Bu haftaki yazımda Yunan Mitolojisi denilince ilk akla gelen isimlerden Tanrı Zeus’un babası Kronos’un saltanatı ve Zeus’un doğuşunu kaleme alacağım.

Geçen haftaki yazımda Eski Yunanlıların "Dünyanın yaradılışı" meselesini yüzeysel olarak değinmiştim. Bu haftadan itibaren saltanatlar ve tanrılar üzerine yazacağım.

Kronos’un Babası Uranos, çirkin ve korkunç çocukları Kyklopsları Tartarus’a (Yunan mitolojisine göre cehennemdir. Katiller, günahkârlar, tanrılara karşı çıkmış olanlar ve bunun gibilerin hapsedildiği yeraltının en dipteki katman) hapsetmişti. Kronos’un saltanatı hikayesi, annesinin korkunç kardeşlerini kurtarmak istemesiyle başladı. Annesinin canavar çocuklarının hapsedilmesinden dolayı kederini ve umutsuzluğunu görmeye dayanamadı.

Sonuç olarak Uranos kendi oğlunun yapmış olduğu saldırı sonrasında tahttan indirildi. Kronos, kardeşlerini hapishaneden serbest bıraktı. Uranos intikam yemini eder ve kendi çocuklarının da ona aynısı yapacağı hakkında kehanette bulunur.

Kronos saltanatı ilan etti ama sonra Kronos, Tartarus’un kapısına doğru baktı. Şiddetli şekilde korkunç yüzlerini, ürkütücü gözlerini görünce küçük kardeşlerinin neden hapsedildiğini fark eder. Kardeşleri ona şiddetle ve öfkeyle bağırdılar. Onları daha önce hiç görmemişti. O anda kardeşlerinin ne kadar tehlikeli olduklarını anladı. Annesine önem veriyordu, ancak bu yaratıklar tahtına ve gücüne bir tehdit oluşturuyordu. Serbest bırakılamazlardı. Bu yüzden onları tekrar hapsetti.

Kendi babasını devirerek tahta geçmişti fakat aynı kaderi çekmesini engelleyecek hiçbir şey yoktu. Çocuklarının herhangi birinden gelen bir ayaklanmayı ne durdurabilirdi ki? Kederli annesi, diğer çocuklarının Tartarus’ta yeniden hapsedilmesini asla kabul etmeyecekti.

Kronos kendi kız kardeşi Rhea ile evlendi. Kronos Rhea ile birlikte, yeni bir altın çağının başlayacağını ilan etmişti. Dünyadaki faniler, ahlaksızlık ve kötülük olmadan, yasalara veya kurallara ihtiyaç duymadan yaşamaya başladı. Ancak Kronos, düşünceliydi.

Babasıyla aynı kaderi çekeceğini ve korkuyla tükendiğini biliyordu. Kronos, kendi çocukları doğar doğmaz bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyordu.

Kronos, kız kardeşi Rhea ile evlenmesi neticesinde Hestia, Demeter, Hera adlarında üç kızla, Hades, Poseidon, Zeus adlı üç erkek çocuk doğdu. Babasına ettiğini unutmayan Kronos kendisinin de oğullarından aynı karşılığı görmesinden korkardı. Bu sebeple Rhea'nın yani karısının her yeni doğurduğu çocuğu yutar, karnında saklardı. Rhea yalnız Zeus’u onun elinden kurtarabildi. Tanrıça gecenin karanlığından faydalanarak çabucak koşup Girit adasında İda dağının tepesine vardı. Çocuğunu de beraber götürmüştü. Gaia çocuğu aldı ve onu bir mağaranın dibine sakladı. Rhea bir kocaman taşı kundak bezlerine sarıp Kronos’a verdi. Kronos bu taşı da hemen yuttu. Aptal, nerden anlayacaktı ki bu taşın yerine oğlu dünyada kalıyordu! Öyle yaman bir oğul ki, yenilmek nedir bilmeyecek, sıkıntı nedir duymayacak, gücü ve kuvveti ile babasını kendisine boyun eğdirecek, onun bütün imtiyazlarını, şan ve şerefini elinden alacak, onun yerine bütün Ölmezlerin başı olacaktı.

Tanrı Zeus’un babası Kronos’un saltanatı ve Zeus’un doğuşunu kaleme aldığım bu haftaki yazımı Zeus’un gizlenerek babası Kronos’tan kurtarılması ile sonlandırıyorum. Gelecek hafta Zeus’un tahta geçişi ve kardeşleri üzerine yazmaya çalışacağım.