Muğla Haber
HAREKETLİ GÜNLERİN BAŞLANGICINDA
Genelde yıl sonları ve yıl başları yılın diğer aylarına oranla çok daha hareketli ve çok yoğun geçer. Kişisel bazda ele aldığımız da, insan oğlunun uyandığında yani kısacası güne yeni başlayacağı saatten itibaren sürekli hareket halinde olduğunu zaten kendi halimizden biliyoruz. Bu hareketlilik bir başlar, pir başlar misali evimizin kapısından çıktığımız an start alır. Kimi zaman rolanti de devam eden, kimi zaman hızlı hareket etmekle, kısa süre sonrasında da koşuşturmaya kadar o telaşlı anlar hepimizi soluk soluğa bırakır. Her zaman yarış içinde olduğumuz günlerin hiç mi hiç bitmediğine her zaman şahit oluruz. Eviniz de otursanız dahi içinizde bulunduğunuz deviminin hiç aralıksız devamlılığı sizin olmasa dahi sizin etrafınızdakilerin hemen dikkatini çeker… Bakmışsınız akşam olmak üzeredir. Artık son hamleler de hareketli günlerin başlangıcının o günün sonlandığının işaretidir. Ertesi gün aynı olasılıklar olacağından yaşantımızı kapsam alanı içinde hareketli günler hiç bitmez. Bu yüzden her günün başlangıcı olarak kabul edilebilir oran olasılık dahilindedir. Yaz mevsimi bitti bitecek… Artık yazı ve o geçen günleri nötrlemek üzereyiz. Sonbahar takvim üzerinde başlayıp öncelikli olarak hazanın o güzelliğinin doğaya çökmüş halini bize doyasıya yaşatacak. Aşırı sıcakların yerini yarı sıcaklarla hazanın hareketliliği yani yapraklarını gelin eden ağaçların rüzgar önünde bir o yana bir bu yana hareketlenmelerle olağan hareketlilik tüm hızıyla sürecek. Bir-iki hafta içinde yeni öğretim yılına başlayacak okullar; ilkokuldan ortaokula, liseye dahası üniversitenin de yeni öğretim yılına başlamasıyla öğrenci hareketliliğinin zirve yapacağı Muğla’da şehir öylesine hareketlenecek ki, bu ivme içinde şehrin zaten kendiliğinden oluşan kargaşası içinde günler birbirini kovalayıp gidecek. Biri gider, biri gelir derken mevsimsel hareketlilik bizi kendi taslağı içine alıverir. İş yerinde, okulda, mevsim içinde yaşadığımız hareketlilik Kurban Bayramıyla sürecek derken yılı tamamlamış olarak kendimizi yeni bir yılın içinde bulacağız. Heyecanlı bir hareketlilikle yeni yıl başlayacak. Ve kışın yaşı, yağmuru, soğuğu ile kışa merhaba diyeceğiz… İlk aylarda yaşantımızın bazı enleri devreye girecek ve hareketlilik bu dönemde tavan yapmaya başlayacak. Kış mevsimi hayatımızı o meşhur Muğla soğuklarıyla allak bullak edecek. Ancak bu durum bedensel hareketliliğimizi biraz uyuşturacak. Yaz, sonbahar ve kış derken mart ayı başlayacak, ancak kışın devamı olarak yıllardır algımızı değiştirmeyen bu ay yine yapacağından geri kalmayacak. Yeni namzet Büyük Şehirden adayı Muğla’da bulunan partiler de henüz netleşmemiş gerek Büyük Şehir Belediye, gerekse Menteşe Belediye Başkanlığı için aday adaylıklarını açıklayan kişilerin hareketliliğiyle iç içe olacak.. Sandıkta ‘hodri meydan’ denir tavrıyla seçim hareketliğini cümbür cemaat yaşayacağız. Yerel de büyük hareketli günleri doyasıya yaşayacağımız bu seçimler Muğla kadar ülkemizin diğer şehirlerinde de büyük çalışmalara neden olacak. Şimdiler de bile aday adaylarının kendi işlerinde büyük hareketlilik yaşadığı bu Arena’da şans kimden yana olacak bilinmiyor ama Başkanlıklar için yarışın amansız geçeceği bir gerçek.. Seçim sonrası artık büyük şehir statüsünde hareketli günlerin daha da yoğunlaşacağı şehrimizde neler olacak göreceğiz…
Yer yüzün de bile hemen herkes, her ülke hareketli günler yaşıyorlar. Orta doğu da adeta cadı kazanını kaynatır halde devam eden olaylar, dozunu arttırarak hareketliliğini yitirmeden sürüyor. Harap bitap olmuş şehirler, bu iç savaşların acımasızlığında canlarını yitiren özellikle çocuklar, yiten giden ekonomi, bir o yana bir bu yana kaçmaya çalışan insanlar, iltica esnasında hayatlarının kararması hareketliliği bunca hareketliliğin içinde keşke hiç olmasaydı…
Kısacası hayatta bir hareketlilik almış başını gidiyor… İyi de bu hareketliğin tam ortasında kalmışken hiçbir şey yapmadan oturmak, putlaşmakla aynı eş değerde olduğu için insan olarak böyle bir şeyi kabul etmek olanaksız, olduğundan bu hareketlilikte de bu kadar duyarsız kalamayacağımız olgusundan yola çıkarak zamanımızın her anını dolu dolu yaşamak zorundayız. Zorundasınız.
Hareketlilik yaşantımızın bir parçası olduğundan… Nerede hareket, orada bereket dersek sakın ola ki hiç şaşırmayın. Keşke tüm hareketlilik hep iyilikler yönünde olsa… Ancak iyilikte kötülükte aynı paralelde sürüyor. Çünkü hayatın gerçeği bu … !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.