Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

KALPLER MÜCADELE ALANIDIR / ÜZEYİR YILDIRIM

Kalpler o kadar önem arz eden önemli  bir yer olduğundan hayır ile şerrin, iman ile küfrün,  sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün devamlı mücadele ettiği harp alanıdır. Nefis ve şeytan devamlı oraya hücum ederek kendi sıfatlarının hakim olmasını ister.

Kalpteki küçük bir ihmalkarlık kalbin yenik düşmesine, şeytan ve nefsin esaretine girmesine  deden olur. Buda imtihanı kaybetmek  ve mağlubiyet anlamına gelir. İlk teslim alınması gereken, asla teslim edilemeyecek yer kalptir. Her Müslümanın kalp, onu iyi tanımalı, düşmanların nüfus edebileceği yerleri görmeli ve tedbirde kusur etmemeli .

Kalp yalan söylemez, çünkü kalp ikiyüzlü davranmaz,  orada gösteriş ve riya olmayacağından da yüce dinimiz niyetlerin her kalp ile yapılmasını esas almıştır. Başta,  Müslüman olmak için kelime-i Şehadeti   “kalp ile tasdik, dil ile ikrar “  şeklinde tarif ediyoruz. Asıl olan kalben tasdiktir. Allah,  aklın devre dışı kalmasını, iradesiz bir yönelişe değer vermiyor. Kalp ile onaylanmayan bir şeyin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur. Çünkü ameller niyetlere göredir.

Kalben olmayan amel samimiyeti içerisinde barındırmayan ameldir. Bir insan kalben bir şeye niyet eder, onu herhangi bir sebeple yerine getiremezse sırf niyetinden dolayı bile mükafata nail olur. Kalpte olanlar Allah  ile kul arasında adeta sırdır. “ Kalpler de olanlar Allah’a gizli değildir.” Orada olanı Allah’tan başka kimse bilmez. Ancak dışa yansıyan davranışların kalbe aynası olduğu gerçeği de bir kaidedir. Bazıları “sen benim kalbime bak,  ben günah işliyorum amma benim kalbim temiz”  diyerek kendilerini savunma gereği duyuyorlar. Halbuki bal küpünden sızan sirke olmayacağı gibi,  sirke küpünden de sızan da bal olmaz.

Kalbi temiz olan insan Allah’ın emirlerini yerine getirir, yasaklarından sakınır. Kalbi temiz olan insanın eli harama uzanmaz. Kimsenin hakkına, hukukuna tecavüz etmez, kalp kırmaz, haram yemez, komşusunun hakkına riayet eder, ana babasına hizmette kusur etmez, sıla-i rahime devam eder, yardıma muhtaç olanı yardım eder, kendisi için istediğini başkası içinde ister, kendisine reva görmediğini başkalarını reva görmez.

Kalp insanın Allah’la irtibata geçtiği yerdir. Oradan gerçek hakikatlere ulaşır. Feyiz ve bereketin aktığı, nice güzelliklerin ulaşıldığı mekan kalp olduğundan adeta İlahi aleme açılan yegane penceredir. Orası Allah, kalbi muhatap alıyor. Kalbin bakımını yapmalı, ihtiyaçlarının ne olduğunu en iyi bilendir. O da ibadet, itaat, zikir ve fikir,  Allah’ın sevgi ve muhabbetidir. Ancak o zaman kalbimizi doyurur, huzur ve saadeti yakalayabiliriz. Yoksa kalbimize soktuğumuz her şey bizi farklı mecralara, sıkıntılara sürükler.

İnsan bilmediğinin düşmanıdır ancak bilmek ve anlamak için de görmek ve hissetmek gerek Oda kalbin safiyetini korumasıyla yani kalp gözünün açık olmasıyla, başka bir ifadeyle kalbin işlevini yaratılış gayesine uygun bir şekilde yerine getirilmesiyle mümkündür. Yüce Allah Kur’an ı Kerimin İsra suresi 72. Ayetinde  “ Dünyada kalp gözü kör olanlar, Ahirette de kördür”  Dünyada kalp gözü kör oluğundan hakikatleri anlayamayan,  Allah’ın büyüklüğünü göremeyen Onun verdiği nimetlerin şükrünü eda edemeyen insanlar, Ahirette de kör olarak haşredilecektir.

İnsan kalbini kontrol etmek istediği zaman, günahlar ve sevaplar karşısında ki hissiyatının ibresinin nereye gösterdiğine baksın Günahlarına üzülüyor, sevaplarına seviniyorsa kalpte hala canlılık var demektir. Günahlarına üzülmüyor, sevaplarına sevinmiyorsa kalbi hastadır. Bir an önce gereken tedaviye koyulmalıdır. Ancak insan kendini günah işlemeye alıştırırsa onun tövbesindeki samimiyeti sorgulanır. Kalbin en büyük hastalığı gaflettir.  gaflette olan bir insan daha nice günahlar işleyebilir. En büyük hastalık hasta olduğunu dahi bilmemektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.