ASUMAN SARAC
NAKİL SONRASI ( NS )
Yaşadığım deneyime dayanaraktan, pankreas nakli daha zor, böbrek nakli daha kolay. Tabii ki bu kolaylık ve zorluk herkese göre çok değişkendir. Nakilli hastaların olduğu organ nakli bölümüne girince ve orada uzun bir zaman yaşayınca, nakilli hasta örneklerini çokça görüyoruz. İyi bir böbrek nakli geçirenler bir hafta kadar hastanede kalıp sonrasında yürüyerek taburcu olup gidiyorlardı. Tabii sonrasında kontrol süreleri de var. Ama günübirlik hastaneye gelip gidiyorlar. Herhangi bir organ nakli geçirmiş kişi için ilk 6 ay ve bir yıl oldukça önemli bir zaman dilimi. Böbrek ancak uyum sağlıyor, ilaç miktarları ayarlanıyor. Hastanın da kontrol altında tutması gereken noktalar var.
Konuyu daha iyi anlayabilmeniz için bir örnek vereceğim şimdi size. Elinize kıymık battığında bedeniniz otomatikman o parçayı atmak için elinden gelene kadar savaşır. Bedenimiz inanılmaz bir makinadır. İşte organ takıldığında da vücut onu yabancı cisim olarak algılar ve dışarı atmaya çalışır. Bedenin tepki göstermemesi için doktorlar baskılayıcı ilaç kullanırlar. Yüksek miktarda başlayan bu ilaçlar zamanla duruma göre azaltılır ya da arttırılır. Yapılan tahliller sonucunda doktorların karar vereceği bir durum. Kendi başımıza bu ayarlamayı asla yapamayız. Ve bu ilaçlar hayat boyu kullanılması gereken ilaçlardır. Ufak tefek farklılıklar dışında, diğer organ nakli durumları için de aynı şeyler geçerlidir diye düşünüyorum.
İşte bu yüzden organın çalışması için hastanın yediklerine içtiklerine dikkat etmesi, ilaçlarını düzgün kullanması, çok fazla kalabalık yerlere gitmemesi, enfeksiyonlu yani hastalık taşıyan insanlarla aynı ortamda bulunmaması, yüksek ateşli hastalıkları geçirmemek için elinden geleni yapması, sigara ve alkol kullanmaması, stresten uzak durması çok çok önemli. Yani yaşamınız nakil öncesi (NÖ ) ve nakil sonrası ( NS ) olmak üzere ikiye ayrılır. Durumun ciddiyetini anlamayıp, yapılması gerekenleri uygulamayıp, düzensiz ve dikkatsiz yaşayarak organ reddine sebep olan çok insan var.
Gözlerimi aralarken bir odada yalnız başıma olduğumu fark ettim. Narkozun etkisi geçince ağrım da çok fazlaydı. Tepemdeki 3-4 serum şişesi sanki beni seyrediyordu. İlk hedefimiz başucumda duran kocaman ilaçları yutmaktı. Ama ağzımın içindeki borudan geçmeleri o kadar zordu ki anlatamam. Tek iyi yanı 2-3 bardak soğuk su ile anca içiyor olabilmemdi. Bahaneyle bolca su içiyordum soğuk soğuk.
Sonraki her gün; en ince ayrıntısı ile ultrason, kan gazı ve diğer tahliller yapılmaya başlandı. Kan gazı alınması ve ultrasondan acayip tırsıyordum. Hastanede beni bulamayacakları bir yere saklanasım geliyordu. Neyse ki pankreasın çalışıyor görünmesi o acıyı unutturuyordu bana. Opr. Dr. Cezmi Karaca ve ekibi her saniye yanımdaydı. Biraz zaman geçtikten sonra insülini kestiler. Hatta bayağı bir şekerli besleniyordum. Her şey yolunda gözüküyordu. Sadece ağrılarım çok fazlaydı.
Ama olsun !! Pankreasım çalışıyordu ve bu acılara değerdi. Daha yeni başlamıştık her şeye...
Şimdilik gülümseme ve sevgiyle kalın, ben yine yazımla geleceğimm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.