
Bu haber toplam 184 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.